"Benim Asistanım!"

1.5K 39 57
                                    

"Agah babacım.İyi misin? Yüzün kireç gibi olmuş.Su getiriyim mi ister misin?"
Agah sinirle elini masaya vurdu.
"İstemez su falan.Senin ne işin var burada!"
Ceren o kadar rahattı ki,o kadar güveniyordu ki Nedimle kurdukları plana.Hiç bir şey ya da hiç kimse canını sıkamazdı.Buna gücü yetmezdi.
"Kocam az önce söyledi ya Agah babacığım.Şirketinizin yeni ortağı benim artık.Yüzde %50 hissem var."
Ceren ilerledi gidip koltuğa oturdu.
"Vay be.Ne güzelmiş patron olmak.Tam benlik.."
Koltukta dönüyordu.
Agah sinirden deliye dönmüştü.
"Nedim! Ne demek oluyor bu! Ne saçmalıyorsunuz siz! Ne hissesi ne ortağı! Oğlum ben sana şirketi tek bir şartla vermedim mi?! Ha?! Şart neydi? Cerenle boşanman.Tamam amca dedin kabul ettin.Evraklarını bile getirdin.Ne bu şimdi? Niye hala kocam diyor bu kız sana? Noluyor ulan burada?!"
Nedim hala sakinliğini koruyordu.
"O evraklar sahteydi amca.Şirketi benim üzerime yapman için sana küçük bir oyun oynadım.Boşanma falan olmadı.Ceren hala benim karım."
Cenk karım kısmını duyunca masaya tutundu.Beyninden vurulmuşa dönmüştü adeta.
"Deliricem! Vallahi deliricem! Oğlum sen ne istiyorsun benden! Ne istiyorsun! Derdin ne senin söylesene!"
"Benim bir derdim yok amca.Tek istediğim hakkımı aramak.Ve onu yaptım.Neyse daha fazla uzatmanın manası yok.Karımı tebrik etmeyecek misiniz?"
Agah sinirden gülmeye başladı.
"Hah bir de tebrik mi edeceğim.Başka emriniz var mı Nedim bey?"
"Bu bir emir değil amca kibarlık."
Agah tam parmağını kaldırmış bir şeyler söyleyecekti ki ben kime neyi anlatıyorum diye düşünüp vazgeçti.
"Bunun hesabını vereceksin bana Nedim.Bunun hesabını vereceksin!"
Agah sinirle çıktı gitti.
Şu hayatta en güvendiği insan,abisinin emaneti bir tanecik yeğeni onu sırtından vurmuştu.
Nedim devam etti.
"Ee Cenk.Sen bir şey demeyecek misin?"
"Ben ne diyebilirim ki Nedim? Baksana sen her şeyi halletmişsin.Kendi kafana göre."
"Aa Cenk kocamın üstüne gelme bu kadar.Hem bak fena mı tam bir aile şirketi olduk işte.Hem kadın eli değince işler de artar görürsün."
"Ceren güldürme beni.Sen ne anlarsın şirket işlerinden.Gerçi Nedim de anlamıyor.Siz ikiniz bir araya gelseniz bile bu şirkeyi yönetemezsiniz.Bilginiz yok bir kere ben onca yıl eğitim gördüm."
"Olsun Cenk öğreniriz bizde.Ne demişler öğrenmenin yaşı yok.Değil mi kocacım?"
Ceren Nedim'e öpücük atar.Nedim de eğilip Ceren'i öper.
Cenk iyice sinirlenmiştir.
"Bu saçmalığa daha fazla katlanmayacağım."
Tam odadan çıkacakken Ceren onu durdurur.
"Cenk dur.Daha bitmedi."
Cenk tekrardan Cerene döndü.Ellerini beline dayadı.
"Ha dahası da mı var!"
"Malum senin de dediğin gibi ben bu konularda pek deneyimli sayılmam.Ama madem ki artık buradayım bir asistana ihtiyacım var."
"Yani?"
"Bundan sonra benim asistanım sensin Cenk Karaçay."
Cenk şaşkınlıktan donup kalmıştı.
~~
Agah köşke gelmişti.
"Hoşgeldiniz Agah bey.Aç mısınız efendim?" diye sordu Nurten.
"Ben çalışma odasındayım Nurten.Kimse gelmesin anlaşıldı mı?!"
"Tabi efendim.Siz nasıl isterseniz."
Agah çalışma odasına gidip kapıyı sertçe kapatır.
"Noluyor Nurten?"
Şeniz meraklı gözlerle Agah'ın çalışma odasına doğru bakıyordur.
"Bilmiyorum ki Şeniz hanım.Agah bey geldi.Kimseyi istemiyormuş.Çok sinirliydi."
"Tamam sen işinin başına dön.Ben hallederim."
"Ama Şeniz hanım Agah bey dedi ki.."
"Nurten sana işinin başına dön dedim hemen."
"Peki."
Nurten mutfağa gider.Şeniz de Agah'ın yanına.
"Nurten sana kimseyle konuşmak istemiyorum demedim mi!"
"Agah."
"Şeniz sen miydin?"
"Hayatım neyin var? Ne bu sinir?"
Agah ayağa kalkar.Sinirden odada volta atıyordur.
"Nedim.Çok değişti bu çocuk çok.."
"Ne yaptı ki?"
"Nedim'e Cerenden boşan şirket senin dedim."
Şeniz Agah'a baktı.
"Anlamadım.Ne yaptın? Agah nasıl yaparsın bunu? Cenk ne olucak? Kendi oğlunun hiç mi değeri yok senin için?"
"Bırak şu hayırsızı.Ondan bir şey olmaz.Aklı fikri serserilikte.Evlenince akıllanır sandım ama nerede o günler.Zaten ne yaptıysa kızcağız da dayanamadı boşandı hemen."
"Agah inanamıyorum sana.Sana gerçekten inanamıyorum.Bravo yani."
Şeniz Agah'ı alkışladı.
"Ama Nedim beni sırtımdan vurdu."
"Al gör işte o çok sevdiğin Nedim'in gerçek yüzünü.Bir dakika nasıl yani?"
"Cerenle boşandım dedi.Evraklarını gösterdi.Meğerse sahteymiş.Hala o kızla evli üstelik şirketin yarı hissesini de ona vermiş."
Şeniz birden öksürmeye başladı.Nefes alamıyordu.Tıkanmıştı.
"Şeniz iyi misin?"
Şeniz tir tir titriyordu.Korku tüm benliğini ele geçirmişti.
En sonunda bayıldı.
"Nurten!! Nurten çabuk kolonya getir!"
~~
Cenk kulaklarına inanamıyordu.Ceren ve Nedim resmen karşısına geçmiş onunla dalga geçiyorlardı.
"Sen o işi unut.Ben senin asistanın falan olmam."
Ceren dudaklarını büzdü.
"Aa neden ama Cenk? Ben sende o potansiyeli görüyorum.Hem ikimiz çok iyi bir takım oluruz.Ha merak etme çok zorlamam seni."
Cenk daha fazla dayanamadı o da tıpkı Agah gibi şirketi terketti.
Nedim,Ceren'e döndü.
"Valla iyi iş çıkardın.Tebrik ederim."
"Bu daha ne ki? Daha yeni başlıyoruz.Acımak yok.Üzülmek yok.Vazgeçmek hiç yok.Hepsi sürüm sürüm sürünecek.Herkes yaptıklarının bedelini ödeyecek."
~~
Akşam olmuştu.Karaçayların yemek merasimi yine sessiz ve gergindi.Kimse konuşmaya cesaret edemiyordu.
Cemre izin isteyerek masadan kalktı.Bahçeye çıktı.Nedim de arkasından.
"Nedim."
Cemre,Nedime sarıldı.
"Seni çok özledim." dedi sevdiği adama.
"Bende seni çok özledim.Ama dikkatli olmalıyız.Biri görürse hiç iyi olmaz."
"Biliyorum ama dayanamadım işte."
"Gel oturalım biraz şöyle."
Bahçedeki masaya oturdular.
"Neler yaptın bugün?"
"İş görüşmem vardı.İşi aldım biliyor musun?! Çok mutluyum sonunda şu kasvetli köşkten başka bir yere gidebileceğim."
Nedim güldü.
"Sen ne yaptın? Neden bu kadar gergin herkes? Bir sıkıntı mı var şirkette?"
"Cemre bak şimdi hepsini tek tek anlatıcam sana.Ama sakin ol tamam mı?"
"Tamam da noldu.Anlat hadi."
Nedim her şeyi anlatır.Cemrenin birden yüzü asılır.
"Cemre.Biliyorum bu durum hoşuna gitmiyor.Bende bayılmıyorum.Ama bu sadece bir oyun.Buna mecburuz."
"Oyun? Oyun ama sen hala kardeşimle evlisin.Siz hala karı koca taklidi yapacaksınız? Peki ne zaman bitecek bu oyun? Dur ben söyleyeyim.Hiçbir zaman.Neden biliyor musun? Çünkü intikam arzusu seni de Cereni de kör etmiş başka hiçbir şey düşünemez olmuşsunuz.Ama hayatta intikamdan daha önemli şeyler var Nedim.Bunu unutma olur mu?"
Cemre kalkıp,içeri girdi.Nedim arkasından bağırdı ama nafile.
~~
Ceren odasında makyajını siliyordu.Şeniz yanına geldi.
"Oo kimleri görüyorum.Hoşgeldin.Neye borçluyuz bu ziyaretini?"
