27.Bölüm Ufak Bir Kaçamak

1.3K 85 256
                                    

Merhaba öncelikle, hikayeye tarih ekledim, sizce tarihli mi yazayım yoksa tarih belirtmeden mi? Düşüncelerinizi belirtirseniz çok sevinirim...

İyi okumalar...

1 Kasım Cuma 1977

Sabahın en erken saatleriydi belkide, ve Hogwarts yatağında huzurla uyuyan bir çok öğrenci barındırıyordu. Bütün öğrenciler -yani bir çoğu- yataklarında derin uykudayken bir öğrencinin yapacaklarından habersizdi.

Hogwarts'ın ıssız ve sessiz koridorunda yürürken ayaklarının çıkardığı tak tuk sesleriyle özgüvenini yerinde tutmaya ve birazdan yapacağı şey için cesur davranmaya çalışıyordu. Koridoru dönmeden derin bir nefes daha aldı, zaten bembeyaz yüzü daha da beyazlamış tüm rengi kaçmıştı. Adımlarını hızlandırdı oraya ne kadar çabuk varırsa onun için o kadar iyiydi, yolu ve vakti uzatarak kendine işkence yapamazdı.

Bir süre yürüdükten sonra onu gördü. Buluşma yerine ondan önce gitmiş, onu bekliyordu. Başını özgüvenle kaldırıp omuzlarını bir safkana yakışır bir şekilde dikleştirdi ve yürüyüşüne belli bir ahenk katarak duvara yaslanmış ve umursamazca etrafı izleyen çocuğa yaklaştı. Onu ufak bir bakışıyla incelediğinde gömleğinin kırış kırış ve pantolonundan dışarı çıkmış, kravatının yarıya kadar indiğini, oldukça dağınık ve asi göründüğüne anında karar verdi. Yüzünde memnuniyetsiz bir mimik oynaması oldu, kendisi neyse karışısındaki tam tersiydi.

Gözlerini bir süre kendisinin tam zıttı olan bina formasına dikti, sonra o güzel gözlerini kaldırarak puslu grilere dikti. Ve selam verdi olabildiğince soğuk bir biçimde.

- Merhaba Sirius.

Sirius Black somurtarak karşısındaki kıza baktı, ve konuştu aynı mesafeli aynı soğuk sesle.

- Beni sabahın bu saatinde buraya çağırdığın için umarım geçerli bir bahanen vardır.

Kız gözlerini karşısındaki oldukça yakışıklı çocuğun gözlerine dikerek, onu duymazlıktan geldi ve kendi sorularını sordu.

- Burada olduğundan kimsenin haberi yok dimi?

Sirius gözlerini kısarak karşısındaki Black kızını süzdü, sonra ise cevapladı garip bir tını ile

- Hayır, yok.

Kız gözlerini rahatlamayla yumup "Güzel" diye fısıldadı. Sonra ise konuşmaya başladı.

- Ben, Andromeda'ya bir mektup yazmak istiyorum ve senden onun adresini alacaktım.

Açıkcası bu Sirius'un en son beklediği şeydi. Onu öldürmeye çalışsa bile bu kadar şaşırmazdı. Narcissa onun bu şok olmuş tavrından Andromeda'nın Sirius'a hiçbir şeyden bahsetmediğini anladı ve hemen açıklamaya koyuldu.

- Andromeda geçen gün Hogwarts'a gelmişti ve bizde tesadüfen koridorda karşılaşıp konuşmaya başladık ve bana senin aracılığın ile mektuplaşabiliceğimizi söyledi. Anlaşılan senin bundan pek haberin yoktu.

Narcissa şimdi istemsizce, alışkanlık haline getirdiği Sınıf Başkanı rozetiyle oynama işlemini gerçekleştiriyordu.

- Yoktu.

Diye cevapladı Sirius, içinden Andromeda'nın mektuplarını içinde azarlama olacağını tahmin ettiği için okumayı sonraya erteleme huyuna küfrederek. Sarışın kızın hala ona baktığını görünce cevapladı.

- Benim önce Andy'ye sormam gerekiyor.

Kızın yalan söyleyip söylemediğini bilmiyordu. Belki bu yalnızca Andromeda'yı tuzağa düşürmek için yapılan bir oyundu... Black ailesinin bu tür sinsi oyunlardan ne kadar zevk aldığını çok iyi bilirdi. Kız biraz bozulmuş gibi olunca hemen ekledi.

Karanlık Prenses, Limix LancerWhere stories live. Discover now