BÖLÜM -36-

8.8K 816 139
                                    

Dün gece uyku ile uyanıklık arasında Hüma'nın sesini duydum, sinirli bir şekilde Bulut dedi. Resmen yattığım yerden doğruldum. O andan buyana bölümleri okumaktan düzeltmekten kendimi alamadım. Onları çok özlemişim. Peki siz?

MUTLULUKTA KARANLIK BİR NOKTA

Bir seçimin doğru ya da yanlış olduğunu seçimi yaptığınız anda anlayamazsınız. Bu yüzden seçiminizi yapmanız gereken an hayatınızın en zor anlarından biridir. Bir seçim yapmak cesaret, kararlılık ve güven ister. Hüma genç adamın kollarından ayrıldığında yaptığı seçimin sonuçları ile yüzleşmeyi de kabul etmişti. Açıkçası bulutların üzerinde yürürken seçimlerinin sonuçları çokta umurunda değildi. Atmaca rakibiydi. Yılların getirdiği bir rekabetleri vardı ama o an kalbinde bahar esintileri dolaşırken mutluluğuna ne düşünürse düşünsün gölge düşüremiyordu.

Odaya adım attığında kapıyı arkasından kapanıp yaslandı. Yüzünde kocaman mutlu bir gülümseme vardı. Dudaklarında ki gülümseme silinmeden başını kapıya yasladı. Hala genç adamın kollarını bedeninde hissediyordu. Dudakları ise karıncalanıyordu. Bunca zaman sonra ikisinin bir araya geleceğine inanmamıştı. Şimdi düşününce yaşanılanlar sanki rüya gibi geliyordu. O üniversitenin en havalı, başarı ve yakışıklı adamın kız arkadaşı olmuştu. Bir an yüzü düştü. Gerçi okulda ki diğer tüm kızlarda bir günlük olsa da onunla olmuşlardı. Eh oldukça çapkın biriyle olmanın dezavantajları da olacaktı. 

"Ne zaman dizi karakteri modundan çıkacaksın?" Nazlı kollarını kavuşturmuş, tek kaşını kaldırarak genç kadına bakıyordu. Hüma ona bakarken kapıdan uzaklaştı.

Hüma ona bakarken gülümsemesine engel olamıyordu. Arkadaşı ona bakarken yanakları hafiften pembeleşmişti. "Sanırım bende kendimi dizide gibi hissettim," dedi kendi yatağına giderken. Bakışları ise hala hüylalıydı. Kalbi sanki iki kat hızlı atıyor ve damarlarında ki kanın titreşimli akıntısını tüm vücudunda hissediyordu. Hani nefes alırsınız ve yetersiz gelir ya işte aynen öyle ciğerlerini ne kadar doldurursa doldursun bir türlü oksijen ona yeterli gelmiyordu ve mutluluk resmen onu sarhoş etmişti. 

Nazlı genç kadının karşısına oturdu. "O halde iyi haberler var."

Hüma yastığını eline alıp arkadaşına izledi. Ona bu haberi bir arkadaşı olarak mutlulukla verebilirdi ama takım arkadaşı olarak azarlamalara kendini hazırlamalıydı. Kendisi de bu tarz bir haber alsa takımın durumunu zora soktuğu için yapan kişiye kızardı. 

"Sanırım duyduklarından sonra bana kızacaksın."

Nazlı umursamaz bir tavırla omzunu silkti. "Sana ne zaman hareketlerin yüzünden kızmadım ki?"

Hüma uzatmadan bir an önce gerçeği söylemenin daha mantıklı olduğuna karar verdi. Korkmadan derin bir nefes aldı ve dudaklarını araladı. "Ben ve Atmaca bugün bir ilişkiye başladık."

Nazlı önce hızla ayağa kalktı. Sonra bacakları onu tutmuyormuş gibi yerine oturdu ve ağzı bir karış açık arkadaşına baktı. Birden yerinden kalkıp arkadaşına çarparak sarıldı. 

"Ah Hüma inanamıyorum. Sonunda onunla beraber olmana inanamıyorum."

"Bende inanamıyorum ama senin için bu kadar imkansız görünmesi özgüvenimi yıkmadı değil."

Nazlı onun omzuna şakayla karışık vurdu. "Yapma ama siz sonsuz rekabetin en azılı rakipleriydiniz. Sizin gibi takışan kaptanların bu okula gelmediğine eminim." Sonra dizlerinin üzerine oturup arkadaşına parlayan gözlerle baktı. "Vay be buna inanamıyorum. Tebrik ederim arkadaşım."

Sonsuz Rekabet (SAS-1) TAMAMLANDIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin