bölüm on sekiz

En başından başla
                                    

Bade olduğu yerde duraksayarak, şok içinde ilk önce Atabey'i süzdü. Mavi gözlerinde oyunbaz parıltılarla Bade'ye baktı ve kadın bir şey söylemeden önce, dudaklarının kenarında muzur bir sırıtışla, "Sen kızmadan önce..." Sinem'in çocuğuymuş gibi elinde dikkatle tuttuğu torbayı gösterip, "Dondurmalı irmik helvası getirdim." dedi.

Bade çatık kaşlarını Atabey'den çekip, yanında suçlu bir çocuk gibi duran Sinem'e çevirdi

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Bade çatık kaşlarını Atabey'den çekip, yanında suçlu bir çocuk gibi duran Sinem'e çevirdi. Sinem bir çocuk gibi omuzlarını silkip,  büktüğü dudakları arasından, "Ama dondurmalı irmik helvası getirmiş!" diyerek kendini savundu. Bade parmaklarıyla başını ovalarken, Atabey'e bir bakış daha attı ve düz bir sesle, "Ne dersem diyeyim, gitmeyeceksin, değil mi?" dedi bezgin bir şekilde kabullenerek.

 Bade parmaklarıyla başını ovalarken, Atabey'e bir bakış daha attı ve düz bir sesle, "Ne dersem diyeyim, gitmeyeceksin, değil mi?" dedi bezgin bir şekilde kabullenerek

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Atabey başını hızlıca iki yana salladı. "Bahçede kalmaya hazırım," Sonra içli içli Bade'nin arkasında duran sofraya baktı, "O fırında makarna mı?"

Bade oflayarak, "Yemeğe kalabilirsin.." dedi isteksiz bir sesle, "Ama yemekten sonra gidiyorsun Atabey!" diye belirtti hızlıca. Bir akşam yemeği, dedi içinden. Ayrıca yanlarında Sinem'de olacaktı. En azından bunu yapabilirdi, değil mi?

Üçü birlikte masaya oturdular. Başta üçünün de gerginliği elle tutulabilir seviyedeydi, birbirlerine bakmadan sessizce yemeklerini yiyorlardı. İlk konuşmayı başlatan Atabey olmuştu, Sinem başta taraflı olduğu belli bir şekilde ters davransa da birkaç dakika içinde sökülmüş, Atabey ile gülerek sohbet etmeye başlamıştı. Bade de zamanla somurtarak oturmaktan, üniversite zamanlarından, en azından yaralayıcı olmayan kısımlarından bahsedilen muhabbetin içinde eğlenirken bulmuştu kendini. Tatlılarını yerken, kahkahaları da çoğalmıştı,

 Tatlılarını yerken, kahkahaları da çoğalmıştı,

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
YAKALA BENİ (devam edecek)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin