24. KÖTÜLÜĞE GEBE HAYALLER

12.5K 1.1K 1K
                                    

Mariya Chaykovskaya- в комнате цветных пелерин🎵

❝öp beni iyileşsin yaralarım,
öyle öp ki, yenilerine yer açılsın
çocukluğumun acısı, geleceğimin yazısı,
ben kötülüğe gebe hayalleri kuran kadın,
bu hikayede kötüler kazansın istedim,
çünkü en kötüsü bendim.❞

AA

Bir insanı bakışlarından tanırdınız. Herkesin bakışlarına anlam yüklenmediğini, Milan Balandin'in gözlerine bakarken anlıyordum. Hayatımda ilk defa Ahu'nunkiler dışında bir mavi gözler, böylesine derin bakıyordu bana. Böylesine çözmek istermiş gibi.

Fiziksel çekimi birine karşı hissetmek doğanın bir kanunuydu bana göre, utanılacak, çekinilecek bir şeyi asla yoktu. Yetiştirilme tarzımdan ya da hayata bakış açımdan mı bilinmez, ona olan hislerimi fiziksel çekime yorsam da; değildi, biliyordum. Öyle olmasını çok isterdim.

"Odaya git," dedi bakışlarındaki derinlikte beni boğarken. Sesi soğuktu, öfkeliydi. "Bana bir açıklama yapacak mısın?" diye direttiğimde duyduğu adımlarla, "Lara, odana!" dedi itiraz istemez bir tonda. Bana karşı ilk defa kullandığı ses tonuyla kaşlarım çatılırken geri çekilmiştim.

Dmitri Balandin'in öfkeli adımları bizi görünce duraksarken Milan gözlerini benden çekmeden kalkmıştı. Yutkundum ve odama gitmek için koridora gidecekken, ela gözleri öfke saçan Dmitri Balandin kolumdan sertçe tuttuğunda ben inlerken Milan, "Baba!" diye kükredi.

Dmitri Balandin her neye sinirlendiyse, "Benim kim olduğumu unuttun mu oğlum?" dedi öfkeyle. "Unuttuysan hatırlatmaktan asla çekinmem." Milan'ın adımları yanımıza geldiğinde, beni çekse de Dmitri Balandin sertçe tuttuğu kolumu bırakmamıştı. "Kolum," diyerek elinin üstüne elimi koyduğumda Milan, "Tamam," dedi telaşla. "Tamam baba, bırak." Acıyla buruşan yüzümle, beni koridora doğru ittirmesiyle, düşmemek için duvara tutundum.

Milan yanıma gelmek istiyor gibi olsa da babasının karşısında kaldı. Arkamı dönüp merdivenlere ilerlerken, "Bir kere aldım, bir kere daha almaktan çekinmem!" dedi Dmitri Balandin. "Senin aklını kaybetme gibi bir şansın yok!"

"Lara, odana!" diye bağıran Milan'la merdivenlerden çıkmaya devam ettiğimde, seslerini duyamıyordum. Kapıyı kapatmış olmalılardı. Odama girdiğimde gergince bir sağa bir sola yürüyordum. Sabahki dosyayla mı ilgiliydi? Ne vardı dosyada? Dmitri Balandin neden bu kadar sinirliydi ve bunun benimle ne alakası vardı? Milan neden korkarak gelmişti?

Elimle saçlarımı karıştırdım. Aklım çok karışıktı ve cevap alamazsam kafayı yiyecek gibiydim. Odamın kapısını açtığımda, dış kapının çarpılmasıyla Dmitri Balandin'in gittiğini düşünerek aşağı indim.

Çekingen adımlarım, çalışma alanına ilerlediğinde, Milan'ı sigara içerken görüyor olmam şaşırmama sebep olmuştu çünkü genelde balkonda içtiğini görüyordum. Camın önünde, dışarıya bakarken sigara içmesini izledim, kolumu kapıya yaslayarak. Yüz hatları keskindi ve şu an öfkeli ifadesi daha da keskinleştirmişti yüzünü. Dudakları dolgun, burnu düzgündü. Milan Balandin, kusursuz bir yüze sahipti. Yanaklarına özenle serpiştirilmiş gibi duran benleri, kıvrık, uzun kirpikleri... Her şeyi onu saatlerce izlesem de sıkılmazmışım gibi hissettiriyordu bana.

"Gelsene yanıma," dediğinde daldığımı fark edip, "Sinirli gibisin," diye mırıldandım çekinmiş gibi. "E gel işte," diyerek camın önündeki koltuğa bacaklarını aralayıp rahat bir pozisyonda oturdu ve bana baktı. "Gel de geçsin sinirim." Bir an kalakaldığımda, buradaki tek ışın evin dış ışıklandırmasıydı ve buradan bile bakışlarındaki yoğunlukta eriyebiliyordum. Yutkundum ve yavaşça yanına ilerlediğimde, koltukta uca kaydı ve beni bileğimden tutup kendine çektikten sonra, çenesini karnıma yaslayarak bana üstten bakmaya başladı.

MATRUŞKA || AA (KİTAP OLDU!) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin