10. Bölüm - Happy End ni wa mada tooi.

3.7K 298 103
                                    

''L-Luhan, iyi misin?'' diyen tanıdık bir ses duydum. Gözlerimi birkaç kez daha kırpıp iyice ona baktığımda endişe dolu yüzüyle Jongin'i gördüm, kardeşim. Arkasındaki Yixing de aynı endişeli ifadeyle bana bakıyordu ve onun yanında da Sehun vardı. Sigara içiyordu?

''B-Ben... İyiyim.'' Sonunda konuştuğumda sesim oldukça pürüzlü çıkıyordu, hıçkırıklarım boğazımda düğümlenmiş gibi.

''Hayır diye bağırmana uyandım,'' dedi Jongin korku dolu yüzüyle, geniş elini kaldırıp alnıma koydu, ''Büyük ihtimal bir kabus gördün, üstelik ateşin de var.'' Gözlerimi kapatıp açtım ve kapattığında her şeyin yandığını hissettim.

Ben ateşin içinde yanıyordum ve Sehun sigara içiyordu.

Jongin'e rüyamda Sehun'la öpüştüğümü gördüğüm için hayır diye bağırdım diyemezdim.

''R-Rüyamda se-senin ve annemin öldüğünü gördüm ve korktum,'' diye fısıldadım çatlak sesimle. Masum görünüşümün aksine iyi bir yalancıyımdır.

''Pekala,'' dedi beni rahatlatan sesiyle, ardından bana sarıldı.

İşte tek istediğim buydu. Jongin ve beni rahatlatan sarılışı. Vücudum daha da yanmaya başlamıştı.

Geri çekilip alnıma bir öpücük kondurdu, ardından eğilip bana baktı. ''Yalnızca bir rüyaydı, gerçek değildi ve üstelik ateşin yüksek. Sana ilaç vereyim.''

Evet, rüyanın gerçek olmadığını tabii ki de biliyordum. Ve kabullenmek istemesem de beni hayal kırıklığına uğratan buydu.

Sehun'u o şekilde öpememiş olmam canımı yakıyordu.

HAYIR, ONDAN KESİNLİKLE HOŞLANMIYORUM. DÜŞÜNDÜĞÜNÜZ GİBİ DEĞİL. O BENİM KALBİMİ İKİ HAFTADA SAYAMAYACAĞIM KADAR KIRMIŞ OLAN BİR ÖKÜZ.

Peki öyleyse, neden kalbim acıyordu?

Kafamı kaldırdığımda Yixing'in Sehun'u ittiğini gördüm ancak sarışın olan gözlerini dikmiş bir şekilde dikkatlice bakıyordu bana. Ayı mı oynuyo' lan.

Neden bana bakıyordu ki?

''Sehun, sigaranı gidip dışarıda içer misin? Luhan hasta ve dokunabilir,'' dedi kardeşi onu iterek ancak 'Shì Xūn' yerinden bile kıpırdamadı.

Bana bakıyordu, oniks rengi gözlerini bana dikmişti ve Jongin bana sarılırken ben de ona bakıyordum. Onunla bakışmam ve Yixing'le itişmesi tam tamına 60 saniye sürdü. Bu süre boyunca göz bebeklerimizi bile birbirinden ayırmadık.

''Bir sorun mu var?'' dedi en sonunda. Onun sorusuyla Yixing durmuştu ve Jongin kafasını göğsümden kaldırıp ona bakmıştı.

''Hayır,'' dedim, ''Bir sorun yok.''

Bana bakmaya devam etti, gözleri çok dikkatliydi.

''Güzel,'' dedi ve kapıya yöneldi, ardından balkona çıktı. Yixing de onun peşinden gitti.

''Uyumak istiyorum,'' dedim Jongin'e. Bana güzel bir şekilde gülümsedi ve bende sırıttım. Ardından beni kucağına aldı ve banyoya götürdü. Kıyafetlerimi çıkarıp küveti doldurduktan sonra içine oturttu beni. Hiç utanmamıştım. Küçükken annem ikimizi birlikte yıkardı banyoda.

Saçlarımı şampuanlarken solgun yüzüme yaklaştı ve burnuma küçük bir öpücük kondurdu.

''Sehun'u umursamamaya çalış,'' diye fısıldadı bana, ''Onun yüzünden kalbinin kırılmasını istemiyorum.''

Geri çekildiğinde dudak büktüm. ''Bunu yapamıyorum ama.''

''Başarabilirsin,'' diye mırıldandı Jongin gülümseyerek. Bu kadar iyi bir kardeşe sahip olduğum için Tanrı'ya, Allah'a, Buda'ya, spagetti canavarına ve bölge tanrılarına şükretmeliydim.

NO.2Where stories live. Discover now