Hikayenin ana bölümleri Küçük Yalancı Dokuz Yayınları aracılığıyla baskıya girdiği için kaldırılmıştır. Bu bölümler baskıda olmadığı için wattpad ortamında yayında kalmaya devam edecektir.
Merhaba Küçük Yalancı ailesi! Evet kitabımızın sonu mutlu bir sonla bitmedi. Ben yüreğimden geçeni yazdım. Bu pek çoğunuzun hoşuna gitmedi. Yorumlarınızı okudukça bazen mutlu oldum bazen ise içimi kaplayan hüzün günlerce peşimi bırakmadı. 😟
Bende Küçük Yalancıları kırmayıp mutlu sonla bitecek bir kaç bölüm daha yazmaya karar verdim.💞🎉🎊
BU SADECE EK BİR BÖLÜMDÜR! KİTABIN SONU DEĞİŞMEDİ!
Tam tamına koskoca üç yıl geçmişti. Bade vazgeçmeksizin sevdiğine tutunmuş o güçsüz serçe kalbi atmaya devam etmişti. Ama gözleri bir türlü açılmıyordu. Üç yıldır öylece bu yatakta herşeyden habersizce uyuyordu.
Sevdiği adam onu asla bırakmamış her an başında beklemişti umutla. Onunla sohbet ediyor, ansızın aklına gelen anılarını paylaşıyordu. İçindeki sızı dinmeksizin, gözündeki yaş kurumaksızın onun yanındayken tüm acılarını gizlemiş, hisseder de üzülür diye yanında ağlamamıştı hiç.
Tehlikeli olmasına rağmen her gece bu kanser hastasının yanında uyumuş, elini tutmuş, özlemle öpmüştü. Ama sesini duyamamak onu her gün daha mahvediyor, sabırsızlaştırıyordu.
Yaşayan ölü kavramını iliklerine kadar hissetmişti Akın. Bade'nin teyzesi dahi hergün başında bekleyen bu deli adama gelip artık Bade'yi unutması gerektiğini, geleceği için uygun bir eş adayı araması gerektiğini söylese de Akın sertçe bir daha bunları duymak istemediğini dile getirmişti.
Esila hanım da oldukça endişeliydi. Oğlu hastaneden dışarı çıkmıyor, kimseyle kolay kolay iletişim dahi kurmuyordu. Yarı ölü bu kızı, deli gibi sevdiğini biliyordu. Onun her göz yaşı annesinin yüreğini ıslatıyor oğlunun acısını paylaşıyordu. Şu ana dek bu bekleyişinden asla şikayetçi olmamış, başka bir kızın adını ağzına dahi almamıştı. Akı'nın vazgeçmeyeceğini biliyordu çünkü.
~~~
Akın'dan çekip aldığı karanlığı geri üzerine kusmuştu Bade. İlk başlarda etrafı yakıp yıksa da git gide sakinleşmiş içine kapanmıştı Akın. Kimseyle gerek duymadıkça konuşmuyor, onu ayakta tutacak kadar yemek yiyor, günlerini bu küçük hastane odasının soluk dört duvarı arasında geçiriyordu. Vazgeçmeden, hiç bıkmadan, sevdiği kadını iki yıl boyunca beklemişti.
~~~
Emir ise her gün eline bir tane şeftali alıyor onu ziyarete geliyordu.
"Bak Bade abin sana şeftali getirdi."
Diyerek yanı başına koyuyordu yanakları gibi pembe şeftaliyi. Ama artık ne o pembe utangaç yanaklar vardı, ne de güldüğünde gizleyemediği gamzesi...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KÜÇÜK YALANCI (DOKUZ YAYINLARI İLE RAFLARDA)
Teen FictionKoca sema, diz çöktü gözlerine. Ay bembeyaz parlak tenin yanında soluk kaldı, yıldızlar gökyüzü kadar karanlık olan saçlara meydan okudu. Bulutlar ağladı, yağmur selam verdi kanlı ellere. Kalplere sis çöktü, güller boyun büktü üzerinden çıkmayan kan...