*27*

8.5K 460 106
                                    

Bu kez şarkıyı dinledikten sonra yazmadım bölümü yazdıktan sonra şarkı aklıma geldi ;)

Böyle mükemmel bir tesadüf olmaz dedim hemen ekledim sonuna (medya) dinlemeden bitirmeyin bölümü 🖤🖤

Taladro: Beşinci Mevsim 🖤

Sabah uyandığımda etraf hala karanlıktı. Okula ise üç saatten fazla bir süre vardı. Ceyda'nın attığı mesajdan sonra zaten rahatça uyumam mümkün değildi. Daha Güneşin doğmasına vardı fakat yağmurlu havanın da etkisiyle iyice kararmıştı etraf.
Arada bir şimşek çakıyor etrafı aydınlatıyordu. Yatağımdan kalkıp pencereye doğru ilerledim. Yerler ıslak değildi ama gürültüyle çakan şimşekler yağacak yağmurun sinyalini veriyordu aslında.

Yanılmamıştım. Yaklaşık 5 dakika sonra kelimenin tam anlamıyla bardaktan boşanırcasına yağmur yağmaya başlamıştı. Okul vaktine kadar Ceyda'yı, Arel'i ve Bilinmeyen Numara' düşünmenin pek iyi bir fikir olmadığını bildiğimden, kitap okumaya karar vermiştim.

~

Yaklaşık on beş dakikalık bir yolun sonunda okula varmıştım. Sınıfa çıkmadan önce ıslak mendil almam gerekiyordu. Bu yüzden adımlarımı kantine doğru yönelttim. Kantine girince önce çevreme bakındım. Birkaç arkadaş grubunun oturduğu masalar haricinde boş sayılırdı. Bir ıslak mendil alıp bende girişe yakın bir masaya oturdum. Ayakkabılarımı silmem gerekiyordu.

Ayakkabımı silip başımı kaldırdığımda girişteki uzun peteğe yaslanmış, uzun boylu bir çocukla göz göze geldim. Şaşırmış, biraz da gerilmiştim. Aldığım psikolojik yardımlardan sonra insanlarla göz göze gelmekten bile çekinir olmuştum. Sanki gözlerimden her şey anlaşılacakmış gibi.

Rahatsız olduğum için ıslak mendil paketini çantamın suluk kısmına sıkıştırıp, kirli mendilleri de temiz bir mendil ile tutarak çöpe attım ve çıkışa yöneldim. Onun önünden geçmek zorundaydım. Nefesimi tutup hızlı adımlarla onun önünden geçerken bir anda kolumu tutmasıyla durmak zorunda kaldım.

Kolumu mu tuttu? Pekâlâ, baştan alalım. Şu an biri kolumu tutup beni durdurdu. Beni?

Kaşlarımı çatıp sorgulayan bakışlarla ona döndüm. Kolumu hala tutuyor ve gülümsüyordu. Cidden neden gülümsüyordu ki? Dikkatli bir şekilde yüzümü ve en nefret ettiğim şey olan gözlerimi inceliyordu. Artık dayanamayıp "Pardon?" diye bir soru yönelttim. O sırada kolumu hafifçe kendime çekmiştim. O da kolumu bırakıp yere eğildi ve elinde benim az önce çantama sıkıştırdığım ıslak mendil paketini verdi.

Ahh salak kafam ya! Çocuk ıslak mendilimi verecekmiş. İki dakikada ne yaşadım öyle!

Paketi ellerinden alırken kısık bir sesle teşekkür edip hızlıca kantinden ayrıldım. Ben giderken o ise hala gülüyordu. Neye gülecek, aptallığıma gülüyordu heralde. Ah Meva ah!

053**: Acısı gözlerine siniyorsa sevgimin

053**: Hatırası kalır bir ıslak mendilin'

(görüldü) ✔✔


SG:
AY ben bu bölüme düşüyoruuumm 💛🖤💛🖤




#qalp

ANLA || Texting Where stories live. Discover now