Otuzyedinci Bölüm;

1.4K 115 25
                                    

Bölüm şarkısı;
Melek Mosso- Yar
Müslüm Gürses - Ölürüm O Zaman

"Mutlu bir an kelebek gibidir, en fazla 24 saat yaşar..."

Efes'in Dilinden ;

Kalbim kuş gibi pır pır ederken karşımda gördüğüm şeyle içim rahatlarken buraya gelene kadar söylediğim sözler utanmama sebep oldu. Yatağı banyosu olan bir oda değilde otelin çatı katıyla karşılaşınca kafamı Okan'ın omzuna gömdüm. Sıcak nefesini saçlarımın arasında hissettim. Ufak bir öpücük kondurdu ve omzumu sıktı.

"Tertemiz bir hayat düşlüyorum seninle. Tek kavgamızın kumanda olması ümidiyle. Sen istemediğin sürece ilerisi olmayacak anladın mı?"

Başımı olumlu yönde sallarken yanaklarımın alev alev yandığını hissettim. Yüzüme hiç bakmadan elimi tuttu ve çatının kıyısına getirdi.
"Bu manzara seninle daha bir anlamlı oldu."

Elimi bırakıp yukarıya çıktığında panikle "Kayıp düşeriz oturmayalım."dedim.
Elini uzattı inadına, düşünmeden tuttum, yanındaki yerimi alınca gözlerimi manzaraya çevirdim.
Gerçekten görülmeye değer bir manzara ile karşı karşıyaydım.
Şehrin ışıkları geceye hayat katmış, kar yağıyordu. Şehrin kusursuz makyajı gibi görünüyordu.
Zaman durmalıydı tamda şuan, ölümsüz kalmalıydık. Nefesimi kesti âdeta son dileğimin karşılığıydı Okan .

"Üç gün boyunca görüşmedik hatırlıyorsun değilmi?"

"Evet, çok kızmıştım sana!"

Gülümsedi.
"O üç gün içinde çalıştım."

"Paran kalmadığı için değil mi? Kim bilir formalara ne kadar para verdin, keşke harcamasaydın."

Daha geniş gülümsedi.
Sahip olduğum en güzel şey onun gülüşü.

"Parasız kalayım boşver sensiz kalmayayım da."
İçim eridi sanki.
Dudağımı sarkıtıp "Ya öyle deme."dedim minnoş bir ses tonuyla.

"Herşeyin en güzeline layıksın diyeceğim ama hayatımda bildiğim en güzel şey sensin."
Biraz daha böyle konuşmaya devam ederse kendimi aşağıya atma girişiminde bulunacağım.

"Ya ağzını yerim senin deli çocuk!"
Elimle ağzına vurarak sevgi sözcükleri sıralarken vurduğum için hemen yüz hatları gerginleşti, kendimi hızla geri çektim.
"Tamam tamam özür dilerim kızma."

Aniden elini başımın arkasına koyup baskı uygulayarak kaçmamı engelledi ve ağzıma ağzıma vurmaya başladı, benim ona yaptığım gibi!

"Yerim senin ağzını burnunu deli kız!"

Ellerimle onu engelleyince yüzünde sinsi bir sırıtış belirdi.
"Bir daha yapacak mısın ?"diyerek sordu ve elini gösterdi, tekrar vururum manasında.
Başımı olumsuz yönde sallayıp omzuna vurarak sitem ettim.
"Senin elin ağır, demir gibi öküz!"

"Sanki seninki pamuktan amına koyim!"

Benim gibi sitem ettiğinde istemsizce kıkırdadım. İkimizde aynı anda gülmeye başladık.

"Biz dövüşmeden sevemiyoruz anlaşıldı."

"Seninle evlenmek istiyorum lan."

"Ha?"

Ağzım açık bir halde baka kaldım.

"Evlenelim."

Alt dudağımı dişleyerek suratına bakındım, elini formanın altından geçirdi birşeyler arıyordu, bulunca dışarı çıkardı.
Kırmızı bir yüzük kutusu! Allahım beni şaşırtıyor bu çocuk.

Deli DoluHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin