8. Bölüm Düello

2.7K 197 298
                                    

Yarın sabah Limix erken kalktığına küfrederek ortak salona indi. Saate bakarak güneşin daha yeni doğmuş olduğunu fark etti. Her zaman ki yerine oturarak arkadaşlarının uyanmasını bekledi. Bir süre sonra  merdivenlerden gelen sesle kafasını çevirerek baktığında karşısında gördüğü kişi Avery'den başkası değildi. Genç adam başta şok olarak kalsada sonra kendini toparlayarak efendisinin kızının yanına gitti.

-Günaydın Limix nasılsın?

Aslında pek sohbet etme meraklısı değildi ama karşındaki kişi Lord'un kızı olunca selam vermesi gerektiğini herkes gibi o da bilirdi.

-Sen ne zaman beri bana adımla seslenir oldun, Avery.

Sesi bıçak kestiği kadar soğuk ve sertti Avery afallasada hemen toparlanıp.

-Afedersiniz prenses. Maksadım sadece efendimizin keyfinin nasıl olduğunu sormaktı.

İtaatkarca bir referans yaptı.
Ama Limix sertliğinden ve otoritesinden vazgeçmeden (aynı Lord'un öğrettiği gibi)

-İyiyim.

Diye cevap vermekle yetindi genç Avery kafasını sallayıp işlerine koyuldu. Limix o an düşüncelere dalmıştı gelecekte neler olacağına, şuan bile çoğu Ölüm Yiyen toplantısına katılır ve fikirlerini açıkça dile getirerek çoğu sefer övgü toplardı. Müritler  onun yaşına rağmen ne kadar olgun, tecrübeli ve otoriter olduğunu bilseler bile her seferinde ağızlarının açık kalmasına engel olamıyorlardı.

Hele ilk Ölüm Yiyenler yani -Walpurgis Şövalyeleri- genelde Lord'a en yakın olanlar olduğundan her geldiklerinde Limix'e değerli hediyeler, iltifatlar ve bolca saygı getiriyorlardı. Limix bu duruma çok mutlu oluyordu çünkü bir tek onların samimiyetine güveniyordu. En yakın hat Ölüm Yiyenler zaten Limix'le hep ilgilenirlerdi ama diğerleri gibi hizmetkar olarak değilde sanki arkadaş gibi veya kendi kızları gibi.

Limix bunu düşünürken içinden "Lord zaten benim sadece en yakın hatla samimi olmama izin veriyor diğerleriyle konuşmama hatta lüzumsuz yere yanlarında bulunmama bile izin yok, beni bu kadar kıskanan ve sahiplenen biri nasıl olduda okula gitmeme izin verdi acaba?" diye alayla geçirdi.

Sonra daha fazla bekleyemeyeceğinden  doğru yukarı yatakhanelere daldı önce Alex'in ve Rodolphus'un olduğu odaya girdi.

-HADİ!! KALK KALK KALK!! 5DK İÇİNDE HAZIRLANIP AŞAĞIDA OL!!

Odadaki 3 erkeğinde yerinden korkuyla zıplaması Limix'i güldürdü. Hepsi neye uğrağını şaşırmış kalmış ve bir yerlerini vurarak yataktan düşmüştü, sonra yavaş yavaş neler olduğunu algıladıklarında bunun şaka olduğunu fark ettiler.

- Çüş Limix bu nasıl bir uyandırma şekli ya ne yaşadığımı şaşırdım.

Rodolphus sitem etti.

- Beynim akıl sağlığıma ihanet etti.

Alex ona arka çıktı.

- Gerçekten Limix!! Sana inanamıyorum bir Malfoy böyle mi uyandırılır.

Lucius her zamanki Malfoyumsu ifadesini takındı.

- Nasıl uyandırılır?

Alex alayla tek kaşı havada sormuştu. Lucius'da kibir ve burnu havadanlıkla cevap verdi.

- Bir fincan taze çekilmiş kahve ve güzel bir hanımefendi öpücüğü ile.

- Kusura bakma Lucius. Ben o kızlardan değilim. Ayrıca işaretlenince ne taze kahve ile nede güzel bir hanımefendiyle uyandırılacaksınız, Cruciatus lanetimin bir tadına bakarsın ha Lucius?

Karanlık Prenses, Limix LancerWhere stories live. Discover now