A.K

57.3K 1.9K 4.3K
                                    

Merhaba Koreller!

Çok uzun zaman oldu biliyorum ama önce bir sakin olun, nefes alın. Çünkü önünüzde upuzun bir bölüm var. Hayır şaka yapmıyorum. Gerçekten çok uzun bir bölüm. Tam  18.395 kelime! Umarım bu kadar beklediğinize değer.

Keyifli okumalar,

Yorum yapmayı sakın unutmayın beni güldüren yazma iştahımı kabartan sizin yorumlarınız!

"Evlen benimle."

"Hiç gitme."

"Hep burada kal."

Herkes şaşkınlığa boğulmuştu. Bu ani ve cesur teklifi kimse beklemiyordu. Tüm gözler Sineme çevrildiğinde genç kız ürperdiğini hissetti. Birkaç dakika kaskatı kesilip genç adamın gözlerine bakarken Ali oldukça kararlı ve heyecanlı görünüyordu. Sonunu düşünmeden uçurumdan atmıştı kendini. Hiç pişmanlık da duymuyordu.  Tek istediği karşısında şaşkınca ona bakan dünyalar güzeliydi.

Sinem yutkunup iki elini, Alinin  ellerinden kurtardı nazikçe. Yutkunup gözlerini kaçırıp Korellere öylece bir göz attıktan sonra adeta koşar adımlarla banyoya attı kendini. Ali yanından geçip giden Sinemin ardından baktıktan sonra ailesine döndüğünde Esma sinirle fısıldadı.

"Aptal! Evlilik teklifi öyle mi edilir!?"

Çağan başıyla onaylarken Bade de fısıldadı.

"Yerinde kim olsa kaçardı."

Akınsa kaşlarını kaldırıp oğluna baktı.

"En azından reddetmedi."

Ali kendi deliliğine gülerken gömleğinin düğmelerini çözmeye başladı.

"Bu kez gitmesine izin veremem. Üç yıl daha onu görmeden..."

Sözlerini yarıda kesip başını iki yana salladı ve gömleğini kaslı gövdesinden sıyırıp yatağın üzerine attı. Şefkatli tebessümüyle oğluna bakan Bade, Akına sarılırken gözlerinin dolduğunu hissetti. Bir süre sessizlik çökünce Akın diğerlerine bakıp kapıyı işaret etti.

"Hadi minik Koreller sütünüzü içip doğru yatağa."

Hepsi dönüp odadan bir bir çıkarken en son çıkmak üzere olan Akın dönüp uyardı.

"Kızın üzerine gitme. Bahsini açma, ayrıca sadece sen istiyorsun diye seninle evlenmek zorunda da değil. Bu zamana kadar istediğini zorlanmadan aldın. Ama gönül bu. Ne paran geçer ne pulun."

"İyi bir adam ol. İyi bir Korel ol. Herkese zehirsen sevdiğine bal ol."

Babasının sıcak tebessümü içine işlerken Akın odadan çıkıp kapıyı kapattı. Masaya yaslanıp kapının ardından bakarken düşündü. Babasına hak verdi. Bu gönül işi ne kadar zordu. Duygu denen şey insanın en büyük zaafı, aynı zamanda insanı insan yapandı. Ateş basan bedeni onu kendine getirirken doğrulup kardeşlerinin odasına girdi. Şakalaşıp gülen Barlas, Çağan ve Bartu içeri giren Aliye bakarken Ali banyoyu işaret edip konuştu.

"Benimki dolu."

Bartu Abisine göz attı.

"Gir sen, ben sana temiz çamaşır getiririm."

Ali başını sallayıp banyoya girdiğinde Koreller birbirine baktılar. Elindeki oyun konsolunu bırakıp ayaklanan Bartuyla hemen yerine oturan Barlas konsolu alıp Çağanın kafasına vurdu.

"İzle bak şimdi nasıl oynanır dört göz."

Çağan hırslanırken ikisi de çekişmeli bir oyuna başlamışlardı. Bartu da o sırada Alinin odasından kıyafet getirmişti. Çok geçmeden belinde havluyla çıkan Ali kardeşlerine doğru ilerledi. Elindeki küçük baş havlusuyla saçlarını kurulayarak tam televizyonun önünden geçerken belindeki havlu bir anda düştü. Çağan tiz bir  çığlık atıp gözlerini kaparken Barlas elindeki konsolla öylece kalmıştı. Bartu gülerek başını iki yana sallarken Ali eğilip havluyu tekrar beline sardı.

KÜÇÜK YALANCI (DOKUZ YAYINLARI İLE RAFLARDA)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin