33 - Çözülme

3.1K 268 36
                                    

33 - Çözülme

Demir elimi tutarak yürümeye başladığında bacaklarıma baktım. Tuhaf, titrediklerinden emin olmama rağmen gayet sabit komutlarıma uyarak ilerliyorlardı.

Arkamı dönüp arkamızdan gelen iki kişiye baktım. Aralarında iki kişinin geçebileceği bir mesafe vardı. Cesur merakla etrafı incelerken Tolga'yla göz göze geldik. Bana baktı bir süre, tedirgin gözüküyordu.

Bir kırmızı asalı olarak yeşil asa kaynayan yere gelmek eminim onu tedirgin eden başlıca sebepti.

"Dur." dedim fısıldayarak. Demir hemen durdu. Yerdeki ince çizgiyi gösterdim. "Duvar kurmuşlar." dediğimde Demir başını salladı.

Asalarımızı kaldırıp duvarı yıkacak büyüyü atmamıza rağmen işe yaramıyordu. Birbirimize baktık. "Ben yaparım." dedi Tolga.

"Sakın!" dedim. "Büyüyü bana söyle, ben yaparım."

"Bir yay çizip lanet ve duvar tuzla buz ol diyeceksin."

"Bu nasıl bir kalkan? İlk defa duyuyorum." dedi Cesur. "Babamın yaptığı bir kalkan. Irmakların evinde de var."

Tolga'yla göz göze geldik. Asamla yay çizip büyüyü söyledim. Duvar yıkılırken Tolga hafifçe güldü. "Irmak'ın bunu kullanacağını biliyordu."

İlerlemeye devam ettik. Bozkıra gelmiş gibiydik ve ortalık terk edilmiş gibi duruyordu. Ne bir ev vardı ne de ev olabilecek herhangibir şey. Kaşlarımı çattım, bu işte bir terslik vardı.

"Sırları göster." dedim ve asamı etrafa doğrulttum. Hiçbir şey olmamıştı. Dudaklarımı ısırdım. Yoksa burayı çoktan bulmuşlardı da tüm yeşiller ölmüş müydü?

"Giz perdesi olduğunu mu düşünüyorsun?" diye sordu Cesur. Başımı salladım. "Baksana, babanın söylediği yer burası ama buranın ölü kentten farkı yok."

"Haklısın." dedi. "Babamın kullandığı bir büyü var. Belki onu yapmışlardır. Bekle." dedi ve siyah asasını çıkarıp havaya tuttu. "Tertemiz kalple saklı olanı görmek istiyorum."

Bir anda ortaya evler çıktığında şaşırdım. "Babam hep niyetin temiz olmasının önemli olduğunu söylerdi." diye açıklama yaptı Cesur.

Ama bizi bekleyen şeyin evler ortaya çıkar çıkmaz kapının açılması ve bize doğrultulan asalar olmasını beklemiyordum.

Bir sürü yeşil asa. Bu bir rüya mıydı? Ağlayabilirdim.

"Durun!" diye bağırdım ortaya. "Bir şey yapmayın."

"Olduğunuz yerde kalın ve asalarınızı indirin!" dedi adamın birisi yanımıza yaklaşarak. Gözlerim merakla bizi inceleyen küçük çocuklara takıldığında dudaklarımda bir gülümseme oluştu.

Çocuklar umuttu.

"Hayır, hayır. Şuna bakın." dedi Demir ve asasını gösterdi. Asasının yeşil olduğunu görenler durup fısıldadı. "Mehir." dedi bana, aynısını benim de yapmamı istiyordu. Asamı gösterdiğimde tekrar fısıldaşmalar başladı.

"Siz-" dedi bize yaklaşan adam şaşırarak.

"Ben Demir Canvaran." dedi Demir. Beni göstererek "O da Mehir Güzduman." dediğinde sesler artmıştı.

"Mehir Güzduman mı?"

"Zümrüt Güzdumanlar mı?"

"Nasıl olur? Onlar ölmemiş miydi?"

"Aynı annesine benziyor."

"Eğer asalarınızı indirirseniz konuşmak istiyoruz." dedim. Emir vermişim gibi asalar indi.

𝐒𝐎𝐘𝐋𝐔 𝐀𝐕𝐈Where stories live. Discover now