Otuzbeşinci Bölüm ;

1.8K 128 66
                                    

Bölüm şarkısı;
Melek Messo- Vursalar Ölemem ⚡
Ravi İncigöz- Yapamam 🪁

"Senin her bir detayını, her bir zerreni ayrı ayrı seviyorum."

Efes'in Dilinden Devam;

Güzel şeyler yaşadık, karşılıklı güldük. Gözlerinin içinin parladığını gördüm gülümserken.
Sırf bunun için ölebilirim uğruna.
Düşünmeden.
İnsanın kendi canı tatlıdır, kimse kimse için ölmez evet.
Ama biri için ölecek, kendimizi korkusuzca feda edecek olsaydık ben hakkımı ondan yana kullanırdım.
Vardır herkesin kendinden bile daha çok sevdiği biri.
Belki zamanla sarsılıyor o sevgi ama gerçekse asla yıkılmıyor.
Göğsümde yanan ateşin var bir sebebi, kimse boşu boşuna ateşe atmaz kalbini.

Tuttum elini sımsıkı, sen benim yarınlara baş kaldırışımsın, zamana yem etmem seni.

Yoruldum, kendimden bile kaçasım varken sana deli gibi koşmaktan.
Vazgeçmedim, sonunda ölüm olan bu uçurumdan düşmekten.

Sen güneş değilsin tamam, bende ol demiyorum.
İlla bir ışık olacaksan sokak lambam ol, çıkmazlarım aydınlansın.
Fazlasında gözüm yok inan.

İş adamı görünümü altında mafyacılık yapan adamların yanından korkusuzca el ele yürümeye devam ettik.
Soktuğum laflar ağır gelmiş olmalı ki arkamızdan bir kaç el silah sesi duyuldu.
Umursamadım.
Benim kalbim delik deşikti zaten.

Uzun koridoru aşıp alkol sigara kokusuyla harmanlanmış barın içine girdik .
Akşam için hazırlıklar yapılıyordu. Etrafa bakınmayı bırakıp hızla dışarı attık kendimizi.
Temiz havayı uzun uzun içime çektim, başıma gelen her olayda nefes almanın ne kadar güzel bir olay olduğunu farkediyordum .
Ciğerlerime acıdan başka bir şey girmiyordu bu sıralar.

Ulaş arabaya yönelirken, Okan'ın elini bırakıp omuzundan tuttum ve arabaya doğru ittim.
Sırtını arabaya çarptı, düşmek üzereyken dengesini sağlayıp aptal aptal yüzüme bakındı .
Dudağının kenarı ve gözünün çevresinde yoğun morluklar görünüyordu.
Üstü başıda biraz hırpalanmıştı, saçı başı da dağılmış. Üzülüyordum, bir yandanda iyi oldu bensiz iş yaparsan böyle olur diyordum içten içe .
Kollarını iki yana açıp "Ne oldu ?"dedi ve boğazını temizledi.

"Seni sevdiğim için beni pişman etme olurmu ?"

"Anlatacaktım..."

"Neyi anlatacaktın neyi ? Kimim ben senin hayatında ? Niye işler bu noktaya gelince öğreniyorum ben ?"

Yüzünü buruşturdu, elini boğazına koyup sıktıktan sonra dudaklarını araladı.
"Fırsat olmadı !"

Yakasından tutup dik durmasını sağladım.
"Bana bak !"dediğim sıra arkamdan biri seslendi.
"Hanımefendi bakar mısınız ?"diyen sese doğru döndüm.

"Bana mı dedin ?"

Elindeki zarfı uzattı "Ne bu ?"dedim zarfı alırken.
Cevap vermek yerine sırtını dönüp barın içine yöneldi.

"Aç."

"Sus !"diyerek zarfı açtım, içinden bir not birde kart çıktı.
"Bizde kimsenin parası kalmaz, başınıza bela alacağınız belli . Sıkıntı esnasında arayın borcumuzu kapatalım. R. Feyyaz Karaca."

Gülümsedim ve avucumun içinde buruşturup attım notu. Kartı cebime sokuşturup arabaya bindim. Okan bir kaç dakika dışarıdan öylece bana baktı.
Camı indirdim "Gelmiyorsan gidelim biz, sen yine başına bela aç."dedim ve kapattım camı.

Deli DoluHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin