4.7

7.1K 468 257
                                    

Atalay'ın dediği doğru çıkmıştı. Konuşmamızdan bir hafta sonra Toprak geri dönmüştü. Ve gerçekten de eski halinden daha beter görünüyordu. Saçları dağılmış, gözaltları eskisinden de mordu. Onu ilk gördüğümde 'çökmüşsün' demek istedim. Ama kendime bir söz vermiştim birkaç gün önce. Belki Toprak'ı seviyordum, onun yanında olmak istiyordum ama sürekli gururumu hiçe sayıp kendimi ezdirmek de istemiyordum. Yaptığı beni ezmek değildi. Amacı bu değildi, biliyordum. Sadece o an gitmesi gerekmişti ve gitmişti...

Kendimle bir savaş halindeydim. Bir yanım deli gibi Toprak'ın yanında olmak isterken diğer yanım durmadan aptal olduğumu, Toprak'ın beni istese çoktan yanımda olacağını söylüyordu.

Şu an arka sıramdaki varlığı bile beni geriyordu.  Yine kaleminin kağıdı çiziş sesini duyuyordum hafif de olsa. Ve bu sesi bile özlemiştim. Acaba ne çiziyordu? Umrumda olmamalıydı...

Tennefüs zilinin sesi, Toprak'a ait olan özlediğim o sesi bastırdığında kafamı sıraya gömdüm. Biraz uyumak istiyordum. Teneffüse çıkmak istemiyordum. Böylece belki düşüncelerimden biraz uzak kalabilirdim. Ama o an çok tuhaf bir şey oldu. Kısık sesle bir şarkı sesi duydum. Yakından geliyordu. Arka sıramdan...

Ölümünü düşünemeden
Şehrine yağmur getiremeden
Dudaklarına yine dokunamadan
Yaşamak çok zor

Sonra kesildi birden. Herhalde kulaklığını takmak için acele etmemişti Toprak. Kafamı kaldırdım ve sıramdan kalktım. Gözlerim anlık Toprak'ı bulduğunda kaşlarını çatmış bir şekilde resim yapmaya odaklandığını gördüm. Tahmin ettiğim gibi kulağında kulaklığı vardı.

Dinlediği şarkıya bakarsam aklının Kayla'nın ölümünde olduğunu anlamak zor değildi. Ne kadar acı çekiyordur şimdi... güzel oğlum benim... keşke beni yanında istediğine dair bir şey yapsan... acını paylaşsam seninle... ne güzel olurdu.

Sınıfın kapısına doğru ilerlemeye başladım. Sanki bir şey burdan gitmemi istemiyordu. Öyle ağır öyle yavaş yürüdüm ki... sanki bir şey olacakmış gibi...

"Yaren." Toprak'ın sesini duyduğumda çok tuhaf bir şey hissettim kalbimde. Sanki yıllardır koşuyormuşum da yeni durmuşum gibi. Bir ağırlık hissettim vücudumda. Sesindeki acı, sırtıma yük olmuştu.

Durdum ve ona döndüm.

Ne diyeceğini bilemiyor ama gitmemi de istemiyor gibiydi. Baktı birkaç saniye sadece. Sonra dudaklarını araladı ama hiçbir şey demeden geri bastırdı. Kulaklığın birini çıkarmıştı.

"Önemi yok." dediğinde kaşlarımı çattım.

"Toprak." dedim. Günlerdir içimdekileri  hep susturmuştum. Şimdi konuşma vaktiydi. "Ben aramızda dağ olsa aşardım. Yol olsa yürür, okyanus olsa yüzer yine gelirdim sana. Ama sen aramıza seni koydun. Ben seninle savaşmak istemiyorum ki... senin için seninle savaşmak istemiyorum. Ben istiyorum ki seninle zihnindeki fırtınaya karşı savaşalım. Acılarınla yüzleşelim, korkularını öldürelim. Ama sen istemiyorsun." Durdum ve nefes aldım birkaç saniye. "Seninle savaşacak kadar güçlü değilim ama seninle acılarına karşı savaşacak kadar güçlüyüm."

Beni dinlerken çatılan kaşları cümlemi bitirmemle tekrar eski halini almıştı. Kısık kahverengi gözleri sanki birazdan beni öldürecekti. Öyle derin bakıyordu ki...

Konuşmamı bitirdiğim için ona son kez baktım ve arkamı dönerek sınıftan çıkmaya yeltendim. "Yaren." diyerek durdurdu beni. Beni mi deniyordu, anlamış değildim. Kendimi ağlamamak için zor tutuyordum.

Dolan gözlerimi görmemesi için ona dönmedim ama durdum.

"Yanımda ol."

###

Haiii

sırf evde sıkılmayın diye her gün bölüm atıyom ne kadar da iyi bir yazarım of of

yorum rekorumuz 39muş aşkolar bence bu bölüm kendi rekorumuzu kıralım ve 40 yorum yapalım, olur mu?

siz: neden böyle bişey yapalım?

ben: nolur

jdlskdlskrjdlskr

hadi öptüm

sen yağmurları sevdiğinde | textingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin