|13| Sabah Kahvesi

4K 283 245
                                    


Draco uykusunu alamamış, gömleğinin üst üç düğmesi açık ve yeşil kravatı bağlanmamış, halde erkekler tuvaletinin aynasında kendine çekidüzen vermeye çalışıyordu.

Yüzünü soğuk suyla yıkadıktan sonra boynundan aşağıya akan su damlalarını görmezden gelerek kalın kazağını geçirdi üstüne.

Bu sırada büyük tahta kapıyı ayağıyla iterek açan Theo ile aynada göz göze geldiler. "Günaydın Günışığı!" dedi genç adam içeri girip arkasından kapıyı kapatırken.

Birkaç adım daha yaklaştı sarışına temkinlice "Ne bu halin sabahın köründe biriyle yiyişmedin umarım." dedi dağılmış halde karşısında duran Malfoy'a.

Draco bir şey söylemeden ona bakmaya devam ediyordu ama hırslı nefes alış verişinden Theo bir sorun olduğunu sezmişti. Malfoy aniden çocuğun üstüne yürüyüp uzun kollu kazağını çekip çıkardı üstünden.

Sadece gömleğiyle kalan Theo vücuduna değen soğukla irkildi. "Hey hey sarı çiçeğim! Biliyorum yakışıklılığıma dayanmak zo-

Malfoy'un bu sefer de çocuğun gömleğinin koluna saldırmasıyla sözü yarıda kesildi ve sol kolunu ondan çekip arkasına saklayarak birkaç adım uzaklaştı, sırtı duvara çarpana kadar.

"Draco ne sikim işler döndürüyorsun kafanda! Kendine gel."

"Kolunu aç!" dişlerini sıkarak çocuğun üstüne yürüdü.

Sol kolu arkasında, sırtı duvara yapışmış halde durmaya devam ediyordu Theo gözleri yaşla dolmasın diye dudaklarını kemirirken. "Siktir git ruh hastası!" diye ittirdi sarışını göğsünden.

Malfoy bu sefer sinirle çocuğun arkasında tuttuğu kolunu görmek için bileğine sertçe yapışıp kendine çekti, Theo'nun tüm karşı koyma çabasına karşın, beyaz gömleğin kolunu yırtarcasına açarken küçük düğme de kopup yere düştü.

Draco kuruyan dudaklarını diliyle ıslatıp Theo'nun gözlerine bakarak çocuğun gömleğinin kolunu yavaşça yukarı sıyırdı, Karanlık İşaret ortaya çıkana kadar.

Theodore mahçup ve titrek göz bebekleriyle sarışına bakıyordu nefes almadan, Draco'nun gördüğü leke karşısında ruhundan bir parça daha kopup havaya karışmıştı.

"Draco b- Theo konuşmak, her şeyi anlatmak istedi ama kelimeler dilinden dökülmüyordu.

Malfoy çocuğu ensesinden sıkıca tutup alnını çocuğunkine dayadı, bir eli hala leke'nin üzerindeyken."Neden söylemedin?" dedi fısıltıyla.

Soğuk nefesleri birbirine karışırken Theo sonunda konuşacak cesareti buldu. Sesi hala biraz titrekti. "Söyleyemedim, hayatımı yeterince siktiler. Önce Pans'i sonra da seni kaybedemezdim.

Draco alnını dayadığı çocuğun başını alıp omzuna bastırırken Theo içinde kalan her şeyi bağıra bağıra ağlayarak gözyaşlarıyla akıtmamak için büyük çaba gösteriyordu.

"Bana gelmeliydin. İlk bana söylemeliydin Theo.." dedi omzuna yaslı duran başa doğru mırıldanarak.

"Senin de hayatını karartmak için mi?" Theo hafifçe kafasını kaldırıp Draco'ya baktı. "Cissy'nin güneşim diye sevdiği oğlunu böyle bir karanlığa mı çekseydim."

Theo başını sarışının omzundan kaldırıp karşısına geçti. "En azından ailen sana böyle bir şeyi yapamayacak kadar değer veriyor." dedi burnunu çekerek.

Draco'nun hüzünlü bir bakışla kıvrıldı dudakları, sol kolunu sıyırırken "Cissy güneşim diyebilir ama Lucius Malfoy o günü çoktan geceye çevirdi bile."

Storm In Hogwarts // DramioneOnde histórias criam vida. Descubra agora