"O Bebek Benimdi!"

1.4K 43 72
                                    

Cenk gülüyordu.
"Soğuk savaş mı? Pardon da ne savaşı? Film mi çekiyoruz burada!"
"Cenk senin o annenden öyle bir intikam alacağız ki inan bana izlediğin hiçbir film bu plandan daha etkileyici olamayacak."
Cenk annesinin lafını duyunca duraksadı.
"Sen neden annemden intikam almak istiyorsun ki?"
"Buradaki herkes gibi benimde annenden intikam almak için sebeplerim var Cenk.Sen ve Ceren bebeğiniz için,Cemre kardeşi için,ben ve sevgili oğlumda ondan çalınan yıllar için.Gördün mü bak.Hepimizin sebebi var."
Haklıydı Mümtaz.Şeniz bunca yıl kötülük yapmış ve her seferinde de bir şekilde sıyrılmıştı işin içinden.Kendi günahlarını,başkalarını da kötü işlerine alet ederek temizlemeye çalışıyordu.Ama elbet onun da sonu gelecekti.Ve Mümtaz Şenizin sonunu getirecek kişinin kendisi olduğunu ima ediyordu.
Nedim,Cenkin aksine hemen esip gürlemek yerine sakinde dinlemeyi seçmişti.Kafasında net olmayan bazı şeyler vardı.
"Az önce söylediğin o CD meselesi ne? Hani Cemre'ye gönderdiğin?"
Mümtaz beklemediği bir soruyla karşı karşıya kalmıştı.
"Aferin benim aslanıma.Güzel soru.Ama bu sorunun cevabı bende değil.Kızlarda.Yine de üzerlerine fazla gitmeyin.Zamanı geldiğinde size söyleyeceklerine eminim."
Nedim,Mümtazın söylediklerinden sonra Cemreye baktı.
Cemre "o haklı" dercesine başını salladı.
Soru sorma sırası Cerendeydi.
"Bizim her an her dakika ne yaptığımızı nasıl biliyorsunuz peki?"
Mümtaz gülümsedi.
"Güzel gelinim.Sen kafana takma bunları.Ben sizin tarafınızdayım.Arkanızdayım.Ben varken kafanızda şüphe olmasın.Neyse eminim ki hepinizin işi gücü vardır.Hadi gidin işlerinizi halledin.Sonra bir güzel dinlenin.Yarın sabah saat 10da Nedim ve Ceren siz burada olun."
"Biz neden yokuz?" diye sordu Cenk.
"Boşanma protokolleri için çağırdım onları.Ha tabi bu kutsal anları görmek ve kutlamak isterseniz sizi de beklerim Cenk ve Cemre."
Kimse tekrardan ağzını açıp bir şey söylemedi odadan çıkana kadar.
"Delirmiş bu adam!" dedi Cenk.
"Aklında ne var çok merak ediyorum." diye ekledi Nedim.
"Bilmiyorum ama göreceğiz.Hadi köşke gidelim bakalım neler oluyor."
"Siz gidin."
Cemre hala köşke gidemiyordu.
Ceren bir an duraksadı.
"Sende bizimle geliyorsun ablacım."
"Ceren saçmalama.Kapıdaki o adamlar beni asla içeriye almaz sende biliyorsun bunu."
"O iş bende hiç merak etme ablacım.Sen kardeşini tanımıyor musun?"
Ceren saçını savurduktan sonra arabaya bindi.
"Eh iyi madem." diye düşündükten sonra Cemre de arabaya bindi.
~~
Mümtaz koltuğuna yayıldı.
Çocuklar gittikten sonra bilgisayarındaki kamera programını açtı.Bu program sayesinde köşkte olan biten her şeyden haberdar oluyordu.Tabi aynı kameradan Cenkin garsoniyerinde ve Cemrenin yeni dairesinde de vardı.Köşkteki korumalardan iki tanesini kendi adamlarıyla değiştirmişti böylelikle aldığı bilgileri sağlamlaştırıyordu.Sıra şirketteydi.Şirkete de kendi elemanlarından birini sokacaktı hem de Agah Karaçayın asistanı olarak.
Planı sadece Şenizi mahvetmek değil,aynı zamanda kardeşi Agahın gözlerini açmak ve oğullarına sevdikleri kadınlara kavuşmalarında yardım etmekti.
Yaptığı planlar aklına gelince keyiflendi Mümtaz.Tam o sırada telefon çaldı.
