46

688 35 5
                                    

Yankı'dan

Dans stüdyosunun içine girdiğimizde en büyük salona yürüdük. Herkes burada toplanmıştı. İklim bir süre yarışma kademelerinden ve prosedürlerinden bahsetti. Bunun üzerine tüm kademelere geçebiliriz belki diyerek tüm hepsi için müzikler hazırdı. Müzikleri yavaşlattık ve birkaç kez dinledik. Kelimelere dikkat ederek ne yapacağımızı düşündük. Bazı şeylere karar verdiğimizde ortaya geçtim, herkesin nerede durarak başlayacağını gösterecektim. Ama sonra aklıma gelen şeyle durdum. Herhangi bir müzik açıldı ve dans edeceklerin hepsi istediklerine göre dans ettiler. Ben de İklim'in yardımıyla kim önde olacak kim arkada buna karar verdim. Herkesi yerleştirdim ve müziğin baş kısmını yavaş bir şekilde yaptık. Yarışmanın ilk kademesi 3 kişi ile başlayacaktı. Bu üç kişi arasında İklim, ben ve İrem vardı. İrem'i hatırlarsınız. İrem yurtdışındaki işleri beraber yürüttüğümüz kişi. Ayrıca İrem'in çok iyi bir dans geçmişi var. "Arkadaşlar, yapacağımız bu gösteriler sadece dans değil bunu biliyorsunuz. Şarkı söylenecek aynı anda dans ve tiyatro gibi olacak. Şimdi ses kayıtlarınızı dinleyeceğiz sonra söylemeli kısımlarda kimin yer alabileceğini konuşacağız."

Herkesin ses kayıtlarını dinlemek uzun sürse de iyilerinin en iyilerini seçtiğimizi düşünüyordum. Bir liste oluşturup büyük salonun duvarına astık. İrem'den Los Angeles'ta setteki sahne dekorcusunu aramasını ondan fikir almasını müzikleri ona atmasını söyledim. Ben de bu kararlaşınca kostüm tasarımcımızı arayacaktım.

Aradan böyle günler geçti. Yarışmaya çok zamanımız yoktu bu yüzden herkes çalışmalara koyulmuştu bile. Herkes dans hareketleri tam olarak belli olmadığı için ses alıştırmaları yapıp müziklerine çalışıyordu. Stüdyonun iki ses kayıt odası vardı. İkisi de gayet büyük ve kullanışlı olduğu için sorun yaşamıyorduk. Genellikle sabahları İklim, ben ve İrem birkaç kere provamızı yapıyorduk. Sonrasında solo şarkı için İklim tek çalışma yapıyordu. Sonra da gruplar olarak provaları yapıyorduk.

En yoğun günlerimizden birisindeyken sahne dekorcumuz beni aradı. Onunla uzun uzun her detayı konuştum ve neler yapmamız gerektiğini not aldım. Onunla konuşmadan sonra herkesle kısa bir toplantı yaptık sonra herkes tekrar işlerine dağıldı. Ben de Demir'le beraber yetimhaneye gitmek için yola çıktım. Yolda kostüm tasarımcımızla konuştum. Zaten sahne tasarımcımızla konuşmuş ve beraber hareket etmişler. Böylelikle nasıl kostümlerimiz olacağı belliydi. Yetimhane yolundayken büyük bir kırtasiyeye girdik. Demir "Yankı yetimhaneye neden gidiyoruz o kadar işin arasında?"dediğinde güldüm. "Çünkü aklımda bir fikir var ve işe yarayacağından %100 eminim."dedim. Sahne tasarımcısının bize söylediği malzemelerin hepsini burada bulabilmemiz büyük bir şanstı. Sadece birkaç eksik vardı onlar da yetimhanenin deposunda kesin vardır zaten. Kırtasiyeden çıktıktan sonra aldıklarımızı arabaya yerleştirdik.