"Lafı dolandırmayacağım.Seni tebrik etmeye geldim."
"Tebrik? Haa demek Agah babacığım söyledi sana.Sağol şekerim.Darısı başına derdim ama senin yıllardır yapamadığını bak ben hemen yaptım."
"Sandığımdan daha uyanık çıktın.Ama fazla sevinme.Çünkü ne bu köşkte ne de o şirkette kalıcı değilsin.Senden bizzat ben kendi ellerimle kurtulacağım."
Hala sofra da olanlar arasında Damla da vardır.
Ceren telefonunu masada unutmuştur.
"Ayy Ceren telefonunu unutmuş.Ben gidip vereyim."
Damla yukarıya çıkar.Tam odaya girecekken içeriden gelen sesleri duyar.
"Annemin sesi bu.Bunlar ne konuşuyor ki böyle gizli saklı."
Damla kapıyı dinlemeye karar verir.
"Nasıl yapacaksın onu? Beni de mi zehirleyeceksin yoksa? Torununu öldürdüğün gibi annesini de mi öldüreceksin?!"
"Sus.Ben katil değilim."
"Sen.Sen tam bir şeytansın Şeniz Karaçay.Kendi torununu öldüren bir şeytan."
"Sakın Ceren.Sakın benimle inatlaşma.Seni mahvederim.İnan bana bunu yaparım."
"Elinden geleni ardına koyma Şeniz hanım.Senden korkmuyorum."
Şenizin odadan çıkacağını anlayınca Damla saklanır.
Ama duymuştur her şeyi.Küçücük masum bir bebeğin katilidir annesi hem de kendi öz torununun.
~~
Sabah,erkenden kalkmıştır Cemre.Gece pek uyuyamamıştır ama işe gidecek olmanın heyacanı vardır içinde.
Seher gelir.
"Günaydın kızım."
"Günaydın anne."
"Maşallah yavrum çok güzel olmuşsun."
"Sağol anne.Ben şimdi çıkıyorum geç kalıcam."
"E ama kahvaltı yapsaydın bari!"
"Yok hiç zahmet etme.Zaten vaktim yok orada yerim artık bir şeyler."
"Tamam yavrum hadi iyi işler."
Seher,Cemre'yi geçirdikten sonra mutfağa işinin başına döner.
Ceren de çoktan şirkete geçmiştir.
Yarım saat sonra da Cenk gelir.
"Oo günaydın Cenk bey.Hiç zahmet etmeseydiniz."
Cenk geciktiği için Ceren tepki göstermiştir.
"Napıyım Ceren trafik vardı."
Ceren hemen düzeltir.
"Ceren değil.Ceren hanım.Bundan sonra bana Ceren hanım diyeceksin.Ben senin patronunum bunu unutma."
Cenk Ceren'den emir almayı sindiremiyordur ama şirketi tamamen onların eline bırakmak istemediği için kabul etmiştir bu asistanlık işini.
"Şimdi git bana sade ve şekersiz bir kahve getir.Bol köpüklü olsun."
"Peki Ceren hanım.Nasıl isterseniz."
Cenk kahve almaya giderken bir yandan da söyleniyordur.
Cerenin ise keyfine diyecek yoktur.
5 dakika sonra Cenk elinde kahveyle gelir.
"Nihayet geldin.Bir sürü işim gücüm var benim.Daha hızlı olmalısın."
Kahveden bir yudum almasıyla tükürmesi bir olur Cerenin.
"Ayy bu ne be.İçmem ben bunu.Git bunu dök yenisini getir."
Cenk sinirden yumruğunu sıkar ama sesini çıkarmaz.2-3 defa daha bu şekilde gidip gelir ama her seferinde Ceren kahveyi beğenmez ve geri gönderir.
Cenk daha fazla dayanamaz.Ceren'in yanına gider.
Kolunu tutar.
"Cenk.Bırak kolumu napıyorsun?!"
"Asıl sen napıyorsun Ceren? Bana eziyet mi ediyorsun? Böyle mi yakacaksın benim canımı?"
"Kendini bu kadar önemseme Cenk.Ben seni canını yakacak kadar bile önemsemiyorum çünkü.Şimdi git ve bana son 3 ayda yapılan bütün harcamaların dosyasını getir."
Cenk bardağı da alıp çıkar sinirle.
~~
Ceren dosyaları inceliyordur.Telefonu çalar.Arayan Akındır.
"Alo Akın bey.Neden aramıştınız?"
"Ceren.Ne bu resmiyet Allah aşkına.Akın de bana."
"Tamam Akın neden aradın?"
"Seni görmem mümkün mü?"
"Anlamadım neden göreceksin ki beni?"
"Öyle biraz sohbet falan ederiz.Kahve içeriz.Yemek teklifime hayır dedin.Bari bunu reddetme."
Ceren biraz düşünür.
