Kırküçüncü Bölüm;

1.2K 96 127
                                    

Beğenip yorum yapmayı unutmayın❤

Bölüm şarkısı;
Ece Mumay- Galaksi
Zehra- Cennetten Çiçek

"Bulutları severim, hiç şüphesiz saçlarına düştüğünde de seveceğim."

Efes'in Dilinden;

"Hazır mısın?"

Gülümsedim, ben çoktan hazırdım.

Başımı heyecanlı bir tavırla olumlu yönde salladım, kalbim mutluluktan ritmini hızlandırmıştı. Okan, dirseğini direksiyona dayayıp hafifçe başını eğerek bana baktı.
Gözlerini yüzümde usulca gezdirip göz kırparak gülümsedi.
Bedenim sanki buz tutmuştu, bu mimiği ile eridim.

"Ne, ne oldu?"

"Sana daha önce söyledim mi lan?"

"Neyi?"

Başını kaldırırken dudaklarını ıslattı.
"Seni sevdiğimi."

Dudaklarımı birbirine bastırarak gülümsedim, yanaklarımın yandığını hissediyordum. Her hareketi her kelimesi beni nasılda etkiliyor, mum gibi yanarak erimeme neden oluyordu.
"Ama böyle yaparsan ben seni yerim."

Kaşlarımı kaldırarak gelişine omzuna vurdum.
"Yaa utandırma artık!"

"Ama o elini sikerim işte!"

Romantizmin içine saniyeler içinde nasıl sıçılır, böyle!

Burnundan soluyarak önüne dönüp arabayı çalıştırdı. Çok heyecanlıydım, küçük atışmamız mutluluğuma gölge düşürmeye yetmemişti.
Evimize doğru ilerlerken nalburun önünde durdu. Duvarlarımızı boyamak için gerekli malzemeleri alırken tamir işlerini halletmesi içinde bu tür işlerden anlayan bir kaç kişiyi ayarladı.
Onlar kendi arabaları ile gelecekleri için biz önden yavaş yavaş ilerledikki takip edebilsinler.

Yol bitmedi, ben yerimde durmakta zorlandım. En sonunda evimizin önünde durduğunda ufak sevinç nidaları atarak aşağıya indim. İçim içime sığmıyordu, bu mutluluğu nasıl tarif edebilirdimki?
Kollarımı sıvadım ve bagajdan taşıyabileceğim malzemeleri aldım, Okan bir yandan ustayla konuşuyor, yapılacakları anlatıyor diğer yandan kalan malzemeleri alıyordu.

Hiç baba sevgisi tatmayan sevgilim, mükemmel bir aile babası olma yolunda yalpalamadan yürüyordu.
Az laf çok iş diyerek başladık, usta ve yardımcıları evin dışını boyarken bizde içeriyi boyamak için hazırlandık.
Sırt sırta verip evimizin içinde dolaştırdık gözlerimizi, bir bir canlandı her şey, bir o işaret ediyordu bir ben.

"Buraya köşe koltuk takımı koyarız."

"Şu mutfakla oda arasında ki duvarı yok edelim bence."

"Amerikan tarzı diyorsun, harika olur."

"Yani mutfakla oda arası çok gel git yapmak istemiyorum da diyebiliriz."

"Doğru diyorsun aşkım, sen üşengeç ben üşengeç aç kalırız amk!"

"Aşkım mı?"

Başını çevirip bana baktı.
"He aşkım ne olmuş?"

Ellerimi yanaklarına koyup dudaklarımı dudaklarına bastırdım, anın etkisine kapılıp elini belime koyarak sertçe sıktı.
Kendine bastırıp hızla geri geri yürümeye başladı, saniyeler sonra sırtım duvarla buluştuğunda dudaklarımdan acı bir inilti firar etti.

Deli DoluHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin