61

404 25 5
                                    


Yankı'dan

Ertesi sabah kalktığımızda kahvaltı ettik ve Demir acele ettire ettire geldiğimiz yerin şehir merkezine indirdi bizi. Şehir merkezinde uzun süre dolaştıktan sonra nefes nefese kaldım. Sessiz bir şekilde "Demir." dedim elimi kalbime koyup nefes alırken. Kendimi çok zorladığımı fark ettim. Demir bana dönüp "Seni çok yordum, değil mi? Birazdan gelmek istediğim yere geleceğiz. Ve küçük bir işimiz var. Sonra dönüp dinlenebiliriz."dedi. Kafamı salladım. Kolunu sırtımdan uzatıp elini omzuma koydu ve güç verircesine sıktı. Olduğumuz yerden taksiye bindikten kısa süre sonra taksi durunca indik ve geldiğimiz yere baktım. Demir'e bakıp "Şaka yapıyorsun, değil mi?"dedim. Demir "Şaka değil."dedi. Demir elimi tuttuktan sonra da beraber içeri girdik. Birkaç dakika bekledikten sonra bir salona girdik. Şu an neredeyiz mi? Ne mi yapıyoruz? Hazır mısınız peki? Tamam söylüyorum. Şu an evlendirme dairesindeyiz. Ve içeriden bulduğumuz iki kişi şahidimiz oldu. Evleniyoruz. 

İlk "Evet." deme sırası. Demir'in gözlerinin içine baktım. O kadar güzel gülüyordu ki gözlerinin içi. Normalde sesli bir şekilde 'iyisinde kötüsünde' dememiz gerekirdi ama çoktan o fasılı geçmedik mi biz? Onlarca kez kanıtladık birbirimizi bırakmayacağımızı. Kafamı sallayarak "Evet." dedim gözlerimi gözlerinden ayırmadan. Gülümsememi bastırmaya çalışmadan 32 diş gülümsedim. Demir'de "Evet." dediğinde imzaları atmaya başladık. Bunun bu kadar hızlı olacağı aklıma o kadar gelmezdi ki. Ama artık evliydik işte, o seneler süren zorlu ama bir o kadar güçlü ilişimiz şimdi çok daha güçlenmişti. Demir ayağa kalkacakken ayağına bastım ve tekrar oturmasını sağladım. "Bunu yapmayacağımı düşünmedin herhalde?"dedim ve ayağa kalktım. Demir olduğu yerde kıvranmaya devam ederken kafamı iki yana sallayıp "Gelini öpmen gereken yere geldik. Gelin de ben oluyorum ya hani."dedim. Demir "Çok pardon hanımefendi."diyerek ayağa kalktı ve karşımda durdu. Sonra da yaklaşıp alnımdan öptü. Geri çekildiğinde "O zaman evlilik cüzdanımızı alabiliriz."dedim. Nikah memuru evlilik cüzdanını elime verdiğinde el ele tutuşup buradan çıktık. 

Ertesi sabah ikimizde uyandığımızda İklim'in aradığını gördüm. Aramasına geri döndüğümde endişeli olduğunu anladım. "Ne oldu bu kadar endişeleneceğin?"dediğimde "Baran'ın bir abisi varmış. İntikam alacağım diyormuş. Adamın cidden tehlikeli olduğunu söylüyorlar. Çok gerginim. Bize bulaşacağı çok belli çünkü."dedi. Derin bir nefes alıp "En yakın zamanda geliyoruz, sen endişelenme. Evden de çıkmayın."diyerek telefonu kapattım. Demir "Tahmin edeyim, yine başımız belada."dedi. Kafamı salladım. Yanına gidip sıkı sıkı sarıldım. "Başımız dertteyken buna vakit olmuyor."dedim. "Doğru."dedi. Sonra ikimizde çantalarımızı toparlayıp otelden çıkış yaptık ve arabaya bindik. 

Bildiğiniz üzere uzun bir yolculuktan sonra eve geldik. Yani bizim İklim'le olan eve. Etrafa hızlıca göz atıp içeri girdik ve asansöre bindik. Yukarı çıktıktan sonra kapıyı açıp içeriye girdik. İklim'de Alican'da salonda oturuyordu. Yanlarına gidip oturduktan sonra konuşmaya başladık. "Tanıdıklara ve polis merkezindekilere sordurduk daha önceden hapise falan girmiş. Kardeşinin buraya taşındığını öğrenince buraya gelmiş. Diğer eve de bu not geldi. O yüzden endişeyle aradım zaten."diyerek elime bir not verdi. Notta şöyle yazıyordu;

En yakın arkadaşınız veya kardeşiniz veya sevgiliniz gözünüzün önünde kendini feda ediyor ve hiçbir şey yapmamışsınız, yazık. Aranızdan birisini kurban seçsem ve onu çekip alsam yine öyle duracak mısınız? Buna cevap verebilmek için 2 gününüz var.

Hayatımda bunun kadar saçma not görmemiştim. Demir "Allah aşkına, bu sefer polise gitsek ya."dediğinde bir umutla diğerlerine baktım. Alican "Denedik ama bir notla yapacak bir şeyleri yokmuş. Ne alakaysa artık."dedi. İklim "Yapacak bir şey yok. Diğerleri gibi bunu da kendimiz halledeceğiz."dedi. Kafamı salladım. Alican "Ne yapacağız peki. Adamların mekanını mı bulup basacağız, yoksa evde oturacak mıyız?"dedi. Demir "Evde oturalım. Dört kişi ile bir şey yapamayız. Karşı tarafın bir sürü adamı vardır."dedi. Alican "Doğru."diyerek sırtını koltuğa yasladı. Karşımdaki üç kişiye baktım. Tüm hayatım onlardı benim ve bir tanesine zarar gelmesi beni çok korkutuyordu.

Fazla yorulduğum için yukarı çıkıp biraz uzanmaya karar vermiştim. Hem yorgundum, hem midem bulanıyordu. Midemin bulantısı devam ederken kusacağımı anladım ve koşarak tuvalete gittim. Sesimi duyan İklim yanıma gelmiş saçımı tutuyordu. Kusmam bittiğinde ayağa kalkıp yüzümü yıkadım. İklim "İyi misin?"dediğinde kafamı salladım. "Üşüttün mü diyeceğim ama daha yeni bitti senin hastalığın. Yankı aklıma bir şey geldi."diyerek gülmeye başladı. "Ne düşündün bilmiyorum ama sana söyleyeceğim bir şey var. Biz gittiğimiz yerde evlendik."dedim. İklim gözlerini büyüterek "Nasıl yani? Ne demek evlendik? Ya şimdi mi söylenir bu? Nasıl hemen bana söylemezsin deli. İnanmıyorum ya. Çok mutlu oldum şu an. Ama şahidin olamadığın için üzüldüm de."dediğinde "Üzülme. Ben de üzülürüm sonra. Hem bana da kızma, Demir'in sürpriziydi."dedim. "Peki madem."dediğinde "Sizin Alican'la aranız nasıl?"dedim. İklim "İdare ediyoruz ya. Yani birbirimizi seviyoruz sonuçta. Son zamanlarda fazla çalkantılı geçti ama toparlanıyoruz."dediğinde kafamı salladım. İklim "Onu bunu bırak. Sen kustun ya, bence hamilesin."dedi. Bir anda gözlerimi büyütüp hızla kafamı çevirdim ona. "Ne?"dedim. İklim "Bir şeyler geçti mi aranızda?"dedi. Hatırlamaya çalıştım. Aklıma bir şey gelmesiyle gözlerimi büyütüp kafamı önüme çevirdim. "Demir'in bana ikinci kez evlenme teklifi ettiği gün..."dedim. İklim "İşte bu be. İşte bu. Teyze olacağım."diyerek göbek atmaya başladı. Onu sakinleştirip "İklim daha hiçbir şey kesin değil, biliyorsun değil mi?"dedim. İklim "Olsun olsun. Bugün birkaç arkadaşımdan doktor ismi alırım. Randevu da alırız. Doktora gitmek en mantıklısı. Kesin sonuç alırız."dedi. Kafamı sallayarak "Pekala."dedim. Gerçekten hamile olabilir miyim? Aynada kendime baktım ve gülümsedim. Tüm yorgunluğum geçmişti bir anda.