"Efendim."
"Mümtaz bey.Kapıda bir hanımefendi var.Sizi görmek için gelmiş.Meşgul olduğunuzu söyledim ama sizin kendisini beklediğinizi söyledi."
"Evet hemen içeriye alın."
~~
Gençler,nihayet köşke gelmişlerdir.
Cemre arabadan iner ama ayakları gitmiyordur.Olduğu yerde kalır.
Ceren ablasının yanına gider.
"Ablacım hadi.Ne duruyorsun."
"Ceren siz gidin ablacım.Ben vazgeçtim."
Ceren derin bir nefes aldıktan sonra Nedime döner.
"Nedimcim şu ablama bir şey söyler misin? Beni pek dinlemiyor da belki seni dinler."
Cemre,kardeşinin kolunu çimdikler.
"Ahh acıttın ama abla ya."
"Napıyım Ceren boşboğazlık etme sende."
Cenk sıkılmıştır.
"Kızlar.Didişmeniz bittiyse artık içeri girsek mi diyorum."
İçeriye girerler.Ama garip olan şudur ki kapıdaki güvenlikler hiç bir problem çıkarmaz.
Cenk ve Nedim köşke çıkarken,Ceren ve Cemre de müştemilata giderler.
Seher çamaşırları katlıyordur.
Neriman da elinde çekirdek televizyonun karşısındaki koltuğa yayılmıştır.
Civan hala dönmemiştir,Damla ile vakit geçiriyordur.
Seher kapının sesini duyunca ayaklanır.
"Civan oğlum sen mi geldin?"
Ceren birden odaya dalar.
"Maalesef annecim.Civan yok ama ben varım.Ha bak bir de kimi getirdim sana."
"Hayırdır inşallah.Kimi getirdin kızım? Şu halimize bak misafir ağırlayacak durumda mıyız?"
"Misafir değil ki annecim."
Cemre de gelir odaya.
Seherin sinirden gözü seğirir.
"Bunun ne işi var burada!"
"Ben getirdim anne."
"Ceren! Bana bak! Söyle o ablana! O bu köşke adım atmayacak! Hemen gitsin geldiği yere!"
Cemre ağlamaya başlar.
"Anne neden böyle yapıyorsun ne yaptım ben."
"Sen sus.Edepsiz seni.Açtırma bana ağzımı."
Ceren hayretler içinde izliyordu.Annesi belki de ilk defa ablasına bu denli kötü davranıyordu.
"Hakikaten anne.Anlatsana.Ablam ne yaptı ki bu kadar?"
Seher susuyordu.Ama tabi Neriman ortalığı karıştırmak varken hiç susar mıydı? Hemen ayağa kalkıp Seherin yanına geçti.
"Senin bu ablan olacak Cemre var ya.Gidip kocanı öpmüş anan da basıvermiş onları."
Ceren hiçbir tepki vermemişti.
"Kızım bir şey desene.Ne bakıyorsun öyle boş boş." dedi Seher.
"Annecim.Ne var ki bunda?"
Babaanne gözlerini pörtleterek konuşmaya başladı.
"Kız ne demek ne var bunda.Kocanı öpmüş bu edepsiz kocanı!"
Ceren soğukkanlılığını koruyordu.Cemre ise kardeşine yalvaran gözlerle bakıyordu.
"E tamam anladım onu.Ablam zaten aşık Nedime.Bizim evliliğimiz gerçek bir evlilik değil ki Nedimle üzüleyim ya da kıskanayım."
Seher ne diyor bu kız dercesine bakıyordu Cerene.
"Kızım madem ablan aşık Nedime sen ne diye evlendin Nedimle?!"
"Mecbur kaldım anne.Hiç istemediğim halde mecbur kaldım."
Neriman olayların gidişatını anlamıştı.Bir an önce dur demesi gerekiyordu.
"Ne yapsın kız.Nedim bunu hamile bırakmış.Yüzüstü bırakacak hali yoktu ya el mahkum evlendi.Kızın da namusu kurtuldu hem fena mı."
Seher Nerimana döndü.
"Neriman hanım sen sus! Kızlarımla arama girme!" diye bağırdı.
"Aman iyi be! Al kızlarını başına çal!" Neriman televizyon izlemeye geri döndü.
"Nedim'i hiç suçlamayın.Nedim de en başından ablama aşıktı.Bana hiç bir yanlışı da olmadı.Cenkin sorumsuzluğunun bedelini ödedi sadece.Neyse bu konuyu daha fazla tartışmayalım.Ablam yine burada bizimle birlikte kalacak."
Ceren,ablasını kolundan tuttuğu gibi odaya götürdü.
"Atlattık galiba."
"Atlattık kardeşim sayende atlattık."
İki kardeş sarıldılar birbirlerine.Belki de artık birlik olmalarının vakti gelmişti.Birlikte çok çok daha güçlü olabilirlerdi çünkü.
~~
"Dediklerimi sakın unutma.En ufak bir yanlış dahi istemiyorum.Gözünün yaşına bakmam.Kalemini kırarım."
"Merak etmeyin Mümtaz bey.İzniniz olursa ben artık işimin başına döneyim.Hem organizasyon işlerine bir an önce başlayayım."
"Tabi müsade sizin."
Kadın odadan çıktı.
~~
Neriman diziye kapılmış söylenirken Nurten geldi.
"Kız Neriman.Napıyorsun sen burada?"
"Görmüyor musun? Dizi izliyorum."
"Mutfakta işler bir dünya.Neriman hanım oturmuş dizi izliyor.Delirtme beni."
"Ne var Nurten ne istiyorsun?"
"Bu iş meselesi hiç hoşuma gitmiyor.Bunu en kısa zamanda konuşucaz seninle.Ama bunu söylemek için gelmedim.Şeniz hanım seni çağırıyor."
"İyi gidelim bakalım.Tam da çağıracak zamanı bulmuş.Dizinin en güzel yeriydi."
Neriman söylene söylene Şenizin yanına gitti.
"Ne vardı Şeniz hanım?"
"Nerimancım.Tebrikler tatlım.Sonunda bir baltaya sap olabildin."
"Ne oldu ki?"
"Az önce avukat bey aradı.Nedim boşanma talebinde bulunmuş.Bir aksilik olmazsa yarın kağıtları imzalayacaklar."
Neriman da şaşırmıştı.Bu kadar hızlı ve kolay olacağını tahmin etmiyordu.
"Acaba bu kızıla inanarak doğru mu yapıyorum" diye geçirdi içinden.
Şeniz kasasından 10 milyon tl çıkardı.
Hiç çekinmeden Nerimana uzattı.
Nerimanın göz bebekleri adeta yuvasından fırlayacaktı.
"Al bakalım.Paran.Tıpkı söz verdiğim gibi."
Neriman parayı kokladıktan sonra "Sağol kızıl.Bu defa beni yanıltmadın."
"Sözümden dönmem demiştim.Güle güle harca bakalım."
Neriman odadan çıktı.
Şeniz arkasından salak diye mırıldandı.
~~
Neriman paraları alır almaz kendini sokaklara attı.En pahalı yerlere gidip kendine en pahalı kıyafetleri almak,en pahalı yerlere oturup en pahalı yemekleri yemek istiyordu.Ondan mutlusu yoktu.
Öyle de yaptı.Güzel bir alışveriş yapıp üzerine de ziyafet çekti.Kalan paralarını bankaya yatırmak için bankaya doğru yürürken sıkı sıkı tuttuğu para dolu çantayı çaldırdı.
Neriman sokak ortasında kendini yerlere atıp feryat figan ağlamaya başladı.
"Gitti paralar.Ay Allahım ne kadersizmişim.Ne bahtsızmışım ben.Gitti paralarım.Gitti."
~~
Ceren ve Cemre korumalardan birini Cemre'nin dairesine gönderip Cemrenin eşyalarını aldırtmıştı.Onları da müştemilata yerleştiriyorlardı.
Tam o sırada Cerenin telefonu çaldı.
Arayan Ebruydu.
"Alo.Ebru hanım."
"Merhaba Cerencim.Beni hatırlamana çok sevindim."
"Şaşırdım biraz siz pek aramazdınız."
"Haklısın tatlım.Akınla olanları duydum.Üzücü."
"Ben o konuda çok özür dilerim.Cenk işte böyle aşırı tepki verir her şeye."
"Yok tatlım anlıyorum ben onu.Ne demişler seven adam sevdiğini kıskanır."
Cereni bir öksürük tutar.
"İyi misin?"
"Evet iyiyim.Sizi dinliyorum."
"Bizim derneğin düzenlediği bir kamp var.Aslında çift kampı.Yani böyle günübirlik bir şey.Bende düşündüm ki belki gelmek istersiniz?"
"Kim biz mi?"
"Evet Cenk bey ve siz.Tabi isterseniz ablanız Cemre hanım ve Nedim bey de gelebilir.Müsait yerimiz var."
"Ben bir ablama sorayım o zaman."
Ceren bir elinde telefon bir yandan ablasıyla konuştu.
"Tamam gelicez biz."
-Ertesi gün-
Ceren sabah erkenden kalkmış,hazırlanıyordu.Büyük gün gelmişti.
Şeniz birden odasına geldi.
"Ceren.Günaydın.Bu ne güzellik böyle."
"Size de günaydın Şeniz hanım.Bu sabah ziyaretinizi neye borçluyuz acaba?"
"Nedimciğimle boşanıyormuşsunuz diye duydum.Çok üzüldüm."
"Ah canım ya.Kıyamam.Üzülme.Üzülme sen.Kına yak.Bak kurtuluyorsun benden.Yani şimdilik."
"Senden tamamen kurtulacağım günler de gelecek küçük hanım.Bu köşkü mumla arayacaksın.Sana hayatı zindan edicem."
Cenk Cerenin boşanacağını duyduğundan beri içindeki heyecanı durduramıyordu.Bu yüzden o da erkenden kalkmıştı.Bir an önce Cereni görmek istiyordu.
Tam odaya girecekken annesinin orada olduğunu farketti.Konuşmalarını dinledi.
"Sen zaten bana hayatı zindan ettin.Daha ne yapabilirsin ki!"
Şenizin cevap vermesine fırsat kalmadan Cenk odaya girdi.
"Anne!"
"Cenk.Oğlum.Senin ne işin var burada?"
"Bana numara yapma anne! Söylediklerinin hepsini duydum! Ya sen ne istiyorsun! Sen Cerenden ne istiyorsun!"
"Cenk sakin ol oğlum.Bu kız bu evden gidecek.Unuttun mu.Ondan kurtulmaya çalışıyorduk ya beraber." Şeniz elini uzattı oğluna.
"Bu kız hiçbir yere gitmeyecek! Bu kız bir daha bu evde asla ezilmeyecek! Sakın anne! Sakın bir daha seni Cerenin yanında görmeyeyim!"
Şeniz oğlunun söylediklerine inanamıyordu.Daha neler görecekti acaba gözleri.Sinirle çıktı odadan.
Cenk,Cerenin yanına gidip sarıldı.
Öyle bir sarıldı ki ona,kokusunu içine çeke çeke.
"Geçti güzelim.Bak ben artık buradayım.Yanındayım.Bundan sonra kimse seni üzemez."
Ceren gözyaşlarını siler.
"Tabi Cenk haklısın.Sen varken başkasına ne gerek var.Sen o işi layıkıyla yapıyorsun ne de olsa."
Ceren de çıkar odadan.
~~
Herkes şirkete gelmiştir.Planlara göre avukatla olan görüşmeden sonra kampa gidilecektir.
Mümtaz yine sevecen bir yüzle karşılar gençleri.
"Oo gençler.Günaydın.Buyrun oturun şöyle.Avukat bey de gelir şimdi."
5 dakika geçmeden avukat gelir.
Ceren ve Nedim imzaları atarlar.
"Oldu bu iş.Ben süreci hızlandırırım.Eh hadi siz de gidin kutlama falan yapın.Sevenler kavuşsun artık."
-Kamp-
Özel otobüs ile kamp alanına gelmişlerdir.
Cenk hariç herkes halinden memnundur Ceren bile.
Nedim dayanamayıp sorar.
"Cenk hayırdır?"
"Koskoca Cenk Karaçayın düştüğü hallere bak."
Ceren sinirli sinirli bakar.
"Ne varmış halinde?!"
"Otobüsle geldik buraya farkında mısın.Şimdi de çadır falan.Hiç bulaşmasak mı acaba?"
"Ayy Cenk çocuk gibisin."
Birkaç saat sonra çadır ve yemekler hazırdır.
Yemekler yenildikten sonra gitar çalan çocuğa Cemre şarkı söyleyerek eşlik eder.
Nedim,şarkının sonunda Cemrenin alnına bir buse kondurur.
"Sen hep şarkı söyle.Ben seni hep dinlerim."
"Sen dinle yeter ki ben istediğin kadar şarkı söylerim."
Cenk öksürür.
"Ceren biz biraz baş başa yürüsek mi seninle?"
