Bölüm 3

24 3 0
                                    

Gün sonunda işlerini bitiren yorgun işçilere günlük ücretlerini ödeyen adam su termosuna doğru ilerlediğinde kadın hala bitkilerle uğraşıyordu .
Ter yüzünden açık renkli saçları hem koyulaşmış hem de tutam tutam olmuştu.

Suyunu içip cam kapıya yöneldi gözleriyle etrafı kolaçan etti.

-Geliyor musun?

Sorusu havada asılı kalırken ortamdaki gerginliğe bir lanet okudu. Arkasını dönüp gideceği sırada kadının yumuşak ve bir o kadar keskin sesiyle olduğu yerde kaldı.

- Yardım edebilir misin Tom? Ayağım uyuştu.

Kadının yanına vardığında kirli kahverengi toprağın üzerine uzanmış olduğunu gördü. T-shirtü hafif yukarı sıyrılmıştı ve göbek deliği pantolonun hemen üzerinden açıkça görülüyordu. Gözlerini kadının göbeğinden çekip elini uzattı. Kadın adamın yüzüne ardından eline baktı, elinin tersiyle adamın avucuna vurup kahkaha attı.

 Kadın adamın yüzüne ardından eline baktı, elinin tersiyle adamın avucuna vurup kahkaha attı

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.


- Beni kucağına al!

Adam gülümseyip kadının başucuna oturdu .Yeşil gözlerini kadının mavi gözlerine dikince kadın doğrulup yanına oturdu, adamın ellerini tutup ona yaklaştı ve dudağına öpücük konduracaği sırada sevgilisi geri çekildi. Kadın kaşlarını çatarken adam gülümsedi.

- Bunu yatak odana sakla bebeğim. Şimdi elimi tut ve buradan gidelim. Birkaç saate güneş batacak. Trafiğe kalmayalım.

- Peki, öyle diyorsan... Ama acısını çıkaracağıma emin ol.

- Ona ne şüphe.

İkisi de ayağa kalkıp kapıya doğru yürümeye başladılar.

Yazın en sıcak ayında pencerenin hafif aralığından içeriye sızan toz ve benzin kokusu kadının burnunu doldururken içinden geçtiği trafik acı acı bağırıyordu.
Kadının içinde fırtınalar kopuyordu ve bunu adama yansıtmak istemese de başaramıyordu. Her defasında bir yerden patlak vermesinden yorulmuştu. Bunun belki de en önemli nedeni sorunlarını açıkça birbirleri ile konuşmamalarındandı çünkü kadın tartışmayı hiç sevmiyordu ve bu da sevgilisinin işine geliyordu .

"Yarın Ryan bizi yemeğe çağırıyor. Herkes orada olacakmış!"

Kadın Yanında oturan kumral saçlı adama baktı. Çimen yeşili gözleri kısa kirpiklerinin altından bir yanıt beklercesine bakıyordu.

"Onlardan hoşlanmadığımı biliyorsun! Umarım benim adıma bir şeyler söylememişsindir?"

"Sadece geleceğiz dedim ama gelmek istemezsen anlarım."

Kadın adamın elini yumuşakça okşadı

"Yarın bir planımızın olduğunu sanıyordum!"

Adam kurnazca kadına döndü ve serseri gülümsemesini takındı.

"Istersen planımızı daha erkene çekebiliriz?"

Adam önüne dönerken kadın hayal kırıklığı ile dışarı izlemeye koyuldu.

"Gelmeyeceğim Tom!"

"Hadi ama! O benim en yakın arkadaşım."

kadın gözlerini devirerek adama baktı

"Ve ayrıca benim de en yakın düşmanım."

Adamın çene kasları kasıldı

"Her zaman dediğim gibi abartıyorsun"

Adam arabayı evin önüne park edince kadın eve vardıklarını anladı. Yol her zamankinin aksine bugün yarım saat sürmüştü. Güneş kızıllığını gökyüzüne sererken evin manzarasına ayrı bir güzellik katıyordu. Siyah çatısı olan iki katlı beyaz binayı yanındaki aynı özellikteki binadan ayıran tahta çit eskimeye yüz tutmuştu. Orta boylu çınar ağacının altına malzemelerin taşındığı kırmızı el arabasının içindeki sarı hortum özenle toplanmıştı. Tam bir çiftçi bahçesini andırıyordu.

"Hayır abartmıyorum. hepsi açıkça benimle alay ediyor. Sen bir Prens ve ben de bir kurbağayım Ryan' ın dediği gibi. "
Adam kadının sözlerine giderek sinirleniyordu. Dudağı düz bir çizgi halini almıştı. Kadının ise gözleri dolmuştu.

"Onun huyu öyle. Hepimizle de dalga geçer kişisel olarak algılama lütfen! Yarın geldiğinde önyargıyla bakmayı bıraktığında onu sen de seveceksin."

"Hayır Tom gelmeyeceğim. ve Ryan'dan da nefret ediyorum. O tam bir serseri. Hem söylesene ailenle konuştun mu?"

Adam başını iki yana salladı ve eliyle direksiyonu iyice kavradı dişlerini sıkınca boynundaki damarı iyice belli oldu.

"Bak gün yoruldum ve hava her zamankinden oldukça sıcaktı. Dinlenmeye ihtiyacımız var tamam mı? Şimdi sen de git ve dinlen . Yarın konuşuruz."

Adam iki kaşını kaldırıp onay beklerken kadın tek kelime etmeden arabadan hızlıca inip evine koşar adımlarla gitti. Kapıyı açıp kendini içeriye attığında başının döndüğünü hissetti. Yanağını ıslatan yaşlara aldırmadan çantasını yere atıp gömleğini hızlıca indirdi.

"Lanet olsun! "diye bağırdı

"Allah belanı versin RYAN!

Biliyorum bölüm çok kısa oldu affedin. Ama iki kurgu arasında kalmıştım. Kurgumdan vazgeçip diğerine geçtim. Ama telafi edeceğim.

. Okuduğunuz için size minnettarım.
Kendinize çok iyi bakın.

BENİMLE DANS ETWhere stories live. Discover now