11. ''FREYA''

6K 445 334
                                    

             11. BÖLÜM
                       "FREYA"

Duygularımı daima mantığımın arkasına gizlemiştim. Hiçbir şey olmamış gibi yoluma devam etmek benim için oldukça kolaydı, fakat şimdi mantığım yerine duygularım öne çıkmıştı. Bu histen rahatsız değildim. Önceden içimde hep yarım kalan bir parçanın olduğunu biliyordum. Boşlukta olduğum günler neden hep kendimi eksik hissediyorum diye düşünürdüm. Bir cevap bulamayınca çıldıracak duruma gelir, yoluma devam ederdim.

Şimdi ise sonuçlar değişmişti. Omzumun üzerinden yatakta uyuyan adama baktım. Kalın kaşları uykusunda çatılmıştı. Yüzünün yarısını yastığa bastırmış, kolunu da az önce benim olduğum yere atmıştı. Sırtında doğum lekesi olduğu iddia ettiği kanatlara baktım. Kanatlarından bir iki tanesi omurga kemiğinin çizgisinden yere düşmüş gibi bir izlenim vermişti.

Yatağın üstüne tırmanıp dövmeye dokunmak isteyen ellerime engel olamadım. Siyah kanatların mükemmel çizimine hayran olmamak elde değildi. Avucumda ki dövmeli elimi ters çevirip kendi dövmemle aynı olup olmadığına baktım. Kuday'ın sırtında ki dövmenin rengi benim dövmem ile arasında çok fark vardı. Parmağımla sırtındaki dövmeye dokunmadan kanatlarının üzerinde hayali bir şekilde gezdirdim.

Tenim teniyle temas etmemesine rağmen boğazım kurumuş, avuç içim terlemeye başlamıştı. Dayanamayıp dövmenin kanatlarının koptuğu kanatlarından birine dokundum. Soğuk tenim sıcak tenine temas edince kıpırdandı. Anında ellerimi kendime doğru çektim.

Başımı hafif çevirip uyanıp uyanmadığına baktım. Uzun kirpiklerini kırpıştırıp zindan karası gözlerini yavaşça açtı. Ondan uzaklaşacak zamanım olmadığından yataktan sırt üstü dönüp kısık gözleri yüzüme tırmandı. Elini kaldırıp parmaklarımı kavrayıp kendine çekti.

Ani anda yaptığı hareket karşısında şaşırsam da dudaklarımdan kaçan tiz çığlığa engel oldum. Elimi avucuma alıp okşamaya başladı. Gözlerini benden çekip avucunun içine hapis ettiği ellerime baktı.

''Ellerin hep soğuk,'' dedi uykunun verdiği çatallaşmış sesiyle. ''Ne kadar ısıtmaya çalışsam da soğuk kalmaya devam etti.''

Boğazımı temizledim. ''Helheim ile alakalı olabilir.''

Kaşlarını çattı. ''Helheim'den öncede böyleydi. Her mevsimde soğuktu.''

''Kendimi bildim bileli daima ellerim soğuktu,'' dedim durgun bir sesle. ''Annem bu yüzden bir keresinde yazın ortasında eldiven takmıştı.''

Geçmişi hatırlamamla boğazıma bir yumru oturdu. Beni izleyen bakışların yoğunluğundan gözlerimi kaçırdım. Burada olduğum sürece gerçek ailem olmadığı söylense bile teyzemi arkadaşlarımı özlemiştim. Gözlerimi açtığımdan bu yana benim yanımda durup destek olan onlardı. Acılarımızı beraber paylaşmıştık. Her ne olursa olsun daima yan yana olurduk. Benden sonra Demeter'in ne yaptığını merak etmiştim. Berfin ve Eylem'in hafızaları silinse bile beni unutmamalarını ummuştum.

''Ne düşünüyorsun,'' dedi kuru bir sesle. '' Kendine saklamak zorunda değilsin.''

Düşüncelerimden sıyrılıp sessizliği bozan sözleriyle ona baktım. Durgun bakışlarımı gizlemeden karşımda beni çözmeye çalışan adamın gözlerinden gözlerimden ayırmadım.

''Düşüncelerimi okuyabildiğini sanıyordum.''

Dudakları yukarı doğru kıvrıldı. ''Her zaman okuyamıyorum. Genellikle ikimizin isminin geçtiği konularda zihnine girebiliyorum.''

YERALTI CEHENNEMİWhere stories live. Discover now