Bölüm 5

21 4 0
                                    

" Nerdeyim ben?"
Kadın korku ve endişe içinde yataktan fırladı. Burayı tanımıyordu. Siyah perdeler gri çarşaflar.  Bu kararıyla  hicbir anlam veremedi. Odayı  incelerken ağlamamak için kendini tuttu.
O an içeri giren tanıdık adamı görünce içi rahatladı fakat hala nerede olduğunu merak ediyordu.
"Thomas!" Dedi.  Anlamsız yüz ifadesiyle. Adama  bakarken ona yaklaştı.
"Günaydın tatlım."
"Neredeyiz? Burası benim yatak odam değil." Adam gülümseyip daha da yaklaştı.
"Evet , senin değil benim odam."
Ela kendisini sevgilisinin kollarında bulurken  ilk farkına vardığı şey odanın Thomas gibi kokuyor olmasıydı. Kendini sevgilisinin kollarında güvende olduğunu biliyordu. Geri çekildiğinde adamın etkileyici yeşil gözlerine  başını kaplayan migrene benzer baş  ağrısıyla bakakaldı.
" Ben pek bir şey hatırlamıyorum. Oyundan sonrasını yani."
Adam kadının ellerini tuttu.
"Hatırlamaman normal o kadar içkiyi ben gitsem ben de hatırlamazdım .Amy ve Isaac kahvaltı hazırlamış bu arada bizi bekliyorlar "

Kadın adamın ellerini bırakıp yatağın kenarına oturdu.

"Gelmezsem olmaz mı Tom! Eve gidip kahvaltımı yaparım. Sözde bugün sana kendim hazırlayacaktım. Ama şu olana bak! Kendim hiç bilmediğim bir yerde uyanırken buluyorum ."
Adam kadının önüne geçip dizlerinin üzerine çöküp kadının gözlerinin içine baktı
" Bizi bekliyorlar Ela ,başka zaman yine beraber yaparız. Ilk defa arkadaşlarımla beraber bir şey yapacaksın. Benim için yap. "

"Beni sevmiyorlar ki Tomas!"

Adam gözlerini devirip ayağa kalktı. arkadaşlarının aşağıda onlara kulak kabarttığına adı gibi emin olsa da umursamadan sevgilisine sesini yükseltti.

"Yeter artık sana ne zararları oldu. Bunu söyleyip duruyorsun. Beni deli ediyorsun. Anlasana psikolojin gerçekten bozulmuş senin. Şu haline bak! Dönüştüğün kişiliğe bak. Seni seven insanları hiçe sayıyorsun."

Kadın ayağa kalkıp karşısında duran adama hayal kırıklığı ile baktı.

" Asıl sen kendine bak burnunun ucunda dönen şeylerden haberin yok. Anlamıyorum mu sanıyorsun? Artık beni sevmediğini de farkındayım ben "

Adam kadının sözünü yarıda kesti daha fazla konuşmasına tahammül etmeyeceğini anladığında arkadaşlarının yanına gitmeye karar verdi

" Yeter bu kadar ben kahvaltıya iniyorum ya benimle birlikte gelirsin ya da ben tek başıma inerim ve sen de burada kalırsın "

Kadın onunla inip patavatsız arkadaşları ile muhattap olmak istemiyordu. Kimseyle konuşmak veya kimseyi dinlemek istemiyordu. Tek istediği şey yalnız kalıp kitap okumaktı. Belki de hızlıca bu evden çıkmalıydı. Çıkması gerekiyordu ama yapamıyordu. Zayıflığından  değil korkusundandı. Thomas'ı  kaybetme ve  onu bir daha görememe korkusu. Hayatta kendisine tek değer  veren kişiyi kırmıştı. Beraber oldukları süreden bu yana sürekli yapmaktan korktuğu davranışları son 1 ay içerisinde yapmaya başlamıştı.

"Seninle geliyorum" dedi kadın sadece.

Ikisi beraber kahvaltı masasına doğru ilerlerken yüzündeki sinirli ifadeyi kontrol altına almayı başarmıştı ama Thomas bunu başaramamıştı. Aşağıdakiler hem gelen seslerden hem de Thomas'ın duruşundan ortamın gergin olduğunu anlamışlardı. Ela sandalyeyi çekip oturduğunda   Ryan ve Amy'nin sırıttıklarını gördü. Kaşları çatılmış şekilde anlam veremediği yüz ifadelerine  bakarken Ryan  göz kırptı önüne dönüp çatalını eline  aldığında Rose konuştu.
" Her şey yolunda mı?"

Bakışlarını masadan kaldırmadan Rose'a cevap veren Thimas'tı. Sesi oldukça keskindi.

"Oradan değil gibi mi görünüyor?  Herkes kahvaltısını yapsın lütfen. kahvaltı boyunca Tek ses  dahi duymak istemiyorum"

Kahvaltı bittiğinde Ela sadece çayını içmekle yetinmişti Thomas'ın istediği gibi kahvaltı boyunca kimseden ses çıkmamıştı.

Ela eline aldığı birkaç boş tabakla beraber Rose'un arkasından mutfağa doğru ilerlerken Aym'nin de erkeklerle beraber televizyon karşısında kırmızı koltuklara oturduğunu gördü. Thomas'tan uzak olduğunu görünce içi rahatladı.

Mutfak masasının üzerine bıraktığı tabaklara dalıp gitmişken Rose'un sesiyle irkildi

"Iyi misin"

"Evet iyiyim" diye kekeledi. Rose mutfaktan çıkacağı sırada onu durdurdu

"Siz beşiniz burada birlikte mi kalıyorsunuz" dedi Rose gülümsedi ve ona yaklaştı

"Evet öyle bir kaç ay önce Thomas ve Ryan'ın paraya ihtiyacı vardı bu yüzden Aym evini sattı ve bize katıldı" sonra duraksadı "1 dakika" dedi "Thomas sana anlatmadı mı? Haberin yok muydu"
Evet haberi yoktu . Bir an Thomas için hiçbir diğerinin olmadığını düşündü. gerçekten sonra yaklaşıyorlar mıydı? Thomas belki o yüzden arkadaşlarına Ela'dan daha fazla değer veriyordu. Böyle bir fedakarlığı kimse kolay kolay yapmazdı. Amy'yi ne kadar takdir etse de içten içe kıskanmıştı.

"Hayır yoktu. Haberim olsaydı sana sormazdım" sonra derin bir nefes aldı.

"Sanırım gitsem iyi olacak" Rose onu kolundan tutup gitmesini engelledi.

"Amy ve Ryan'ı bilmiyorum ama ben ve Isaac...Seninle bir sorunumuz yok. Senden nefret etmiyoruz. Sen Thomas'ın sevgilisisin uzun süredir. Kabullendik belki de öyle olması gerekiyordu"

"Yani?.." dedi Ela sorgulayıcı ses tonuyla
" Yani kendini bizden soyutlama sen artık yabancı değilsin"

'yabancı ...artık... daha önce öyleydim demek 'diye düşündü Ela. Ne zamandan sonra kabul etmişlerdi bunu?

"Teşekkürler!" Dedi  ve arkasını dönüp ilerledi

" eve gidip bu akşamki yemek için hazırlanmalısın "

Sesini çıkarmadan içeriye döndüğünde ThThomas'a baktı.
"Eve gitmem gerek" dedi
"Peki sen bilirsin" diye cevap verdi Thomas istifini bozmadan.

Kadın gözlerini devirdi. Telefonunun cebinde olduğundan emin olduktan sonra kapıya yöneldi. Tekrar Tomas'a   bakmak için arkasını döndüğünde onu yanıbaşında buldu. Başını kaldırıp gözlerinin içine baktı.  Gözlerindeki kara bulutlar dağılmış gibiydi. Kadın adamın gözünde oluşan gökkuşağının renklerini ayırt etmeye çalışıyor gibiydi

"Gidelim" dedi adam ve sevgilisinin elini sıkıca kavrayıp dışarı çıktılar.

Kadın içinde bulunduğu gergin ortamdan kurtulmuş olmanın verdiği rahatlıkla derin bir nefes aldı. Arabaya binip yerlerini aldıktan sonra Thomas'ın üzerine titrediği emniyet kemerini tek çırpıda tatkkı. Kadın geriye yaslanıp aralık camdan içeriye giren serin hava ile yolun tadını çıkarmaya koyuldu. İkisinden de çıt dahi  çıkmıyordu. Thomas konuşana kadar konuşmamakta kararlıydı. Telefonuna baktığında saatin 12 olduğunu gördü ve gözleri kocaman açıldığı. Zamanın bu denli hızlı geçmesine şaşırmıştı.

BENİMLE DANS ETWaar verhalen tot leven komen. Ontdek het nu