Demir'den

Gece, geçen sefer gördüğüm kabusun aynısını ama daha uzununu görmüştüm. Araba uçurumdan düştükten uzun süre sonra tanıdık bir yüz görüyordum. Yataktan kalkıp banyoya gittim ve yüzümü yıkadım. Bu kabus iyice baymıştı artık. Beni germeye başlamıştı.

Sabah her zamanki gibi kahvaltı ettikten sonra hepimiz sanki yarın ne olacağını düşünmüyormuş gibi işlerimize gittik. Şirkette gözümü zor açık tutarken aklıma o kabus gelip gelip duruyordu. Kafamı dağıtmak için odamdan çıkıp şirketin içerisinde dolaşmaya başladım. Bugün bitmek bilmeyecekti.

Akşam eve döndüğümde İklim ve Alican eve dönmüşlerdi. İklim'e "Yankı seninle gelmedi mi?"dedim. İklim "Biraz fazla ara vermesi gerektiği için şimdi uzun bir çekim yapıyorlar. Yani sabaha karşı ya da sabah gelebilir."dedi. Kafamı salladım. Hep beraber akşam yemeğini hazırlayıp yemeye başladık. Yemek bittiğinde ise masayı toparladık ve herkes yine kendi istediğini yapmaya başladı. Ben Yankı'nın -yani beraber kaldığımız oda- odasına girdim. Tekli koltuğa oturup camdan dışarı bakmaya başladım. Kendimi o kadar durgun ve kötü hissediyordum ki. İçimde çok kötü bir his vardı.

Çok uzun süre sadece camdan bakıp arabaların hareketini izledim. Odanın kapısının sessizce açılmasıyla kafamı çevirip kapıya baktım. Yankı gelmişti. "Demir. Sen bu saatte neden uyanıksın? Uyusaydın ya."dedi. Kolumdaki saate baktım. Saat 03:10 olmuştu. Yankı yanıma gelip ellerinin arasına yüzümü alıp "Yüzün solmuş gibi. İyi misin sen?"dedi. "Pek sayılmaz. Geçen günden beri çok kötü bir kabus görüyorum ve tüm beynimi ele geçirmiş gibi sanki. Başka hiçbir şey düşünemiyorum." dedim. Yankı "Anladım. Sen içeri git yüzünü yıka. Sonra gel. Saçını okşarım, olur mu? İstersen kabusu da anlatırsın."dediğinde gülümseyip içeri gittim ve yüzümü yıkadım. Biraz yüzüme baktıktan sonra tekrar odaya döndüm. Yankı pijamalarını giymiş ve yatağa uzanmıştı bile. Ben de yanına uzandım ve başımı omzuna koydum. O da elini uzatıp saçımı okşamaya başladı. "Yarın ne olacak? Her not ya da mesaj alışımızda başımıza bir şey geliyor."dedim. "Yarın yani aslında bugün oluyor ama neyse, hiçbir şey olmayacak. Yarını da güzelce bitireceğiz. Bunu da aşarız." dedi. Kafamı salladım ve gözlerimi kapattım. Şu an huzurluydum işte. Bütün gündür içimde olan kötü his şu an yoktu. Rahatlamıştım biraz da olsa. Ama yine de yarını aklımdan çıkartamıyordum.

YETİMHANEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin