Teneffüs zili çaldığında gözlerim hala Atalay'la Toprak arasında gidip geliyordu. Sınıftaki herkes ilk teneffüs olduğu için kahvaltı yapmaya inmişti kantine. Toprak ve Atalay hariç. Kardeş olabilirler miydi? Sanmıyordum. Toprak dalgalı sarı saçlara ve mavi gözlere sahipken Atalay'ın saçlarıyla gözleri kahverengiydi.
Normalde her teneffüs dışarı çıktığımdan şimdi çıkmazsam dikkat çekeceğimi düşünüp çıktım sınıftan bunları düşünürken. İkizlerin yanına da gitmeye acayip üşenmiştim bu yüzden sınıfın bulunduğu koridorda bir kalorifere yaslandım. Benim bu Atalay denen çocuğun Toprak'la ne gibi bir ilgisi vardı çözmem lazımdı. Çok merak ediyorum yav. Hele Toprak'ın Atalay'a bakışları... Kesinlikle ikisi arasında bir şeyler dönüyordu.
Telefonumu çıkarıp Toprak'a mesaj atmaya karar verdim. Tabii ki anonimden. Gerçi en son konuştuğumuzdaki söyledikleri kalbimi yumuşatıcıyla yıkanmış gibi hissettiriyordu. İçinde yalnızlıktan sıkılmış ama buna mecbur bırakılmış biri olduğunu biliyordum. Diğerleri 'Kendini havalı sanıyor herhalde.'
'Bu çocuk da yakışıklı ama hiç konuşmuyor.'
'Deli bence.' gibi şeyler söylerken ben onu anlamaya çalıştığım için ister istemez ondan hoşlanmaya başlamıştım. Çünkü sessiz insanlar en gürültülü zihinlere sahiptir ve onun zihninin gürültüsü bana dünyadaki en güzel melodiymiş gibi gelmişti. Amacım o gürültüyü susturmak değil, onun da bu gürültüyü zihnini rahatsız eden bir şey olarak değil de benim duyduğum gibi güzel bir melodi olarak duymasını sağlamaktı. Eğer bunu başarabilirsem o melodiye en uygun sözleri biz yazacaktık.
Kafamı Toprak'la olan düşüncelerimden uzaklaştırdım ve ona Atalay'la ilgili bir mesaj attım.
Anonim: Kimya kitaplarında yazmaz ama dünyadaki en sert element, senin Atalay'a olan bakışlarındır.
Toprak: Yine kimya kitaplarında yazmaz ama dünyadaki en yapışkan madde de sensindir.
Anonim: Dün öyle demiyordunuz Toprak Bey ;)
Toprak: Her neyse
Toprak: Seninle Atalay hakkında konuşmayacağım
Toprak: Sen boşuna parmaklarını yorma
Toprak: Ben de yazdıklarını anlamak için beynimi
Anonim: SENİN KAFANIN BEYNİ YOK Kİ
Anonim: SENİN KAFANIN BEYNİ YOK
Anonim: BENİ ÇILDIRTMAK MI İSTİYORSUN SEN
Anonim: SENİN KAFANIN BEYNİ YOK
Toprak: Ee gülelim mi şimdi buna
Toprak: Hadi benim beynim yok
Toprak: Senin beynini ne kaplıyor merak ediyorum
Anonim: Gülüşün
Anonim: BU SEFER DÜŞTÜN İNKAR ETME
Toprak: Hayır beni gülerken görme ihtimalini düşünüyorum
Anonim: Düşünme boşuna, hiç görmedim
Toprak: Bir insanın hiç gülüşünü görmeden nasıl seversin ki?
Anonim: Gülebilme ihtimalini düşünerek seversin koçum
Toprak: Ben senin gülebilme ihtimalini sevdim, diyorsun yani
Anonim: Hayır
Anonim: Ben senin gülümseme ihtimalini bile sevdim
Anonim: Aslında kolay bir şey dudaklar yukarı kıvrılıyor falan
DU LIEST GERADE
sen yağmurları sevdiğinde | texting
Kurzgeschichtensen yağmurları sevdiğinde. hatta sevmediğinde de.