gelecek, "matruşka cinayetleri"

25.7K 1.6K 744
                                    

Hiçbir şey anlamadım diyenler var, bu bölümleri diğer bölümlerle daha iyi anlayabilirsiniz. Kafanızın karışmasını istemiyorsanız, geçmişten sonra direkt birinci bölüme atlayın, en son burayı okuyun. Ama dikkatli okursanız anlamayacağınız bir şey yok bence. Yine de siz bilirsiniz



Oy ve yorumlar unutulmasın, iyi okumalar!

(Eğik yazılan yerlerde Rusça konuşuluyor.)

9 Eylül 2022 güncellemesi, 2024 tarihini 2023 kitabın gereksiz yere uzamaması ve boş zaman atlaması olmaması için değiştirdim.


Ekim 2023, Rusya.

Ala Lara Akkor.

Karşımda acıdan kıvranan bedenin sahibi olan gözlerin yansımasında kendimi gördüm

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Karşımda acıdan kıvranan bedenin sahibi olan gözlerin yansımasında kendimi gördüm. Gözlerindeki intikam ateşiyle asla tanıyamadığım beden bana aitti ama ben kendimde değildim.

"Son kez soruyorum." Eline saplayıp duvara sabitlediğim bıçağa bakıp acıdan kıvranan adam, "Yalvarırım," diye ağlamaya başladı. "Yalvarırım bırak beni. Ben hiçbir şey bilmiyorum." Boynumu kütletip sol bacağımdaki kemerden bir bıçak daha çıkarıp saniyeler içerisinde diğer elini tutup sertçe sapladım. Adamın çığlıkları kulağımı doldururken artık iki elinden bıçaklarla duvara sabitlenmişti. Derin nefes aldım, kan kokusu genzimi yakarken adam attığı çığlıklara küfürleri karışmıştı. Rusça bildiği tüm küfürleri sıralıyordu puşt. "Hasta orospu, bilmiyorum diyorum sana!"

Ellerinden akan kanlar yere damlarken gözlerimi tekrar yüzüne çevirdim. "Bir daha sormayacağım, sabrım tükeniyor." Cebimden küçük ama adamın görünce gözlerini belertip daha da çığlık atarak ağlamaya başladığı aleti çıkardım.

"Bak ben sabırlı insanımdır. Sabaha kadar seninle oynayabilirim ve sana yemin ederim ölmene izin vermem. Şimdi," baş ve işaret parmağımı geçirip hızla aleti kapatıp açtım. Çıkan metalik sesle suratımda sırıtış oluştu. "İstediğim adı söylüyor musun, parmaklarını teker teker alıyor muyum?"

"Bilmiyorum ben bir şey. Tanrım, tanrım yardım et!" Alayla güldüm. "Öleceğini anlayınca mı aklına geldi? Tanrın bile seni kabul etmez yaptıklarından sonra." Birkaç adımda yanına yaklaştım. Ayakta durmakta zorlanıyordu. Normaldi, sol bacağından vurmuştum. Hızla kan da kaybediyordu, tahminen yarım saate ölürdü. "Söylemiyor musun?"

Elim sağ eline giderken, "Marko," dedi. "Marko Novikov." Birkaç adım geri çekilip, "Zebaniler seni bekler," dedikten sonra belimden çıkardığım silahla ateş ettim. Başı öne düşerken bıçaklar da onu daha fazla taşımadı, elleri kesilerek yere yığıldı.

MATRUŞKA || AA (KİTAP OLDU!) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin