vol. 7 ✗ hunt him down

2.8K 371 129
                                    

medya; john legend - who did that to you?

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

medya; john legend -
who did that to you?

&

oysa artık katıksız aşk ya da katıksız şehvet diye bir şey kalmamıştı. her şeye korku ve nefret karıştığı için, artık hiçbir duygu katıksız değildi.

- george orwell

┈┈┈┈

kim taehyung.

uzun figürü, dalgalı kahverengi saçları, keskin bakışları ve kaliteli giyim tarzıyla jimin'in aklından çıkmıyordu. ölesiye sarhoş olduğu günden bu yana, sürekli aklı onunla doluyor, jimin hayatının en karmaşık zamanında birine böylesine kapıldığı için kendine lanetler okudu.

ona ait kesik kesik anılardan başka hiçbir şeye sahip olmaması çok üzücüydü. park jimin, milyonlara sahipti fakat yine de istediğini yapamıyordu. çalıntı parası taehyung'u geri getirmiyordu.

onu tekrar görmenin isteğiyle yanıp tutuşması jimin'i sokaklara atmıştı. şubatın başındaydılar ve daegu hala soğuk sayılırdı. bu yüzden yanına ceketini almıştı. sokaklarda hala enselenmeden dolaşabilmesi oldukça tedirgin ediciydi. hastanedekilerle karşılaşırsa eğer onu tanıyamamaları için yüzüne siyah bir maske takmıştı. böyle yaşamak hiç konforlu değildi fakat bir süre daha böyle takılmak zorundaydı. daha sonra busan'a geçer ve ailesine sığınırdı.

aklında dönüp dolaşan onca düşüncenin arasında lilac wine'ın kapısını aralayıp neon kırmızı ve mor renklerle aydınlatılan ortama girmişti. sıcak onu hoş karşılamış, titreyen bedeninin etrafını sarmıştı, anında gevşediğini hissetti. paul anka'nın sesi barda yankılanırken o gözlerini dört açmış taehyung'a bakınıyordu. o gece oturduğu yere ilerlemiş ve zorlanmadan tabureye çıkmayı başarmıştı. kalbi hiç olmadığı kadar hızlı atmaya başlamıştı. barmenden hafif bir içki isterken yüreğinin sesine anlam verememişti.

bu gece sarhoş olmak istemiyordu. kim taehyung'un hatıralarında gezinen buğulu suratını ayık bir şekilde görmek istiyordu. birasını yudumlarken etrafına bakındı. tıpkı o geceki saatte gelmiş ve aynı yere oturmuştu. bu gece o görkemli adamın da yolunun lilac wine'a düşeceğini umuyordu.

bir orta boy bardakta bira bitirmiş ve saatler birbirini kovalamıştı. jimin, umutsuzca bir kere daha barın içine bakındı. ne taehyung görünürde vardı ne de ona ait herhangi bir şey. biraz daha dayanmaya karar vermiş fakat oturmaktan sırtı ağrıyınca bundan tamamen vazgeçmişti. içtiği biranın parasını ödeyip tabureden kalkmış, barın yolunu gerisin geriye yürümeye başlamıştı. ortamı umudunu yitirmiş bir şekilde terk edecekken kapıyı onunla birlikte aynı anda biri açmaya kalkmış, bunun sonucunda ikili çarpışmıştı. jimin, dengesini korumak için kapının kenarına tutunurken kafasını çevirip çarpıştığı kişiye baktığında gözleri kocaman oldu. şaşkınlığı yerini ufak bir tebessüme bıraktığında kalbinin tekrar hareketlendiğini hissetmişti. çarpıştığı kişi saatlerdir deli gibi görmeyi beklediği kim taehyung'dan başkası değildi.

mind-wrecker | vminWhere stories live. Discover now