2. RUHAN

15K 805 515
                                    

                                  2. BÖLÜM
                                  "RUHAN"

Karanlık bir girdabın içinde kaybolmuştum. Çıplak ayaklarımla bastığım yanan kömür taşları dışında bir şey göremiyordum. Tutunacak bir duvar ya da herhangi bir şey yoktu. Ayaklarımın alev alan kömür taşlarının üzerinde yanması gereken yerde soğuk havanın verdiği esintiyle bedenimi ısıtıyordu. Rüzgarın esintisi çok fazlaydı. Beyaz elbisem ve saçlarım esintiyle birlikte uçuşuyordu.

Nereye gittiğimi bilmeden yürüyordum. Korkmam gereken yerde karanlık bana güven veriyordu. Üzerime doğru gelen bulutlar şimşek çakarak etrafımı aydınlattığında gözlerimi kısarak etrafa bakmak istesem bile bir şey göremiyordum.

''Kıyametin getiricisi.''

Duyduğum buzdan sesle birlikte damarlarımda akan kanın akışının hızlandığını hissedebiliyordum.

''Sen,'' dedim, rüzgara karışan titrek sesimle. ''Benden ne istiyorsun.''

Ensemde sıcak nefesini hissettiğimde arkamı döndüm ama bir şey yoktu. Ensemde hissettiğim sıcak nefesi bu sefer dudaklarımda hissettim. Korkarak elimi boşluğa savurdum,  fakat kimseyi göremiyordum.

''Uzak dur,'' diye bağırdım.

''Çok geç,'' dedi sertçe. "Kaburganı bana ödünç verdin.''

Boynumu biri öpüyor, ellerini kaburgalarım da gezdiriyordu.

''Ruhan,'' dedi karanlığın ücra köşesinde ki sesin boğuk tınısı tüylerimi ürpertti. ''Ruhunun ardına sakladığın cennetine beni kabul .'' (Ruhan- güzel kokulu)

''Ben,'' dedim kelimeler boğazımda düğümlendi. ''Kimden bahsettiğini bilmiyorum.''

''Biliyorsun,'' dedi hala boynuma kondurduğu öpücüklerine devam ederken. ''Aradığım kişi sen olmasaydın şuan seni hissetmeme izin vermezdin.''

Kurduğu cümleyle birlikte göğüs kafesim sıkıştı. Arkamda olduğunu biliyordum. Görmesem de elbisemin kırışmasından ellerini karnımın üzerine yerleştirdiğini fark etmiştim. Uzaklaşmak istediğimde karnımda hissettiğim acı baskıyla çığlık attım.

Gözyaşlarımın arasından mırıldandım. ''Bırak beni.''

Baskı azaldığında arkama bile bakmadan karanlığa doğru koşmaya başladım. Bulutlar çıldırmış bir şekilde hareket ediyor, şimşekler savuruyordu. Etrafımda uçuşan kara gölgeler şimşeğin çaktığı yerden canlanıyor ve kırmızı gözleriyle bana doğru geliyordu. Kalbimde hissettiğim baskıyla daha çok çığlık attım.

Nereye gittiğimi bilmeden koşuyordum. Arkamdan benimle birlikte koşan kırmızı gözlü gölgelerin verdiği korkuyla elbisemi toplayarak koşabildiğim kadar hızlı koşmaya başladım. Nefesim kesildiğinde dizlerimin üzerine çöktüm. Avucumu yakan kömürle sağ elimden akan kana şaşkınlıkla baktım.

Arkamdan gölgeler şarkılar söyleyerek bana doğru geliyorlardı. Yanlarında beliren  cüceler de şarkıya eşlik etmeye başladılar.

Soğuk, dumanlı dağların ardındaki ıraklara

Derin zindanlarla eski mağaralara

Düşmeli yolumuz gün doğmadan oralara

Efsunlu, soluk altını aramaya

Eskinin cüceleri kudretli büyüler yaptı

Çekiçler inerken çınlayan çanlar örneği

YERALTI CEHENNEMİWhere stories live. Discover now