6

238 28 45
                                    

nico

bugün canım dışarı çıkmak istediği için akşamı evde geçirmekten vazgeçmiştim. günün ortasında arayıp leo'ya haber vermeye karar verdim çünkü... çünküsü yok. yani tek başıma sıkılırım, başka ne nedeni olacak ki? tabii aradığımda o uyuz arkadaşının sesini duymayı beklemiyordum.

"leo'nun telefonu?"

salağa bakar mısınız? ben bilmiyordum sağ ol ya.

"ve sende çünkü?"

"ah, nico! sen miydin?"

pislik, ekranda yazmıyor sanki.

"leo sınavda şu an. ne diyeceksen söyle, ben iletirim."

uyuz işte.

"akşam eve gelmesin diyecektim. ben gelip alacağım onu. nedenini sorarsa sürpriz dersin."

"yaa," yalandan üzülmüş gibi yapıyordu ama yemezler. "bu akşam bana gelecekti ama... nasıl yapsak ki?" tanrıdan sabır dilenmeye başlamıştım. "istersen sen de gel? leo çok mutlu olur." sanki benden daha iyi tanıyor leo'yu şu havalara bakın!

"gerek yok. başka zaman da vakit geçirebilirsiniz. önemli." ve suratına kapattım çünkü hak etti. bu çocuğa uyuz demekte ne kadar haklı olduğumu anlamış oldunuz... dimi?

leo

sınavdan çıkıp heyecanla evan'ın yanına gittim. mutluydum çünkü beklediğimden çok daha iyi geçmişti. surat ifademi görünce o da gülümsemeye başlamıştı. yanına gittiğimde telefonumu bana uzattı ve sonra sınavın nasıl geçtiğini sordu. bilirisiniz, formaliteden işte.

"belli değil mi? çok iyiydi!"

biz kalorifere yaslanmış ve sınav hakkında konuşmaya başlamıştık ki önümüzden okula yeni gelen çocuk geçti. bu çocuk ciddi anlamda çok iticiydi ve evan sahiden onu sevmemişti. ama okulumuzda çok fazla itici tip vardı ve neden ondan bu kadar hazzetmediğini bilmiyordum. çocuk tam önümüzden geçerken ayağını öne doğru uzatıp çocuğun takılmasını sağlamıştı. bunu öylesine profesyonelce yapmıştı ki neredeyse ben bile yanlışlıkla olduğuna inanacaktım.

"ah, kusura bakma. önünü göremiyorsun sanırım fark etmemişim." dediğinde çocuk sadece suratına garip bir bakış atıp gitmişti. evan ile genel olarak insanlardan nefret ederdik ve onlara böyle şeyler yaptığımızın hayalini kurardık ama gerçekten yapmasını beklemiyordum bu yüzden çocuk gittiği anda kahkaha atmaya başladım. o da aynı şekilde gülüyordu. gülüşümüzü bölen nico'nun araması oldu.

this love | valdangeloWhere stories live. Discover now