16. Bölüm - Yami o miageru dake no boku ja ukabu hoho mo nai diver.

3.1K 273 83
                                    

''Çıkıyor musunuz?'' diye mırıldandı Yixing yatakta oturup kaşlarını kırıştırırken.

Jongin'in gözleri ise kocaman olmuştu, bu kocamanlığı daha önce hiç görmemiştim. Hayal kırıklığına uğramış gibi duruyordu, Sehun'la çıkmam beni kocaman bir felakete sürükleyecekmiş gibiydi sanki yüz ifadesi.

''Evet,'' dedi Sehun büyük bir rahatlıkla. Şu an elimi tutuyor olması açıkçası umurumda değildi. Yada ben kendimi kandırıyordum.

''Birbirinizden nefret ediyorsunuz, sanıyordum,'' dedi Jongin gözlerini bana dik dik dikerek.

Bende düz olduğumu sanıyordum Jongin ama değilmişim. Hayatta bazı şeyler sandığımız gibi olmayabiliyor.

''Aslında, birbirimizi bayağı önceden tanıyorduk,'' dedi Sehun çok büyük bir açıklama yaparmış gibi, ''Bundan 15 sene önce tanışmıştık.''

Jongin tek kaşını kaldırdı, ''Ben niye hatırlamıyorum bunu?''

''Çünkü sen uyuyordun o zaman,'' dedim.

''Ha?'' dedi Jongin, ''Bir açıklama istiyorum, Lu Han.''

''Ah, Kwanghe ve Eunhe teyzelerin anaokulunu hatırlıyor musun?'' Ben konuşurken Yixing merakla beni izliyordu, anaokulu sözcüğü ilgisini çekmiş olmalıydı.

''Elbette ki hatırlıyorum,'' dedi, ''Annem bizi oraya götürürdü ve ben oradaki odalardan birinde uyurdum hep.''

Gülümsedim, ''İşte ben Sehun'la orada tanıştım ve sen uyuduğun için onu hiç görmedin.''

Yixing şaşkınlıkla bakıyordu, ''Peki ben, Sehun? Ben neden Luhan ve Kai'yi hiç görmedim?''

Kai? Kai kim lan?

''Kai... Ne?'' diye sorduğumda gülümsedi bana Yixing, yaklaşıp parmaklarıyla Jongin'in yanaklarını okşadı.

''Jongin'e taktığım takma isim!'' dediğinde Jongin de gülümsedi.

Sehun'un, ''Kai anime karakteri değil miydi?'' diye homurdanmasını duydum ardından konuşmaya devam etti, ''Sen o zaman hastanedeydin, senin anaokulunda olduğun zamandaysa Luhan ve Jongin daha yoktu. Öyle işte, anlayacağınız...''

''...'' İkisi de sessizce baktılar, Sehun'un parmaklarına sarılı parmaklarımın arası terliyordu. Bu utanç vericiydi.

''... Çıkıyoruz,'' diye tamamladı Sehun cümlesini.

Yixing kocaman gülümsedi tekrardan. ''Buna sevindim! Artık kavga etmemeniz de iyi olacak.''

Yixing'in aksine kardeşim hiç mutlu olmuş görünmüyordu, aksine huzursuzdu.

*

Gece, Yixing, Sehun ve Jongin uyuduğunda ben hala kara karar düşünmüş bir halde uyanıktım. Kardeşim sırtüstü bir şekilde yanımda uyuyordu ve nefes alışını duyabiliyordum. Sessiz ve sakin bir hırıltı çıkıyordu burnundan, tatlı bir melodi gibiydi.

Jongin'i bugün ilk kez bu kadar rahatsız gördüğümü kolaylıkla söyleyebilirim. Normalde hep gülümserdi ve mutlu bir modda olurdu, benim zıttımdı yani. Ama bugün... Çok farklıydı. Bunun sebebini öğrenmeyi aklımın bir köşesine not ediyorum şu an.

Yumuşak bir pike göğsüne kadar üstünü kaplarken oldukça masum görünüyordu ve onun sıcaklığını hissedebilmek için yaklaşıp yavaşça sarıldım ona.

Ancak birden beni iten eli şaşırmama neden olmuştu. Beni resmen itti ve ardından sırtını çevirdi.

Hiç sevmediğim bir soğukluk vücudumu sararken alt dudağımın titrediğini hissedebiliyordum. Bu acıtmıştı. Kardeşimin daha önce hiç böyle yaptığını görmemiştim.

NO.2Where stories live. Discover now