"İyi yürüyelim.Sıkıldım zaten bende."
Ceren ve Cenk yürüyüşe çıkarlar.
~~
Civan daha fazla sakin kalamaz.Artık hesaplaşma vakti gelmiştir.Cenklerin kampta olduğunu öğrendikten sonra peşlerinden gider.
~~
Mümtaz,planının ilk aşamasını devreye sokmuştur.
Agah'a bir mesaj gönderir.
"Agah Karaçay.Bu kadar kör olmak.Sana hiç yakışıyor mu?"
Agah gelen mesajla gözlerini dört açar.Etrafına bakmaya başlar.Tam o sırada ikinci bir mesaj gelir.
"Yanlış yere bakıyorsun.Bakman gereken yer burası değil.Sevgili oğlunun büyük sırrını öğrenmek istiyorsan verdiğim adrese git.Acele et.Bu kıyağımı da unutma."
Agah gelen adresten sonra hemen fırlar ve şöförlerinden biriyle yola çıkar.
~~
Ceren ve Cenk yürüyüş yapmaktan sıkılmıştır.
"Hadi dönelim Cenk."
"Ne güzel baş başa yürüyorduk."
"Ay yoruldum ben.Hem sabah çok erken kalktık.Gözümden uyku akıyor.Gidip dinlenicem biraz."
"Evet haklısın.Hadi gel."
Geldikleri yoldan kamp alanına dönerler.
Çadıra girerler.
"Bak Cenk.Ben şimdi uyuyacağım.Lütfen ben uyurken bana sarılma.Ben uyurken bana yanaşma.Hatta en iyisi sen hiç uyuma beni bekle."
"Ha başka emriniz Ceren hanım?"
"Şimdilik yok.Olursa söylerim."
Ceren o kadar yorgundur ki hemen uyur.Cenk onun saçlarını okşuyordur ki,biri çadırı açar.
Gelen Civandır.
"Yürü."
~~
Cenk ve Civan bayağı uzaklaşırlar kamp alanından.Bir uçurum kenarına gelirler.
"Dökül lan."
"Ne anlatmamı istiyorsun Civan?"
"Cereni hamile bırakıp gidip de nasıl Cemreyle evlendin onu anlat lan it!"
Cenk gülmeye başlar.
"Ne gülüyorsun lan!"
"Yaptım işte.Yaptım çünkü ben eşek herifin tekiyim! Hadi çekinme söyle! Söyle! Ne kadar iğrenç bir adam olduğumu söyle!"
"Merak etme! Ben senin gibilerine ne yapılacağını iyi bilirim!"
Civan cebinden silah çıkarır.
"Civan! Civan dur napıyorsun bırak o silahı!"
"Geberticem lan seni! İki kardeşi aynı anda idare etmek neymiş göstericem lan ben sana!"
Civan Cenke kafa atar.Cenk yere düşer.
Civan silahı Cenkin ensesine dayar,kolunu da sırtına bastırır.Uçurumla aralarında çok az bir mesafe vardır.
"Seni şuracıkta öldürüp atsam aha şuradan.Kimsenin haberi olmaz.Leşini bile bulamazlar."
"Civan! Bak evet haklısın.Ben adinin şerefsizin tekiyim! Ben bir sürü saçmalık yaptım! Ama benim gibi biri için elini kana bulamaya değmez!"
"Sus lan! Karışma benim işime! Sen itiraf et!"
"Neyi?"
diye bağırır Cenk.O sırada Agah gelmiştir.
"Hamza,doğru yere geldiğimize emin misin? Burası kamp yerine benzemiyor.Bildiğin uçurum."
"Evet efendim.Size gelen adres tam olarak burası."
Agah arabadan iner.Biraz yürüdükten sonra Civanla Cenki o halde görür.Onlara biraz daha yakınlaşır.Artık aralarında onları duyabileceği kadar mesafe vardır.
"O bebek sendendi! Senindi oğlum o bebek! Küçücük bir bebeğe sahip çıkamadın! Kızın halini görmedin!"
Cenk derin derin nefes alıyordu.
"Tamam lan tamam!"
Bir anlık sessizlik oluştu.
En sonunda Cenk belki de tüm hayatını etkileyecek o cümleyi kurdu.
"O bebek benimdi! Cerenin karnındaki o bebeğin babası bendim!"
-Bölüm sonu-

Aşka Tutsak(CENCER)Where stories live. Discover now