*14*

1K 99 66
                                    

Şimdi ikisinin de hem üstü sırılsıklamdı, hem de dudakları.

*

Tabiki Jeon, bu öfke anını sekse bağlayarak her şeyi unutabilecek kapasitede değildi. Bu yüzden bu aslında devam etse çok farklı yerlere gidebilecek öpüşmeyi bir an önce sonlandırdı.

Sonrasında Jimin'e bağırmaya devam etmedi.

Sarhoş olduğu, bilerek yapmayacağı gibi düşünceler bağırırken ve söylenirken aklına gelmişti.

Jeton köşeliydi.

Sonradan düşmüştü.

Ve bu öpüşme de bir dönüş noktası olmuştu.

Jimin hala ne olduğunu anlayamıyordu. Muhtemelen yarın sabah kalktığında bu anları hatırlamıyor olacaktı.

Eğer hatırlayacak olsaydı, Jeongguk asla böyle bir şey yapmazdı.

Jimin'in gözünde düşmeyi, Jimin'i incitmeyi asla istemezdi.

Dudakları ayrıldıktan sonra kendini sakinleştirmek için bir iki derin defes aldı.

Jimin ise hala boş ve fazla masum bakışlarla öfke patlaması yaşayan Jungkook'u izliyordu.

Onun açısından her şey bulanıktı gerçi.

Jeon sakileşti, kendi kontrolünü sağladı.

Şimdi mantıklı davranmasının zamanıydı.

"Ah, tatlım, gel seni temizleyelim."

Jimin yine anlamamıştı ama Jeon'a razı olmuş gibi kafasını salladı.

Jeon ise anlamadığını bildiği halde onaylamasına güldü.

"Bu kadar masum ve aptal olmamalısın Jimin."

Mırıldandı kendince.

Güldü.

Jimin'i aldı, ve banyoya götürdü.

Hem terle hem de çamurla kaplanmış, ıslandığı için de normal halinden daha da ağır olan hırkasını çıkarttı.

Sonra tişörtünü çıkardı.

Pantalonunu çıkarmak istemedi, ama yapmalıydı.

Islaktı, çamurluydu.

Hem temizlenmesi gerekiyordu, hem de bu şekilde beklerse hasta olabilirdi.

"Jimin?"

"Hnmmhh.."

"Pantalonunu çıkarır mısın?"

"Iııhmmm.."

Jimin yalpalayarak Jeon'a doğru adım attı.

Jeon, Jimin'in düşmek üzere olduğunu anladı ve onu tuttu.

Bayılmamıştı, ama kendini taşımak istemiyordu.

numb۝jikookWhere stories live. Discover now