Bölüm 4

28 4 0
                                    


Merhaba uzun zaman oldu.  Ama Çiçek bahçesi  yazdığım kadar kolay olmadığı için gece yoruluyorum.  Bazen sabahtan aksama kadar çalışıyorum.  Fırsat buldukça yazmaya çalışıyorum.  Diğer bölümleri güncelledim. Okursanız mutlu olurum. Kendinize iyi bakın.  Değerlisiniz!!😊✌ Bir de kitap kapağımı değiştirmeyi planlıyorum şaşırmayın.

  Değerlisiniz!!😊✌ Bir de kitap kapağımı değiştirmeyi planlıyorum şaşırmayın

Oops! Ang larawang ito ay hindi sumusunod sa aming mga alituntunin sa nilalaman. Upang magpatuloy sa pag-publish, subukan itong alisin o mag-upload ng bago.

~Ryan Green

Gecenin oluşturduğu sessizlik içerisinde kitabını okuyan kadın belkide on defa tekrarladığı sayfaya bir bakış attı. Aklı Thomas'taydı. Daha fazla harflerin yüzüne bakamayacak hale geldiğinde  kitabını kapatıp yanına bıraktı. Telefonunu eline alıp sosyal medyaya gireceği sırada vazgeçip hızlıca ayaklanıp saçlarını ensesinde lastik toka ile topladı. Ayakkabılarını giyip dışarı çıktı. Sabahki sıcaklıktan eser yoktu şimdi.
  Tempolu bir şekilde yürümeye başladı. Sokak lambalarının aydınlattığı loş sokaktan geçerken aklına gördüğü rüya geldi.  Bir anlam veremiyordu. Hayatında ona seçim yaptıracak kadar insan yoktu. Sadece Thomas vardı. Onun asıl takılı kaldığı nokta o tanıdık sesteydi. Bir mesaj mıydı? Kendisi de bilmiyordu. Bildiği tek şey o sesi çok özlemiş olmasıydı. Gelmesi imkansız olan birinin sesi.

Belki de hayatında olmayan şeylere kafa yormaktansa hayatındakilerinin kıymetini bilmeliydi. Geçmişi onu bir yere götüremezdi.  Telefonunu cebinden çıkarıp sevgilisini aradı. Cevap vermiyordu. Birkaç aramadan sonra hala ulaşamayınca Ryan'ın evine gitmeye karar verdi. Yarım saatlik yolun sonunda Ryan'ın gösterişli evine ulaşmıştı. Ayakları onu geri geri götürmeye zorlarken kalbi ileri doğru adımlarını arttırıyordu. Ne diyeceğini bilmiyordu.  Hele ki üzerindeki siyah bolero ve altındaki gri eşofmanı varken nasıl utanmayacaktı. Ama Thomas için  cesaretini toplayıp zile bastı. Yaklaşık on saniye sonra kapı Ryan tarafından  açıldı.

Kahverengi gözleri ile karşısında dikilen kadına şaşkınca baktı. Sonra da alaylı bir şekilde içeriye dönüp bağırdı
" Seninki gelmiş "
Kadına bakıp abartılı ya kaçacak şekilde önüne eğildi
" Buyrun Hoşgeldiniz "
Kadın önce onu görmezden gelmek istese de bu saçma hareketlerine göz yumamadı.
" Hazel değil Ela."
adam alaylı ifadesini hala yüzünde taşırken Thomas yanlarına geldi. Ryan ise lafın altında kalmak istemiyordu
"Ne Fark eder ikisi de aynı "

Havada kalan sözünü umursamayarak Thomas
"Burayı sevmediğini sanıyordum"dedi

Yüzünde şaşkınlığını gizleyemiyordu. Çünkü sevgilisini burada beklemiyordu

"Nefretinden daha önemli şeyler olduğunu farkettim"

Gözleri sevgilisine hayranlıkla bakarken Ryan konuşmalarını böldü.

"Gelmeseydin de bir şey fark etmezdi"

Thomas göz ucuyla baktıktan sonra Ela'ya döndü

"Öyle mi neymiş o?"

BENİMLE DANS ETTahanan ng mga kuwento. Tumuklas ngayon