"Tamam dediğin gibi olsun.Öğlen 1 saat vaktim var.Ben sana kafenin adresini atarım.Oraya gel."
"Tamam görüşürüz güzellik."
Ceren,Akın'a karşı hiçbir şey hissetmiyordu.Ona hiç o gözle de bakmamıştı zaten.Ama Cenkin onu kıskandığını biliyordu ve bu durum onun hoşuna gidiyordu.Kısacası,Akın Cenki kıskandırmak için kullandığı bir piyondu yalnızca.
~~
Ceren tam şirketten çıkıyordu ki Cenk onu farketti.
Bu defa yanına gitmek yerine takip edecekti.
Şirketin yanındaki kafeye gittiler.
Ceren bir masaya oturup beklemeye başladı.Cenk de daha arkalarda bir masaya oturdu.
Tam o sırada Akın geldi.
Cenk "yine nereden çıktı bu" diye geçirdi içinden.
Akın oturdu.
"Çok güzel görünüyorsun."
"Teşekkür ederim."
"Ceren bak ben sana karşı açık olucam."
"Yani?"
"Yanisi şu.Bak evli olduğunu biliyorum ama yakın zamanda boşanacaksın.Zaten kocanı sevmediğin her halinden belli yoksa senin gibi güzel bir kadın neden bu kadar üzgün olur.Diyorum ki sen boşandıktan sonra sen ve ben yeni bir sayfaya başlasak."
Ceren,sadece dinliyordu.Karşısındaki adamdan şu anda iğrenmişti.
"Bak Akın.Ben boşanırım veya boşanmam.Bu benim bileceğim iş.Ama seninle ben.İşte o iş olmaz."
Ceren çantasını aldı,tam kalkacakken Akın kolunu tuttu.
"En azından bir şans ver."
"Akın bırak kolumu.Söyleyeceğimi söyledim zaten zorlama daha fazla."
"Öylece gidemezsin."
Akın ısrarla tutuyordu Cerenin kolunu.
"Bırak kolumu acıtıyorsun!"
Cenk gelmesiyle Akına kafa attı.
"SANA NE DEDİM LAN BİR DAHA SENİ CERENİN ETRAFINDA GÖRMEYECEĞİM DEMEDİM Mİ! NE SANIYORSUN KENDİNİ LAN! DEFOL GİT BURDAN YOKSA SENİ ŞURACIKTA GEBERTİRİM!"
Akın tehditler savura savura çıktı kafeden.
"Cenk.Sana daha kaç kez söyleyeceğim beni takip etme diye.Anlamıyorum sen ne istiyorsun ki benden? Kurtuldun işte benden bıraksana!"
Cenk o kadar sinirliydi ki adeta gözleri dönmüştü sinirden.
"SEN KONUŞMA YÜRÜ!"
Ceren'i tuvalete soktu.
"Bir daha asla o Akın denen herifle konuştuğunu görüştüğünü duymayacağım görmeyeceğim! O dans kursuna falan da gidilmeyecek! Anlaşıldı mı!"
"Sen benim hayatıma karışamazsın Cenk.Sen bana ne yapacağımı söyleyemezsin.Ki söylesen de ben senin dediklerine uymam anladın mı!"
"Ceren delirtme beni!"
"Ne yaparsın? Ha ne yaparsın?"
"Öperim!"
Ve Cenk Ceren'i öper.
~~
Damla duyduklarını hala hazmedememiştir.Arabasına atlayıp gider.Telefonunu da kapatır.Ama nereye gittiğini bilmiyordur.Aklındaki tek fikir kaçmaktır.Tüm bu karmaşadan tüm bu saçmalıklardan kaçmak.
Saatlerce gider nereye gittiğini bilmeden hava da kararmıştır artık.Kaybolmuştur.Korkmaya başlar.Telefonunu açar ama çekmiyordur.
~~
Herkes sofraya oturmuştur.
"Damla nerede Şeniz?" diye sorar Agah.
"Bilmiyorum arıyorum arıyorum açmıyor."
Herkes endişelenmiştir.Civanın da içi içini yiyordur.
Damla hala yoldadır ama birden durur.Arabanın lastiği patlamıştır.
Arabadan inip bakar.
"Hah harika ya.Gerçekten süper.Bir yolda kalmamıştım o da oldu.Başka? Sırada ne var acaba?"
Tam o sırada ayak sesi duydu.
"Noluyor? Kim var orada?"
Ses gelmeyince tekrar seslendi.
"Kim var orada dedim?!"
Ayak sesleri yaklaşıyordu.Damla korktu ve koşmaya başladı.
Koştu koştu-gücünün yettiği kadar koştu.
Arkasına bakmaktan önünü farketmemişti.
"Aaah."
-Bölüm sonu-

Aşka Tutsak(CENCER)Where stories live. Discover now