10. GÜVEN VE YALAN

21K 1.3K 814
                                    

Ala Lara Akkor

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Ala Lara Akkor.

🗝

Bir şeyleri yapmak istemememe rağmen kendimi buna zorladığım çok an olmuştu. Zorunluluklardan nefret etsem de hepimizin nefret ettiği zorunlulukları vardı en nihayetinde. Dün geceden sonra gece boyu uyanıp dursam da sonunda sabahı etmiş, uyanmıştık.

Rüyalarımda ne vardı bilmiyorum ama gece çok kötü hissetmemize rağmen saçma bir şekilde gülerek kalkmıştık. Buydu işte. Birlikte güzel başlayamayacağımız sabah yoktu.

Ama ayrılıp odalara giyinmeye gittiğimizde ikimiz de bugünün fazlasıyla kötü bir gün olacağını biliyorduk. En azından ben kötü günü tamamen yaşayacaktım, Ahu sadece olabilecekleri düşünüp korkacaktı. Çünkü biliyordu ki babamların onunla konuşmasını engelleyecektim. O kadar da güvenmiyordu kendine. Anlayabiliyordum onu, bir şeyleri anlatmama izin vermesi bile büyük bir adımdı.

Spor kıyafetlerimi giydikten sonra saçlarımı sıkıca at kuyruğu yapıp aynada kendime baktım. Yeşillerimin etrafı kızarıktı. Gece doğru düzgün uyuyamamıştım. Ama önemli değildi halledecektim. Hep hallederim.

Odadan çıkarken merdivenlerin başında dalgın bir şekilde yere bakan Ahu'yu gördüğümde az önce sebepsizce aklıma takılan şeyi sordum. "Haziran'ın başında, bana son sınavımı vereceğim dediğin gün aslında sınavın yoktu, yalan söylemiştin. Sonra Doruk, seni Devran'ın mekanına giderken gördüğünü söylemişti. O ara bir sürü şey üst üste geldiği için aklımdan çıkmış. Ne karıştırıyordun sen?"

Kaşları bunu nasıl hatırladığımı mı yoksa o zamanlar ne karıştırdığını düşündüğü için mi çatıldı bilmiyordum ama salık bıraktığı saçlarına gitti eli. Dudakları aralandığında, "Deneme bile," dememle, "Ne?" diye bir tepki koyverdi.

Bakışlarımla saçlarındaki elini gösterdim. "Geçiştirecektin beni. Hatta yalan düşünüyordun."

Dudakları bükülürken elini çekti. "Devran'ın mekanına da seni birilerine sordurttuğu için gidecektim," derken gözlerini kaçırdı. "Ama içeri giremedim bile." Sesi suçlulukla kısılırken, "Ahu," diyerek ona doğru adımladım. "Bunu zaten biliyordum, sadece umursamadım. Sen niye el atmaya çalıştın ki?"

Yutkunurken, "Seni korumak istedim," dedi. "Hep sen mi beni koruyacaksın? Yapamadım ama. Senin gibi değilim ki ben."

Gözlerindeki suçluluk canımı sıktığı için öfkeyle soluklandım. "Şunu yapmayı bırak, Ahu. Beni kendinden üstün görmeyi bırak. Beni korumana da gerek yok."

"Yapamadım zaten. Giremedim içeri."

"Ahu," diye mırıldanıp elini tuttum. "Girme zaten. Ben halletim onu da."

MATRUŞKA || AA (KİTAP OLDU!) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin