14

9.7K 592 334
                                    

Ellerimi karnımın üzerine koyarken derince bir iç çekip gözlerimden akan yaşlara rağmen acı bir şekilde gülümsedim. Boğuluyordum. Arıkan'a söylediğim her bir kelimenin pişmanlığında boğuluyordum. Ona asla yaptıklarımdan pişman olmadığımı söylediğim anın içinde boğuluyordum. Aklım almıyordu. O çocuğun Arıkan olmasını aklım almıyordu. O çocuğu tanımamış olmamı aklım almıyordu ama en kötüsü de o çocuğun futbola bu kadar aşık olduğunu görmememi aklım almıyordu. Ben önemsiz sanmıştım. Ben o çocuğu sadece okuldan attırdığım için kötü biri olduğumu sanmıştım ama sandığım gibi değildi. Ben Arıkan'a en büyük kötülüğü ayağını kırarak yapmıştım. Ben Arıkan'a en büyük kötülüğü futbol seçmelerine geldikleri gün maça çıkmasını engelleyerek yapmıştım. Ben Arıkan'a en büyük kötülüğü onu okuldan attırarak değil futboldan onu uzak tutarak yapmıştım. Allah kahretsin ki fark etmemiştim! Sadece aptal bir oyun sanmıştım. Onun için futbolun önemini görememiştim gerçi görememende normaldi. Ben onun adını bile bilmiyordum ki! Nerden bilebilirdim ona bu kadar kötülük yaptığımı?! Nerden bilebilirdim yıllar sonra karşıma çakabileceğini?! Nerden bilebilirdim çocuğumun babası olacağını?

"Sende baban gibi benden nefret ediceksin değil mi? Hak ediyorum. Başıma gelen her şeyi hak ediyorum ama bari sen benden nefret etme küçük nokta. Yalvarırım bari sen beni sev." ellerimin altındaki bebeğimi hissetmek için parmaklarımı karnımda gezdirirken iyice göz yaşlarımla ıslanan yanaklarımı sağ elimin tersiyle temizleyip titreyen elimi tekrar karnıma bastırdım. Onu kaybetmek istemiyordum. Ellerimin altındaki bana ait tek şeyi de kaybetmek istemiyordum ama onu da tıpkı Arıkan'ı kaybettiğim gibi kaybedeceğimi biliyordum. Kötüydüm çünkü ben ve can çıkmadan huy çıkmıyordu. Arıkan haklıydı ben kesinlikle saf kötüydüm.

"Özür dilerim. Başını sonunu düşünmeden hareket etmiştim. Çocuktum. Allah kahretsin çocuktum!" sesim acı dolu bir çığlık gibi çıkarken ellerimi karnımdan çekip yüzüme kapattım ve o sırada evi dolduran kapının açılma sesiyle birlikte hızla yüzümdeki yaşları temizleyip kafamı salona giren Arıkan'a çevirdim. Arıkan bana sadece bir saniye baktıktan sonra gözlerini hızla benden kaçırdığındaysa iç çekmemek için kendimi zar zor tutup onun salondan çıkışını izledim. Nereye gittiği hakkında en ufak bir fikrim bile yoktu ancak sorucak cesareti kendimde hissettiğim için öylece durup beklemeye başladım. Yaklaşık yarım saatlik bir bekleyişten sonra Arıkan ıslak saçları ve değiştirdiği üstüyle salona tekrar girdiğindeyse oturduğum yerde dikleşip bakışlarımı ona odakladım ancak Arıkan bana bir kere bile bakmadan salondaki üçlü koltuğa yattı. O varlığımı bile umursamadan gözlerini kapatıp uyku moduna geçerken bu gece bu şekilde asla uyuyamayacağımı bildiğim için oturduğum yerden kalkıp onun yanına doğru gittim ve yattığı koltuğun kenarına oturdum. Arıkan'ın varlığımı hissettiğini biliyordum bu yüzden bir süre gözlerini açmasını bekledim ama Arıkan hiçbir harekette bulunmayınca daha fazla sessiz kalmaya dayanamayacağımı fark ettim. Konuşmamız gerekiyordu. Ne konuşmamız gerektiğini bilmiyordum ama kesinlikle konuşmamız gerekiyordu.

"Biliyor muydun? O gecede benim o Ceren olduğumu biliyor muydun?" aklıma gelen ilk soru dudaklarımdan dökülürken Arıkan gözlerini bile açmadan dudaklarını alayla kıvırdı. Gözlerini açmasını istemekten o alaylı gülümsemeyle vazgeçtiğimdeyse kirpiklerini aralayıp tüm incinmişliğiyle gözlerime baktı. "Biliyordum. Seni aksine ben senin bakışlarımı bile ezbere biliyordum çünkü."

"İn..tikam için miydi? O yüzden mi korunmadın? Canımı acıtmak mı istedin? Yoksa kendini bana kanıtlamak mı istedin?" sesim son derece kısık çıkarken Arıkan bana inanmayan gözlerle baktı. Gözlerindeki ifade söylediğimin bir saçmalıktan ibaret olduğunu yüzüme haykırırken aklıma başka bir ihtimalin gelmediğini ona söylemek için dudaklarımı araladım ama bakışlarındaki öfke yüzünden susmak zorunda kaldım. İlk defa onun karşısında bu kadar çaresiz hissediyordum ve kesinlikle bu çaresizliği hak ediyordum ama yine de bu durum fazlasıyla canımı yakıyordu.

Ehvenişer Where stories live. Discover now