~Final~

7.1K 353 178
                                    

"Yoruldum be," dedi ve sandalyeye oturdu Berkan. Az önce koşuşturduğu o kadar belliydi ki.

"Ne bu halin lan? Atlılar mı koşturdu?" Erkan, tam da aklımdan geçenleri söylemişti.

"Aynen kanka. Ne oldu?" Ben de sorumu yönelttiğimde Berkan önce önümde duran suyu aldı ve tek dikişte bitirdi.

"Sormayın. Başıma ne geldi?"

"Lan anlat işte." Erkan yine gergin civcivliğini konuşturmuştu.

"Ya şimdi ben bizim mahalledeki bakkal Hüseyin Amca'nın yanına gittim."

"Eee?"

"Sonra ona dedim ki 'Hüseyin Amca. Almanya'da Gotten diye çikolata varmış. Türkiye'ye geldiğinde sana 'Gotten verir misiniz' dediklerinde ne diyeceksin, diye sordum. Adamın bir koşuşu var. Otobüste görsem yer vereceğim adam ta bizim mahalleden şu köşeye kadar koşturdu beni."

Deli gibi kahkaha atmaya başladığımda kafedeki birkaç göz bize döndü. Umursamadan kahkahama devam ettim ve Berkan'a gülüşlerimin arasından zar zor "Sen salaksın," diyebildim.

"Niye böyle bir şey yaptın Berkan. Anlatana biraz. Hı?" Erkan'ın sorusuyla birlikte Berkan keyifle arkasına yaslandı. "Burcu'yla konuşuyoruz. Bana 'Hayatında aksiyon yok senin.' dedi. Ben de videoya çektim o anı. Görecek aksiyonun alasını."

"Zeka desen var."

"Ulan Berkan..."

"O değil de..." dediğimde ikisinin de maviş gözleri bana dönmüştü. "Şeyi hatırlıyor musunuz? Erkan'ın aşık olma çabalarını. Bir keresinde bir kızı 'Çiğköfte Urfa'nındır.' dediği için engellemişti.

"Çiğköfte hassas noktam kardeşim. Urfa'nın değil Adıyaman'ındır." Dediğine Berkan'la birlikte kahkaha attığımızda kafeye giren Toprak'ı bulmuştu gözlerim. Of, şu asalete bak ya. Bu çocuk benim manitam mıydı şimdi? Valla öyleydi.

Bizi görebilmesi için el salladım ve o da görüp yanımıza geldi. Ona sarıldığımda bana karşılık verdi. "Hoşgeldin."

"Hoşbuldum güzelim," diyip yanımdaki sandalyeye oturdu. Erkan'ın gerildiğini anlayabiliyordum ama bana söz vermişti. Sorun çıkarmayacak ve aralarını düzeltecekti.

"Hoşgeldin kardeşim." Erkan'ın dediğine gülümsedim. Toprak da hafifçe başıyla selam vermişti. Aralarının iyi olduğunu görmek beni çok mutlu ediyordu. Hayatta en değer verdiğin insanların bir arada olması hissi çok güzeldi.

"O değil de Yaren..." dediğinde hepimiz Berkan'a baktık. Eski anılardan konuşmaya devam edecektik anlaşılan. "Küçükken birlikte cips aldığımızda seni kandırıyorum. 40 kere çiğnemek sünnettir diye. Sen bir tane yerken ben bitiriyordum hepsini. Özür dilerim kanka."

"Ya pislik. Ben hala aklıma geldikçe 40 kere çiğniyorum yemeği." dediğimde hunharca kahkaha attılar. Toprak da dahil. Bu manzara hoşuma gitmişti. Bu yüzden ben de güldüm.

"O değil de Yaren'in Toprak'a ilk anonimden yazması..." Berkan'ın bu dediği Toprak'la bizi göz göze getirmişti ve ikimiz de gülümsüyorduk. Altı-yedi ay öncesine kadar böyle bir anın yaşanacağını söyleseler onları benimle dalga geçtikleri için döverdim ama şimdi... bu an yaşanıyordu. Ben ve Toprak artık birbirimize gülümsüyorduk. Beraber korkularımızın üstüne gidecek ve onları yenecektik.

"Peki Berkan'ın Yaren'i kurtarmak için gay taklidi yapıp Toprak'a yavşaması..."

"O an hala bende travma..." diyen Toprak'a gülmüştük. "Hala unutamıyorum. Bana şey demişti. 'Bana havalı görüneceğim diye kendini kasma benim damarlarımdaki kan bile hasta sana  Toprak."

İşte buna sonsuza kadar gülebilirdim. Hepimiz gülüştüğümüzde Erkan gülüşlerinin arasından başka bir anıyı hatırlattı bize. "Peki Berkan'ın ilk ilişkisinde terk edilince karakola gidip cinayet ihbarında bulunması."

"Öyle mi? Kim öldürüldü?" Toprak'ın masum sorusunu tabii ki Berkan cevapladı hüzünle. "Ben." Derin bir nefes alıp devam etti. "Kalbimden vurmuştu beni zalımın kızı."

O gün hep öyle gülmüştük. Ve ben o anı defalarca oynatmıştım zihnimde. Çünkü Toprak iyileşmişti ve gülüyordu. Arkadaşları vardı. Bir sevgilisi vardı ve o kişi bendim. Bunun mutluluğunun üstüne yanımda hep kahkaha atması... paha biçilemezdi.

*

Çok güzel bir günün sonunda Toprak beni evin önüne kadar bırakmıştı. Teşekkür etmek için ona doğru döndüm. "Teşekkür ederim."

"Neden?"

"Eve kadar bıraktığın için."

"Saçmalama Yaren. Hadi gir içeri."

Yanağına bir öpücük kondurup yanından ayrılacaktım ki belimden tutup kendine çekti. Sanki söyleyecek bir şeyleri vardı. Gözleri o kadar derin parlıyordu ki... "Asıl ben teşekkür ederim güzel kızım... beni iyileştirdin. Yaralarımı sardın. Ve bana gülüşlerimi geri verdin. Sana ne kadar teşekkür etsem az..."

Gülümsedim. "Çok da şaapmayalım..." dediğimde güldü. Çünkü Toprak beni ilk bu kelimeyle tanımıştı.

"Yaren... seni çok seviyorum."

"Ben de seni..." dedim ve ona sarıldım. "Ben de seni güzel oğlum."

###

Ağlıyorum şu an arkadaşlar iyi değilim... evlat ayırmak gibi olmasın ama en çok bu kitabımı seviyordum😪😣

Hadi bu satıra bitirdiğiniz tarihi ve saati yazın.

Valla gidesim yok ya... sonsuza kadar yazar notu yazacağım sanırım... Tamam şimdi ciddi oluyorum...

Güzel kızlarım, miyavlarım beni ve Toprak'la Yaren'i yalnız bırakmadığınız için teşekkür ederim... Yeri geldi Yaren'e üzüldük, yeri geldi Yaren'e sevindik. Yeri geldi Toprak'a sövdük, yeri geldi yine Toprak'a sövdük dklakdls nys cddym. Kısacası sizi çok seviyorum. Umarım Atalay'ı da yalnız bırakmaz ve onun hikayesine de bir göz atarsınız💓

Bu sefer cidden hoşçakalın.

Sizi çok ama çok seven yazarınız.

sen yağmurları sevdiğinde | textingWhere stories live. Discover now