four

3.7K 486 83
                                    

Bir Perşembe gecesiydi ve saat neredeyse on biri bulmuştu işten çıkalı, bindiği otobüs yavaş bir şekilde caddelerin arasında hareket ederken başını cama yaslamıştı ve telefon ekranını arada açarak saati kontrol ediyor, on ikiden önce evde olabilme...

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Bir Perşembe gecesiydi ve saat neredeyse on biri bulmuştu işten çıkalı, bindiği otobüs yavaş bir şekilde caddelerin arasında hareket ederken başını cama yaslamıştı ve telefon ekranını arada açarak saati kontrol ediyor, on ikiden önce evde olabilmesi için dua ediyordu içinden. Onu birilerinin duymasını istiyordu, birilerinin onu duymasına ihtiyacı vardı. Başını geriye atarak gözlerini kapadı, kulaklarına gelen sakin çello sesi ile biraz olsun rahatlamış hissediyordu, zihnine arkadaşının paylaştığı keman çalan Kim Taehyung görüntüsü geldiğinde dudakları farkında olmadan kıvrıldılar yana doğru. Onu gördüğü, onunla flört ettiği ve Kim Taehyung kendisi sayesinde o güzel kahkahasını duyduğundan beri yalnızca dört gün geçmişti, ona iki kart daha yazarak göndermiş ve o sevimsiz işinde, sevimsiz insanlarla beraber çalışmaya devam etmişti.

Üniversitenin ilk gününe başlarken aklında oldukça geniş bir hayat, ümit dolu beklentileri olan on dokuz yaşında bir çocuktu fakat kabul etmeliydi, hiçbir zaman iyi bir hayatı olmayacaktı. Babası onları terk edeli neredeyse beş ay olmuştu, iki ay önce doğan küçük kardeşi Seol için annesi evde kalmalıydı ve kazandığı bursunun yanında üniversite hayatına devam etmek istiyorsa çalışmalıydı. Arkadaşlarının parti, eğlence ve toplanma hikâyelerini dinlerken her zaman uykulu olurdu, okuldan sonra çalışması gereken yarı zamanlı işleri ve dersleri yüzünden günde en az sekiz saat uyumaya alışık olan bedenini üç dört saatlik uykulara alıştırmaya çabalıyordu. Geceleri bazen minik Seol'ün ağlamalı ile uyku saati daha az bile olabiliyordu; fotoğraf çekmek, resim yapmak ve bazen kelimelerini kâğıda aktarmak onun için başka bir dünyaya ait gibiydi. Elleri yalnızca ödev yapmak, siparişleri taşımak ya da kolileri dizmek için kullanılan bir araç gibiydi, yaptığı tek iyi şey Seol'ün yanaklarını okşamaktı.

Üçüncü sınıfın zorlu zamanlarında internette tesadüfen bulmuştu radyo yayınını, kendisine 'vante' lakabını takmış olan genç biri yapıyordu ve saat on ikide başlayan yayınlar bazen sabahlara kadar sürüyordu, kulağında kulaklık takılı şekilde vante denen kişinin sesi ile çok defa uykulara dalmıştı. Benzer sorunlarla boğuşuyor, tavsiyeler veriyor ve kendi hazine sandığım dediği müzik listesinden parçaları sunuyordu herkese. Bir ses tonunun bu kadar rahatlatıcı olması, kıkırtılarının gülümsetmesi ve onu hayal etmesi tamamen saçmalıktı ama üç yıldır zorlu geçen hayatına bir bahar gibi gelmiş, buz tutmuş kalbinde çiçeklerin açmasını sağlamıştı. Yaklaşık bir buçuk yıl sonra onu ilk defa büyük bir ajansın duyurusunda görmüştü.

''Gizli Nighttime Walk radyo yayını sunucusu Vante, ilk kez kendini göstererek ajansımızla gece yarısı buluşmalarına bu kez kameralarla dönecek.''

O günü hatırlamaması imkânsızdı, bir süredir yapılmayan yayınlar ile endişelenmiş olan yüreği ile ona ait olabilecek her hesabı aramış, her yere bakmıştı ama ona ait hiçbir iz yoktu, endişelenen sadece kendisi de değildi. Kulaklığının ardındaki kişinin kendisine ait olduğunu düşünmüştü ama ona ait olan fan sayfasında her şey gözler önündeydi, onun dışında yaklaşık on bin kişi daha onu bekliyor ve merak ediyordu. Kapısı kilitlenmiş odasını son kez kontrol ettikten sonra diz üstü bilgisayarını kucağına almış, ılıttığı sütüne biraz kakao atarak yatağına kurulmuştu. Kulaklığını takarken onun sesini yeniden duyma heyecanı içini yiyordu, büyük bir reklam ajansında asistan olarak başlayalı iki haftayı bulmuştu ve üniversiteden sonra rahatlayacağını düşünürken içine düştüğü karmaşa ve hiyerarşi düzeni içinde ezileceğini şimdiden hissetmişti. Üniversiteye dönmek ve iki ayrı işte yarı zamanlı olarak çalışmak için artık çok geçti.

nighttime walk | taekookWhere stories live. Discover now