7. "GEÇMİŞ"

8.4K 539 633
                                    

                                    7. BÖLÜM
                                   "GEÇMİŞ"

Dudaklarımın üzerinde ki baskı izini kaybettiği zaman ruhum da geriye savrulmuştu. Ne zaman yumduğunu bilmediğim gözlerimi açıp karşım da duran adama baktım.Kendimi toparladığım da zindan karası gözlerine öfkeyle baktım.

''Kaburgalarını parçaladığın birinden eskisi gibi olmasını bekleme," dedim sertçe. ''Bunu en iyi bilen kişi olarak sonuçların doğuracağı cevapları iyi biliyorsun.''

Arkamı dönüp ilerleyeceğim sırada yeniden ona doğru döndüm. ''Bir daha sakın beni öpme. Midemi bulandırıyorsun.''

Yüz hatları sertleşti. ''Sabrımı zorlama Hel. Zorladığın zamanları unutmuş olabilirsin ama sana hatırlatırım.''

Alayla güldüm. ''Artık hatırlatmak için çabalama.'' Kaşları çatıldı. "Bazı şeyleri zamanla hatırlamaya başladım.''

Cevap vermesine izin vermeden eve doğru yürüdüm. Evin girişinde merdivenler de oturan Eylem'i görünce durdum. Adım seslerini duyduğunda yerde ki kafasını kaldırıp bana baktı. Ayağa kalktığın da elbisesini silkeleyip çekingen adımlarla yanıma geldi. Kollarını boynuma dolayacağı sırada geri çekildim.

''Özür dilerim,'' dedi ağlamaktan çatallaşmış sesiyle. ''Öyle söylemek istemediğimi biliyorsun. ''

''Ne söylemek istediğini artık bilmiyorum,'' dedim kırgın sesimle. ''Şimdilik konuşmak istemiyorum Eylem.''

Yanından geçeceğim sırada kolumu tuttu. ''Çok ama çok özür dilerim.''

Ağlayan sesini aldırmadan kolumu tutan elini çektim. "İkimiz de kırıldık. Bu yüzden şimdilik konuşmayalım lütfen."

Cevap vermesine müsaade etmeden odama çıktım. Onu affetmek istesem de sözleri çok kırıcıydı. Yıllardır içimde tuttuğum kazanın anılarını herkesin içinde söylemiştim. Kendime bile anlatamadığım hislerimi ortalığa savurmuştum. Şimdi ise o hislerin ağırlığı omuzlarıma çökmüştü.

Dizlerimi kendime doğru çekip gözlerimi camdan görünün denize çevirdim. Buralardan uzaklaşmak ve bir süre tek başıma kafa dinlemek istiyordum ama bunun imkansız olduğunu biliyordum.

''Gerçekte kim olduğumu bile bilmiyorum,'' diye fısıldadım. ''Her şey yeterince zor değilmiş gibi birde bu gizemi çözmek zorundayım."

Yataktan kalkıp pencerenin önüne geçtim. Maviliği izlerken Helhelim de olmak istediğimi fark ettim. İlk kez bu dünyaya ait değildim. Başımı çevirip yatağa baktığım da uyuyup oraya gitmeyi düşündüm ama gideceğim yeri tam olarak bilmediğimden uyumak istemedim. Aklıma gelen fikirle odadan çıkıp Demeter'i bulmak için aşağı indim. Ortalıkta görünmeyince kütüphane de olacağını düşünerek oraya gittim.

Aralık kapıdan gelen sesleri duymamla durdum. Sessiz olmaya özen göstererek aralıktan içeri baktım. Demeter ve Kuday durmuş öylece masanın üzerinde ki taşları inceliyorlardı. Demeter, mor parlak taşı kaldırıp Kuday'a verdi.

''Bunu ona vermelisin. Biraz daha bu dünya ve diğer dünya arasında kalmaya devam ederse onun için iyi şeyler olmayacak.''

''Biliyorum,'' dedi sıkıntılı bir sesle. ''Güçlerine sahip olsa da bu dünya da geçirdiği zamandan dolayı vücudu değişkenlik göstermiş.''

''İçeri gel,'' dedi omzunun üzerinden bana bakarak. ''Oradan dinlemek zor.''

Sesinden irkildiğim de Demeter'in dudakları yukarı doğru kıvrılmıştı. Gözlerimi devirip aralık kapıyı açarak içeri girdim. Yanlarına gittiğim de cam masanın üzerinde küçük renkli taşlar vardı.

YERALTI CEHENNEMİWhere stories live. Discover now