30. Bölüm Bir Takım Mesele(si)

1.1K 71 297
                                    


7 Kasım Perşembe 1977

Sevgili Andromeda,

Mektubunu aldım ve inan bana okurken çok eğlendim, hele ki Dora'nın kıyafetlerini giymemek için koltuktan koltuğa zıplaması ve kocanın sonunda pes ederek onun iç çamaşırlarıyla gezmesine izin vermesine. Sen onun evde öyle "serseri gibi" gezmesini istemediğini yazmışsın ama inan bana kızının kıyafetlere kafayı takmış bir psikopat-kendimden bahsediyorum, çaktırma- olması seni daha çok yorardı. Mektubunda Hogwarts'ı sormuşsun Hogwarts her zaman ki Hogwarts gibi; harika! Şu ana kadar pek bir şey olmadı yani her şey sakin geçti, üç kasımda -yani dört gün önce- bir arkadaşımın doğum günüydü ve onun doğum gününü kutladık. Gerçekten çok eğlenceliydi, arkadaşlarım eğlenmeyi cidden iyi biliyorlar -yani senin tahmin ettiğin gibi şeyler olmaksızın- doğum gününden sonra kızın başına o kadar şey geldi ki hedilerini bile dün sabah açabildi. Yinede herkes çok güzel şeyler almış -hediyemin aşırıya kaçacağından korkmuştum ama diğer hediyeleri görünce ideal bir hediye aldımı anlayıp rahatladım. İşin aslı aslında o gece -yani partideyken- aklıma istemsiz olarak eski anılarımız geldi, Sirius'un doğum gününü kutladığımız zamanlar... Sanırım tarih aynı olduğundan birde ben, Bellatrix ve Regulus'da katıldığından zihnim geçmişi anımsadı. Çaktırmak istemesem de bir miktar hüzünlendim, benim dışımda kimsenin -belki sadece Regulus hariç- hiç kimsenin o günün Sirius'un da doğum günü olduğunu hatırladığını sanmıyorum. Eh nede olsa o bir Gryffindor, onun doğum gününü kutlayamazdım. Bu beni üzüyor mu, bilmiyorum belki dediğim gibi geçmişi anımsarım ama üzüleceğimi sanmıyorum. Bana Nymphadora'nın bir fotoğrafını gördemeni isteyip istemediğimi sormuştun, çok isterim! Ama maalesef böyle bir riske giremem, belki ileride sizi ziyarete gelirim belli mi olur? Her neyse oldukça uzun bir mektup oldu ama senin okumaktan zevk alacağını düşünüyorum çünkü ben zevk alıyorum, bana bu kadar ızun mektup yazmanın benim canımı sıkıp sıkmadığını sormuştun ya, hayır hiç sıkmıyor aksine keşke daha uzun yazabilsen diye düşünüyorum. Sana bir sır vereyim mi? Senin mektuplarını defalarca okuyorum, keşke mektuplarını saklayabilseydim ama ne yazık ki onları elime alır almaz defalarca okuyarak ezberliyor sonrada kimseye görünmeden yakıyorum. Ama senin böyle bir derdin yok mektuplarımı saklayabilirsin. Daha fazla yazmak isterdim ama parşömen bitiyor ve sanırım burada keseceğim hoşçakal, kendine iyi bak ve Nymphadora'ya selam söyle...

Sevgiler Narcissa.

Narcissa Black tüy kalemi kaldırarak mektubuna göz gezdirdi. Kütüphane masasında hızlı hızlı yazılmış bir mektuptu ama oldukça iyiydi. Parşömendeki mürekkep kuruyunca onu katlayarak zarfa koydu, kafasını masasının üstünde duran iksir ödevine çevirdi, sadece başlığın yazıldığı ödeve...

Sıkıntıyla nefesini verirken "Off" çektiğinin farkına vardı, o kadar ses çıkarmıştı ki biran kütüphanecinin onu uyaracağını sandı. Ama korktuğu olmadı, iksirde pek iyi değildi genelde "Olağanüstü" yerine "Beklenenin Üstünde" alırdı ve bu onu üzerdi. Bu ödevi yapmalıydı hemde en iyi şekilde. Önündeki ödev parşömenini buruşturarak ayağa kalkıp çöpe attı. Topladığı kitapları bulabileceği bir yere koyarak çantasını alıp çıktı bugün Quidditch maçı vardı ama maç sonrası Lucius'a ödevini yapmasında yardımcı olmasını isteyecekti. İksir ustası olan oydu.

Narcissa homurdanarak kütüphaneyeden çıktı ve dosdoğru baykuşhanenin yolunu aldı. Mektubu çantasında taşıma riskini göze alamazdı. "Yazdığın gibi hemen gönder, okuduğun gibi yak" sloganın uyguluyordu.

Kendi bulduğu slogana gülerken baykuşhaneye vardığını fark etti. İyi bir slogan bulmuştu ve bunun için kendiyle gurur duyuyordu. "Bi Daima Saf değil ama..." diye geçirdi içinden ve mektubu bir baykuşun ayağına bağlıyıp onu gönderdikten sonra kahvaltıya indi.

Karanlık Prenses, Limix LancerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin