Bölüm 13

308 119 35
                                    

Aysar gelen silah sesiyle arkasına dönmeyi reddederek hızla koşmaya devam etti. Arkasında bir adet sinirli bir baba ve onun adamları vardı. Daha hızlı olmalıydı, çok daha hızlı... Hızla üçü beraber evin sol köşesinden arka garaja doğru döndüler. Araba ne de olsa çok yakındaydı. Bundan dolayı biraz daha sabretmeleri gerekiyordu. Araba görüş alanlarına girdiğinde Aysar ceketinin sol cebinde bulunan anahtar ile arabayı açtı. 

Gelinin babası Aysar ile gözlerinin buluştuğu ilk anda Aysar'ın kızını kaçıracağı aklının ucundan bile geçmiyordu. Neden kaçırabilirdi ki? Aşık dese bunu ona söylemeleri yeterdi çünkü koca Erdinç Holdingin sahibinin oğlu ile kızını evlendirmek onun da işine gelirdi. Ancak ihtimalin bu olduğunu çok da düşünmüyordu. Peki ya kızını elinden kaçırdığı zaman nasıl o parayı alabilecekti? Zaten iflasın eşiğindeydi. Çoğu holdinge haddi hesabı olmayan bir borcu vardı. Kızını evlendirdiği takdirde bu borçların çoğunu aldığı parayla kapatacaktı. Evet, kızını para karşılığında evlendiriyordu. Karşı tarafın da bu durum işine geliyordu. Çünkü karşı tarafın biricik oğlu, Sena'ya deli divane aşıktı. Ondan başka hiç bir kızla evlenmek istemiyor, hiç bir kızla iletişim bile kurmaktan kaçınıyordu ve karşı tarafın tek istediği tek çocuklarının mürüvvetini görmekti. Bundan dolayı gelinin babası şimdi kızının kaçırılmasına müsade edemezdi. Bunun için Aysar Erdinç'i bile öldürmeyi göze alabilirdi.

Aysar arabaya ulaşır ulaşmaz kendini arabanın içine attı. Arkadan gelen Ceren ve Sena da arabanın arka koltuklarına yerleştikleri gibi Aysar gaza bastı. İzini kaybettirmesi elbette kolay olmuştu. Ne de olsa çılgına dönen baba arabaya koşmak yerine Aysar'ın peşinden koşup aptalca bir hamle yapmıştı. Aysar Sena'yı havalimanına kadar götürüp sevgilisinin ellerine teslim etti. Sena ve sevgilisi o kadar mutlu olmuşlardı ki Aysar bir kez daha yaptığından gurur duymaktan kendini alamamıştı. Onlar artık istediği hayatın içinde olabilecekti ve bu her insanın en doğal hakkıydı.  Sena Aysar'a büyük bir minnet ile sarıldı. Aysar kızı kollarının arasından çıkardıktan sonra başıyla her ikisine hafif bir selam verdi. Ve arabasına tekrar geri döndü.

                                                                                      ***

Ertesi gün bu beşli Aysar'ın gizli çalışmalarını sürdürdüğü evinde Aysar'ın bulaştığı işin içinden çıkmak için çabalıyorlardı. Ceren'in ağzı durmamış yaptıklarını bu beşliye anlatmıştı. Saklanmaktan başka çareleri yoktu. Her biri Aysar'ın düşüncelerine her ne kadar hak verse bile korkmamak hiçbirinin elinde değildi. Olay anlatıldıktan hemen sonra Emir olay karşısında sessiz kalmış, Mert Aysar'ı destekleyen abartılı bir tepki vermiş ve Rüya ise sevdiğine sarılarak içindeki korkuyu dindirmek istemişti.  Akşam olduğunda hepsi bahçeye bir ateş yakıp etrafında çember oluşturarak oturdu. Rüya Aysar'ın yanında Ceren ise Emir ve Mert'in arasında oturuyordu. Hepsi kafalarının biraz daha rahat olmasını istiyordu. Hepsi içlerindeki huzursuzluğun dinmesini istiyordu. 

Emir eline gitarını aldı. Ne zaman içinde kötü bir his birikse kendini şarkıya kaptırırdı. Şarkının sözlerinde kendini kaybetmeyi severdi. Gerçi bu hepsine iyi gelirdi. Yaşlı amca grubunun Yıldızlara bak şarkısını söylemeye başladı. Severdi bu şarkıyı. Sözleri hep anlamlı gelirdi. 

Sonuna geldik
Çocuk aklı ermez hiç
Her ayrılığa
Görmez olmasın gönül, unutmasın hikayeyi
O ahşap yazlık evi

Rengi gözlerinden of kokusu rüzgarından
"Yüzer miyiz?"
Dediğin denizin kumsalından
Şimdi bak ne uzak küstüğümüz baharlar
Adını kazıdığım masum ağaçlar

Yıldızlara bak, biz küçüktük
Demez miydin hep sevdikçe büyürsün Gözlerini kapat biz büyüktük Birbirimizden büyük sevdikçe küçüldük Ve geçti zaman
Eridi sevdam

ALIŞMAK ZORUNDAYIZ (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin