54.Bölüm/•

429 44 46
                                    

5K Sevinçini paylaşma bölümüü!!! Kcşskdşmxöskspdosp çok mutlu oldum yaaa! Şapşikler sizi, teşekkür ederim size. Şaka gibi 5K olmuşuz... Gün geçtikçe büyüyoruz, çok duygulandım şu an...

Neyse neyseee, İyi Okumalar💛
— — —

"Su, artık uyan." Diyen kişi annemdi. "Kapını niye kilitliyorsun, anlamadım ki." Diye isyan eden de annemdi.

Aklıma gelen görüntüyle yataktan bir an da sıçramıştım. Gururla uyumuştuk!

"Gurur," diyip yatağın diğer tarafına döndüğümde gururun yokluğundan onun çoktan gittiğini anlamıştım. Ama yastıkta hala kafasını izi vardı. Ve bu da gururun kısa zaman önce gittiğini açıklıyordu.

Şey, yastık buram buram gurur kokuyordu.

Kapım bir kez daha tıktıklandığında, "Uyandım, tamam git." Demiştim.

Yatakta doğrulup gururun kafasını koyduğu yastığı aldım. Kokladığımda kesinlikle okula gitme isteğimin sıfır olduğunu anlamıştım. Derin derin yastığı koklarken etrafa bakmıştım. Telefonum acaba neredeydi?

Yastığı yatağa koyup ayağı kalktım. Telefonu arayayım derken yerdeki kapüşonluyu görmüştüm. Gururun hırkası!

"Ayyy, nasıl unuttu ki acaba!"

Kesin bilerek bıraktı, sisil! Benden demesi!

Telefonumu masanın üstünde gördüğümde de yanında not vardı.

Koşar adım masama yaklaşıp notu elime aldım.

Uyandığın gibi Telefonunu arayacağını biliyordum:) Babanın odaya girmeye çalışmasıyla seni izlemeyi bırakıp hemen gittim, gitmek zorunda kaldım. Seni zor durumda bırakmamak için. Bu arada; Günaydın, Sisilim.

Yazıp kenarına da küçük tatlış bi kalp koymuştu. Beni mi izlemişti o? Sanırım bu sefer bayılacak kişi bendim. Ay! Kesin mal gibi uyumuştum. O da bana baka baka soğumuştur! ama bu benim gülümsememe engel değildi.

Gülümsediğimde saate bakmayı akıl etmiştim sonunda.

Saat 08.10 geçiyordu. Ve sanırım Onurdan dayak yiyecektim. Bir sürü araması vardı.

"Eyvah! Yandım ben."

Koşarak tuvalete koştum. İşimi halledip okul formasını giydim. Ve üstüne giyecek bir şey için dolabımı açtım.

Gururun hırkası? Bence giymelisin!

"Ay giysem mi?"

"Ne olacak ya giyeyim." Diyip sırıtarak yatağın üstündeki mavi hırkayı elime aldım. Kokladığımda çok güzel kokuyordu. Ne kokuyordu bu ya? Kesinlikle parfümünün markasını sormalıydım!

Hırkayı giydiğim gibi çantamı hazırladım. Telefonumu aldım ve merdivenlerden koşarak aşağı indim.

Bi ara düşüyordum ama bir şeycik olmaz.

Kapıyı açtığımda karşımda bir adet sinirli Onur vardı. Sırıttığımda bana kaşlarını çatmıştı.

"Şey, azıcık uyuya kalmış olabilirim."

"Azıcık mı? Öyle mi? Kızım, yirmi beş dakikadır kapının önündeyim. Telefonunu da açmıyorsun sinirimi bozdun. Kapıyı da çalmak istemedim annenler felan uyanır diye!" Diyip derin nefes aldı. "Tövbe estafurullah tövbe! Hadi kızım ne kazık gibi dikiliyorsun koş ben ilerliyorum sende ayakkabını giyip gel." Dedi. Ve arkasını dönüp ilerlemeye başladı.

Gurur | Texting (TAMAMLANDI)Where stories live. Discover now