Yetimhaneye geldiğimizde ise Merve abladan herkesi bahçeye toplamasını rica ettim. Kimse neredeyse burada değildi çünkü hafta sonuna gelmiştik.
Herkes toplandığında mikrofonu elime alarak kısaca yaptıklarımız hakkında özet geçtim. Daha sonra "Şimdi sizden bir iyilik isteyeceğim. Umarım beni kırmazsınız. Bizim sahne dekorlarına ihtiyacımız olacak. Ve sizi çok iyi tanıyorum. Aranızda el işi çok becerikli olanlar var, kursa gidenler var. Onlar bu tarafa gelirlerse çok güzel olur, tabii bize yardım etmek istiyorlarsa."dedim. Hepsi yan tarafıma geçtiğinde tekrar konuşmaya başladım. "Bu kadar işi size yüklemeyeceğim. Herkes onlara yardım ederse çok güzel şeylerin ortaya çıkacağını biliyorum. Özellikle minikler, siz hayal gücünüzü kullanıp onlara yol gösterin."dedim. Yanımda duran kızlardan en büyüğü olan konuşmaya başladı. "Eğer ne tarz şeyler yapılacağı belliyse biz yaparız."dedi ve gülümsedi ben de gülümseyerek "Öncelikle çok teşekkür ederim. Ama kızlar sizden istediğim başka bir şey daha var."dedim. "Eğer konu kostümlerse o konuda iyi olan daha bir sürü kişi var. Hallederiz yani bir problem yok."dediğinde gülümseyip minnetle başımı salladım. Bu arada bizim arabadaki tüm malzemeler inmişti. Hem kıyafetler hakkında hem de dekorlar hakkında bilgilerin yazdığı kağıdı onlara verdim ve Demir'le beraber yetimhanenin arka bahçesine gittik. Depoya doğru yürürken konuşmaya başladım. "Bu gireceğimiz depo çok gizli bir bölüm. Herkes bilmiyor. Biz kızlarla geceleri kaçınca buradan geri giriyorduk."diyerek ince duvarların arasından geçip bir umutla elimi duvarın üstüne koydum. Anahtar gerçekten hala buradaydı. Kapıyı açtığımda Demir'de "Daha da meraklanıyorum."dedi. Biraz eğilerek içeri girdim. Arkamdan Demir'in de girmesiyle kapıyı birazcık ittim. Etrafa baktığımda buradaki tüm eşyaların benim çok küçüklüğümde kullanıldığını hatırladım. "Buradaki eşyaların çoğu ben 5-6 yaşlarındayken kullanılıyordu."dedim. Gözlerim dolmuştu. Bu kadar duygulanacağımı bilemezdim. Daha sonra kendimi toparlayıp listedeki şeyleri aklıma getirdim. Evet tam olarak istediğim gibi olan şeyleri bulduğumda bunları teker teker Demir'le dışarı çıkarttık. İznimiz vardı zaten.

Ön bahçeye geri döndüğümüzde bu malzemeleri de kullanacaklarını söyledikten sonra vedalaştık ve yetimhaneden ayrılarak tekrar stüdyoya geri döndük. Stüdyonun içine girmemizle kendimizi tekrardan karmaşanın içinde bulduk. Herkesi büyük salona topladık. Herkes için genel prova yapacaktık şimdi. Danssız ve hareketsiz olacak. Sadece şarkılar söylenecek. Ama zaten dans provalarına da çoktan başlandı. İlk olarak sahneye ben, İklim ve İrem geçtik. Şarkısını söylemeden aklıma gelen şeyle "Bunu 3 genel kişi şeklinde yapalım ama arkada bir 4 kişi daha olmalı. Yoksa sahne boş kalacak. Ve şarkıyı iki grubun karşı karşıya söylemesi gibi yapalım. Yani bir 7 kişi daha eklenecek. Kimler katılmak ister?"dedim. Bu arada İklim "Daha güzel olacaktır."dedi. İrem'de başıyla onayladı. Birkaç dakika içerisinde 3 kişilik olan gösteriyi 11 kişilik yaptık. Geri kalanlar zaten sadece dans edeceklerdi. Böylece biz provamızı yaptık. Sonra İklim'in solo provası yapıldı. Sonra kız grup. En son kız-erkek grubu provası yapıldı ve herkes tekrar dağıldı.

Demir'den

Akşam eve geldiğimizde hepimiz yorgunluktan öldüğümüz için herkes odalarına ayrıldı. İklim ve Alican'ın nerede, nasıl uyuduğunu bilmiyorum ama ben Yankı'yla beraber uyuyorum. Benim odama geldiğimizde Yankı banyoya gitti ben de kendimi direkt olarak yatağa attım. Birkaç dakika içerisinde Yankı pijamasıyla içeriden çıkıp "Kalk ya yatağın üstünden. Bütün gün yerlerde süründün zaten. Git üstünü falan değiştir."dedi. Zorla beni olduğum yerden kaldırıp banyoya gönderdi. Üstümü değiştirdikten sonra elimi yüzümü yıkadım ve tipime baktım. Saçlarım uzamıştı galiba. Tuvaletten çıktıktan sonra Yankı'ya "Saçım mı uzamış benim?"derken yanına gidiyordum. Biraz baktıktan sonra "Evet biraz uzamış."diyerek ellerini saçlarımın arasına sokup saçımı tamamıyla karıştırdı. Daha sonra da arkasını döndü ve uyumak için yastığına sarıldı. "Yastık şu an benden daha mutlu muhtemelen."dediğimde Yankı gülmeye başladı ve sonra dönüp bana sarılarak yanağıma bir öpücük bıraktı. Ben de yastığa bakarak "Üzgünüm ama Yallah Arabistan'a."dedim. Sonrasında ben de kendimi uykuya bıraktım.

Gözlerimi açtığımda güneş ışığının tam olarak gözüme girmesiyle gözümü kapattım. Biraz sola dönüp gözlerimi açtığımda ise Yankı'nın kalkmış olduğunu fark ettim. Ben de ayağa kalkıp banyoya yöneldim. Yüzümü yıkadıktan sonra odadan çıkıp salona gittim. Salona girdiğimde İklim ve Alican'ı yayılmış olarak gördüm. Yankı'da içeri söylenerek girdi. "Kalkın diyorum ya. Prova var diyorum. Demir yardım et yarım saattir kalkmıyorlar."dedi ve yanıma geldi. Ben de diğerlerinin yanına gidip onları kaldırdım.

Yaklaşık bir saat içerisinde stüdyoya girmiştik. İçerisinin fazla karışık olduğunu anladığımızda hızlıca iç taraflara yürüdük. Stüdyodakilerin yuvarlak oluşturduğu yere girince Yankı'nın gözleri büyüdü ve hızlıca yere çömeldi. "Bulut!"dediğinde gözlerimi büyüterek kafamı aşağıya indirdim.

Yankı'dan

Bulut yerde kötü bir şekilde dövülmüş olarak yatıyordu. Arkamdan gelen sesle kafamı çevirdim. "Yankı?"dedi. "Seda?"dedim yüzümdeki büyük şaşkınlıkla. Hatırlarsınız Bulut'un eski sevgilisi olan Seda.

Bulut'u hastaneye götürdükten sonra Seda ile konuşmaya başladık. Seda "Kötü şeyler oldu. Bir süreliğine buraya gelmiştik. Ben de sizi görmek için dans stüdyosuna gitmiştim. Sonra birileri gelip Bulut'u dans stüdyosunun ortasına attılar. Bu arada barıştık biz."dedi. Gülümsedim ve "Barışmanıza gerçekten çok sevindim. Yalnız bu adamlar kim, herhangi bir şey biliyor musun?"dedim. Bunu dememle telefonuma mesaj geldi.

Bilinmeyen Numara: Biraz oyun oynamaya geldim. Sevgilinin numarasını bir türlü bulamadım normalde mesajım ona olacaktı. Bu mesajı ona gösterirsin.

YETİMHANEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin