Bölüm 2: "Arzular ve İlk Dokunuş"

34.3K 3.9K 10.6K
                                    

Güzel yorumlarınızı ve oylarınız bekliyorum. Keyifli okumalar *sonsuz kalpler*

------------

Zaman: Belirsiz

Tarih: Belirsiz

Beş kişilik ekip, Taehyung'un odasını yaklaşık bir saattir her ayrıntısına kadar araştırmıştı. Ancak gözle görülür hiçbir şey yoktu. Yoongi, en yakın arkadaşına birçok soru sormuş ancak yararlı bir yanıt alamamıştı.

Ev sahibi sahiden her şeyden habersizdi. Başına ilk kez böyle bir şey gelmişti ve bir editörün düşmanı olacağını da kimse düşünmezdi. Taehyung, yıllardır sakin bir hayat yaşıyordu. Her zaman insanlara karşı da nazik olmuştu. Çoğu zaman kendinden ödün vermiş, çevresindekileri de memnun etmişti.

Kimdi bu doyumsuz kişi? Taehyung, kimseden şüphe etmiyordu. Aslında bir hata olduğunu bile düşünüyordu. Onu biriyle karıştırdıklarına ihtimal veriyordu. Çevresindekileri suçlamak yerine bu durumu bir hata olarak adlandırmak daha kolaydı.

"Şu an cevaplamak zorunda değilsin. Bir süre düşün, istediğin zaman beni ara ve anlat. Gerçekten kiminle tartıştığını bilmem gerekiyor. Senden nefret eden birilerinin bakışlarını hissetmiş olmalısın. Küçücük bir şüphe bile bizi gerçeğe ulaştırabilir."

"Yoongi..." dedi, bıkkınlıkla. Bu gece çok fazla soru sorulmuştu ve artık dayanamıyordu. Hem korkuyordu hem de sabrı taşmıştı. Elleriyle yüzünü ovuşturduktan sonra devam etti, "Gerçekten çevremde çok az insan var, hiçbiri de böyle bir şey yapmaz. Bu çok... aptalca."

"Aptalca değil, Taehyung. Bu bir seri katilin imzası veya benzeri bir şey de olabilir. Tek seferle bitireceğini sanmıyorum. Birileri sana fena halde kafayı takmış."

"Lütfen en kötüsünü düşünmeyi bırak. Beni korkutma daha fazla."

"Tabii ki en kötüsünü düşüneceğim. Böyle bir olaya normalmiş gibi bakmak istemiyorum. Senin güvenliğini düşünüyorum. Bir süre annenin evinde kal. Benim evime de gelebilirsin. Seçim senin. Bu evde kalmanı istemiyorum."

Olay yerini inceleyenlerden biri Yoongi'nin yanına geldi. "Burada yapabileceğimiz başka bir şey yok. Parmak izi ve birkaç saç teli... onların da ev halkına ait olma olasılığı çok yüksek."

"Gitmeden önce Haena ile konuşmak istiyorum, Taehyung. Olay esnasında evdeydi ve söylediğine göre hiçbir şey olmamış gibi dışarı çıkmış."

"Konuşabilirsin. Oturma odasına gitmesini söylemiştim. Hâlâ orada olmalı."

Yoongi, çok gergin görünüyordu. Omuzları öne doğru göçmüşken duruşunu hiç bozmadan oturma odasına doğru ilerledi. Kapıyı yavaşça açtığında küçük kızın televizyon başında battaniyesiyle oturduğunu gördü.

Kapıyı tamamen açmaya kalktığında gıcırdadı. Hemen ardından küçük kız ile göz göze geldiler. Yoongi, neredeyse bir aydır görmediği kıza karşı gülümsedi. "Haena... seni görmek çok güzel." Kapıyı kapattı ve birkaç adımda çift kişilik koltuğa ulaştı.

Koltukta uzanan küçük kızın ayaklarının ucuna oturmuştu. "Nasılsın?" diye sorduğunda Haena sadece omuzlarını silkmişti.

"Uykun var, değil mi?"

Haena bir kez daha konuşmak yerine başını sallamıştı. Yoongi, onun isteksizliği karşısında ne yapacağını bilemedi. Onu zorlamak istemiyordu. Ancak buna mecburdu. "Haena, sana bir soru soracağım. Eğer soruma doğru cevap verirsen odana geri dönebileceksin."

"Babam buradan çıkarsam üzüleceğini söyledi.

"Ben istersem çıkabiliriz."

Haena bir süre tereddüt etti. Yoongi, aceleyle aklına gelen ne varsa söylemeye başladı, "Baban üzülmeyecek çünkü haberi var. Sorduğum soruya cevap vermezsen asıl o zaman üzülür. Anlaştık mı?"

DEUS | Taekook Where stories live. Discover now