73

1.9K 59 14
                                    

Welcome to the final show! :')

Demir'den

"Şşt Alican, oldu mu bu?"diyerek damatlığı gösterdim. Alican "Oğlum sen olmuşsun. Çok iyisin de. Ben bu damatlığın içine girebilecek miyim?"dedi. Göz devirip "Alican sen kendini 90 kilo mu sanıyorsun anlamıyorum. Git giy işte."dedim. Alican seslice nefes vererek odaya girdi. Odadan geri çıktığında "Aha valla oldu. Güzel de durdu. Mis."dedi. Ona gülüp kendime aynada tekrar baktım. Kapı çaldığında ikimizde kapıya döndük. Kızların babası gelmişti. "Bir çift lafım var. Ben kız babasıyım. O yüzden herhangi bir şey olursa elimden kurtulamazsınız haberiniz olsun."dediğinde kafa salladık. Gelip ikimize de sarıldıktan sonra çıktı. Saçımı düzelttikten sonra Alican'a "Saat kaç?"diye sordum. "Ne o, heyecanlı mısın?"dedi. "Alican saati sordum. Sen şimdi heyecandan bayılacaksın gözümün önünde. Kendine bak."dedim. Alican koltuğa oturup "Ay komşular bayılıyorum."dedi. Göz devirip "İklim'in yanına gidiyorum. Evlenmesin be seninle. Sen delirdin iyice."dedim. Alican "Tamam tamam. Şaka yapmaya da gelmiyor."dedi.

Saatler hızlı bir şekilde geçtiğinde düğünün başlamasına 10 dakika vardı. Alican olduğu yerde duramadığı için bir anda odadan fırladı ve ileriye yani kızların odasına koşturmaya başladı. Alican kapıyı tıklattıktan sonra kapıyı sadece kafası gözüken İklim açtı. "Alican, düğünden önce evleneceklerin birbirini görmesi uğursuzluk getirirmiş. O yüzden tıpış tıpış odana dön."dedi. Alican'a bakıp "Kardeşim 10 dakika var zaten. Sakin."dedim. Alican kafasını sallayıp koşa koşa odaya döndü. İklim'e dönüp "Yankı orada mı?"dedim. "Üzgünüm sana da izin yok canım. Evlenmiş olabilirsiniz ama ben izin vermiyorum. Aaa. Hadi sen de tıpış tıpış odana."dediğinde yüzümü buruşturup odaya geri döndüm.

Muhtemelen ne olduğunu hepiniz biliyorsunuz. 10 dakika sonra kol kola girip aşağıya indik ve bahçeye çıktık. İşte masaya doğru yürüdük falan filan. 'Evet' dedikten sonra dans başladı. Böyleydi. Bir ara garip bir heyecan yaptığım için çoğu an aklımdan gitmişti. Ama en azından bunlar videoya çekilmişti. Yankı "Sanırım hayatımızda başka problem de kalmadı."dedi. Gülümsedim ve "Evet, kalmadı."dedim. Yankı "Bak şimdiden kararlaştıralım. 80 yaşına kadar ölmek yok."dedi. Birkaç kahkaha attıktan sonra "Ölmeyiz be biz."dedim. "Orası öyle."dedi. Aklıma gelen bir şeyle "Tanışmamızı hatırlayalım."dedim. "Hatırlamamıza gerek var mı? Seni neredeyse dövüyordum. Hem ikimiz de hatırlıyoruz."dedi. "Doğru. O zaman aramızın iyi olduğu zamanı hatırlayalım. Aramız hep bir iyi bir kötüydü. Ben hatırlamıyorum."dedim. Yankı "Nasıl hatırlamazsın. Voleybol maçı vardı. Melodi topu burnuma atmıştı. Ben kan görüp bayıldıktan sonra sen beni sağlık ocağına taşımıştın. Sonra sana kan korkumu anlatmıştım. Sen de sanırım bana acımıştın bilmiyorum. Sarılmıştık. Ondan sonra aramız düzeldi."dedi. Ağzımı açıp "Aa evet, doğru."dedim. "Yaşamadığımız şey yok zaten."dedi. Kafamı salladım. "Kaç kere ayrıldık biz?"dedim. "Bunu saymamalıyız bence."dedi Yankı. "O kadar fazlaydı değil mi? Bu işe hiç bulaşmayalım."dedim. Yankı "Of aklıma Melodi'yi duvara yapıştırışım geliyor. Laf atmıştı ben de gidip kafasına sakız yapıştırmıştım."dedi. "O olay aklımdan hiç çıkmadı. Benim saçıma da sakız yapıştıracaksın diye korkuyordum."dedim. "Hadi be."dedi. "Gerçekten. En azından artık öyle bir olay olmaz. Değil mi?"dedim. Yankı gözlerini kısıp baktı ve "Olabilir. Bence dikkat et."dedi. "Bana kıyamazsın."dedim. Yankı gözlerini büyütüp "Demir sana yumruk attığımı hatırlıyorum."dediğinde düşündüm. "Şu Azra ile ilgili olaydaydı değil mi? Evet onu aklımızdan silebiliriz. Çünkü iki gün yanağım acımıştı."dediğimde Yankı gülmeye başladı.

9 AY SONRA

Yankı'dan

Oturduğum koltuktan kalkarken karnıma ağrı girmeye başladı. Kalktığım yere tekrar oturdum. Gözlerimi büyüttüm. Bugün doğmazdı değil mi? Kendimi hazır hissediyor muydum emin değilim. Telefonumu elime alıp hızlıca Demir'i aradım. "Demir, endişelenme ama sanırım doğuruyorum."dedim. Demir "EMİN MİSİN? SON KARAR MI?"dedi. "Karnım ölesiye ağrıyor. Yani çabuk gel."dedim ve telefonu kapattım. İklim'i aradım. "İklim, İklim. Doğuruyorum lan."dedim. İklim "Nasıl ya? 9 ay geçti mi ki? Ne ara geçti ya?"dedi. "Geçti işte. İklim yan evde oturuyorsun ve doğuruyorum dedim. Hala neredesin?"dedim. "Tamam tamam kızma, geliyorum."dedi. Telefonu kenara bırakıp derin bir nefes aldım. Bu arada haberiniz olsun kız olacaktı. Derin nefeslerimle birlikte tekrar ayağa kalkmayı denedim. Ayağa kalkıp kapıya gittim ve kapıyı açtım. İklim koşarak geldiğinde kapıyı tekrar kapattım. "İklim, kesin geliyor. Ben bakabilecek miyim?"dedim. İklim "Tabii ki bakabileceksin. Sen bilmem kaç senedir zaten bir anne edasıyla hepimizi korudum, kolladın, baktın. Yani bu senin zorlanacağın bir şey değil. Merak etme halledersin."dedi. Kafamı salladım. "Tamam."dediğimde tekrar kapı çaldı. İklim kapıyı açtığında Demir'in geldiğini gördüm. Derin bir nefes verdim ve alnımı sildim. Demir eğilip beni kucağına aldı ve arabaya götürdü. Arka koltuğa oturduktan sonra İklim'in elini sıktım. İklim "Nefes al, ver."dedi. "Bunu yapmazsam zaten ölürüm."dedim. İklim "Doğru. O zaman bu işlemi daha derin bir şekilde yap."dedi. Kafamı salladım. Demir "Tamam, problem yok. Gelmek üzereyiz."dedi. Kırmızı ışıkta arabaların sıra olduğunu görünce "Off."dedim. Demir'de kırmızı ışıkta durup arkasını döndü ve bana baktı. Elimi tutup "Her şey normal. Olacak ve bitecek."dedi. Kafamı salladım. Evet, olacak ve bitecekti. Yahu ben neler yapmış insanım değil mi?

Hastaneye geldiğimizde bir sandalyeye oturdum. Demir sürerken İklim'de yanımda elimi tutarak koşuyordu. Arkadan Alican'ın sesini duyduğumda "Canım kankam."dedim. O da yanıma geldiğinde "Buradayım kankam."dedi. İklim "Koçum benim. Hadi bakalım. Bundan sonrası sende."dedi. Kafamı salladım. Doktor da geldiğinde içeri girdik.

Derin nefesler eşliğinde uzun mu uzun süren bir doğumun ardından 3 saat geçmişti. Şimdi sadece kafamı Demir'in omzuna yaslamış dinlenmeye çalışıyordum. Demir gülmeye başladığında kafamı kaldırıp gülerek ona baktım. "Ne oldu?"dedim. Demir "Sen beni sırandan attın ve öyle tanıştık. Şimdi geldiğimiz yere bak."dedi. Ben de güldüm. Elini tuttum. Demir "Biz tanışalı 10 sene oldu. Bu sürede birbirimizi unutmadığımız için mutluyum."dedi. Kaşlarımı çatıp "Ben unutulacak bir insan mıyım?" diyerek güldüm. Demir'de gülmeye başladığında ikimiz bir süre güldük. Sonra kafamı yastığa yasladım. Demir'de kafasını omzuma koyduğunda elimi onun saçlarının arasından geçirdim. Demir "Seni seviyorum." dediğinde yüzüme geniş bir gülümseme yerleştirerek "Ben de seni seviyorum." dedim.

Hayatım kolay olmadı hiçbir zaman. En başlarda beraber yetiştiğim kardeş dediğim insanlar vardı yanımda. Bir zaman sonra koptum çoğundan. Ama sonrasında ise hayatımın devamıyla tanıştım. Bir sürü şey atlattım, atlattık. Bela eksik olmadı başımızdan ama işte, buradayız şimdi. Bir sürü üzüntünün, kaybedişin ardından biz kazanmıştık artık.

Hikayemi anlatmayı burada bitiriyorum. Ama hikayem bitmedi. Sadece devamı bana kaldı. O geri kalanın da nasıl bir hikaye olduğunu biliyorsunuz. Hepinize bildirmek isterim ki, sonunda istediğim mutluluğa ulaştım. Şimdi elveda demenin sırası anladığım kadarıyla. Başka güzel hikayelerde, belki rüyalarda görüşmek üzere.

🐙🐙🐙🐙🐙

Yaklaşık 2 senedir bu kitabı ben yazdım siz okudunuz. 75 koskoca bölüm. Az değil. Başlardaki bütün saçmalıklarıma da katlandınız. Bunun için ne kadar teşekkür etsem az :")

Bu bölümü ne kadar hızlı yazdım ya da nasıl yazdım bilmiyorum. Ama siz nasıl istiyorsanız her şeyi kafanızda o şekilde düzenleyin. Ben kötü sonları sevmem. Kötü bir son veremem size. Böyle bir son olması benim için daha güzel oldu. Hem de yazdığım karakterler için. Verdikleri tüm savaşlardan sonra böyle karakterlerin iyi bir son hak ettiğini düşündüm. Umarım beğenmişsinizdir ve sevmişsinizdir. Bu kitabı bırakmakta zorlanıyorum çünkü yazarken yeri geldi eğlendim, yeri geldi çok üzüldüm ve karakterlere bağlandım. Size çok teşekkür ederim. Bu kitaba zaman ayırıp okuduğunuz için. Başından beri yanımda olup bu kitabı yazarken destekleyen herkese çok teşekkür ederim. Ve buraya kadar gelmeme yardımcı olan sizler...
Sizi seviyorum.

Başka bir hikayede görüşürüüzz❤️

26 Nisan 2018 - 1 Şubat 2020

YETİMHANEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin