Adım 20

32 1 0
                                    

Alevden şimşekler yağdırıcam üzerlerine, gürül gürül atacak kalpleri, ağaçların dallarına asıp kavurucam batmayacak güneşler, başları gökte ayakları yerde sığmayacaklar yeryüzüne, sırtlarından kanatlar çıkacak, ayakları kayacak bir uçtan bir ucana yeryüzünün kaçmayacaklarını bilmenin çaresizliğiyle eriyecek kalpleri ölmeyecekler. Kavrulan derilerinin kokularını alamayacaklar milyarlarca yıl; korkudan. Saklanan tüm o canileri görecekler, kabul ederek saflarına girdikleri. Topraktan o güne onlarca geçmişi kadar yaşayacaklar, fırsatları olmayacak bağırmaya; o kadar uzun zannettikleri o kadar kısa var oluşu da yok oluşuda. Kustukları kanı üzerlerine yağdırıcam, boğulmamak için içecekler kana kana. En korkakları bile tırnaklarıyla sökecek kalplerini ölmeyecekler, paramparça olup aynı bedende dirilecekler. Okyanuslar ateş püskürecek, boğulmayacaklar. Adım adım çürüyecekler o kocaman dünyalarında, üstüne basmadığı toprağı arayacaklar da ölmeyecekler.

Nasıl yok saydınız, sizler nasıl unuttunuz? Haddinize miydi depremlerle yıkmak, alevlerle yakmak, haddimize miydi süt içen melekleri yok etmek, nasıl küçümsersiniz, yok sayarsınız küçücük avuçları, onları var eden anıları sildiniz, her bir ahın gökleri titrettiğini bilmezdiniz. Topraktan geldiğinde ne kadar acizdiniz, tertemiz canları alacak kadar ne zaman var oldunuz, görmezler, bilmezler dediniz, kandırdınız, düşen her damla gözyaşıyla boğuldu rengarenk kuşlar. Ve sizler içten içe beni yarattınız.

İnandığınız Yalan görevini tamamladı. Haber verdi mi sizlere?
Yapayalnız kaldınız, kime tutunacaksınız? Dizlerinizin üstüne çöküp af dilemenizi bekleyen kalmadı hüzünle.

Bizler geliyoruz, ben ve sadece beni bilen yeryüzünde.

Çok kalabalık sanıp yalnızlığına.

Artık sadece sen ve biz varız.

Sadece sana görünmeye.

NE OLA Kİ CENNET?  (+İNSAN) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin