"Evlat Acısı"

2K 55 33
                                    

(Şarkıyı mezarlık sahnesini okurken dinleyin.İyi okumalar.)

"Anne,neredesin? Seni göremiyorum.Anne çok korkuyorum."
"Korkma annecim.Korkma birtanem.Anne bulacak seni."
"Anne yardım et nolur.Burası çok karanlık çok korkuyorum.Nefes alamıyorum."
"Annen seni kurtaracak dayan bebeğim nolur dayan."
Ceren rüyasında oğlunun çığlıklarını duymuştu.Onu kurtarması için yalvarıyordu.Sık sık aynı rüyayı görmeye başlamıştı.Kim bilir belki de aklını yitiriyordu.
Yatağından kalkıp,elini yüzünü yıkamaya gitti.
Soğuk suyu defalarca yüzüne attı,attı ki en büyük kabusundan uyansın.
Aynada şöyle bir süzdü kendini genç kadın.Gözlerindeki morluk adeta çektiği acıları doğrular nitelikteydi.Eliyle yüzüne gelen saçlarını düzeltti.
"Sen ölmedin bebeğim.Daima annenin kalbinde olacaksın.Kimse seni söküp alamayacak.Hiç kimse.Baban bile."
-Birkaç saat önce-
"Siz..Siz.."
Ceren ve Cenk birbirlerine bakmaya başlar.Korku ikisini de ele geçirmiştir.Akıllarındaki tek soru şudur:acaba Seher onları duydu mu?
"Annecim,sen ne yapıyorsun burada?"
"Tuvalete gidiyordum ses duyunca bakayım dedim. Asıl siz ne yapıyorsunuz burada?"
"Ben su içmeye gelmiştim.Cenk de su içmeye gelmiş.Ben onu görünce korktum bardağı kırdım.Elim kesildi ama iyiyim önemli bir şey değil.Sağolsun Cenk de pansuman yaptı şimdi de gidiyordu,dimi Cenk?"
Cenk hala donuk bir şekilde bir Ceren'e bir Seher'e bakıyordur.
"Ha evet.Size iyi geceler."
Cenk odasına gider.
Ceren içinden dua ediyordur.Elbette her şey ortaya çıksın istiyordur ama gerçeklerle yüzleşecek hali yoktur.
"Hadi kızım git yat sen.Ben temizlerim buraları."
"Yok annecim hiç gerek yok ben hallederim."
"Hadi Ceren.Git uyu geç oldu.Dinlen sen ben yaparım."
"Tamam annecim iyi geceler."
"Sana da kızım."
Ceren de odasına gider.
Seher gerçekleri öğrenmiştir ama bilmiyormuş gibi davranmayı tercih eder çünkü artık onun da bir planı vardır.
~Sabah~
Nedim erkenden kalkmış işe gitmek için hazırlanıyordur.Ceren hala uyuduğu için kravatını bağlasın diye Nurten'i çağırır ancak bir türlü bulamaz.O sırada Cemreyle karşılaşır.
"Günaydın Nedim."
"Günaydın Cemre."
"Nasılsın?"
"İyiyim sen nasılsın?"
"Şey iyiyim sağol.Yardıma ihtiyacın var gibi görünüyorsun."
"Hangi konuda?"
Cemre Nedim'in yanına gider.Kravatını bağlar tam bitirmişken Nedim Cemre'nin elini kavrar.Bir anlık sessizlik oluşur.Birbirlerinin gözlerinde kaybolurlar ancak tam o sırada Şeniz gelir.
Nedim hemen kendine çeki düzen verir.
Şenizin şüpheli bakışları Nedim ve Cemre'nin üzerinde gezer.
Agah da gelir.
"Günaydın.Ne dikiliyorsunuz ayakta? Hadi herkes sofraya."
Cemre,Nedim,Şeniz sofraya oturur.Damla ve Cenk de gelir.
"Nedim karın nerede?"
"Kahvaltı yapmak istemiyormuş amca."
"Olur mu öyle şey.Yemeden içmeden kesildi kız.Böyle mi toparlayacak kendini.Gidin çağırın hemen."
Cemre hareketlenir;
"Ben çağırırım."
Cemre,Ceren'in yanına gider.
"Ceren benim.Girebilir miyim?"
"Gelme desem de geleceksin zaten neden soruyorsun ki?"
"Sana da günaydın sevgili kardeşim.Güzellik uykundan uyandıysan artık kahvaltıya gidelim.Herkes seni bekliyor."
"İlgili kardeşi mi oynuyorsun şimdi de?"
"Off Ceren ne diyorsun yine Allah aşkına ya."
"Diyorum ki senin bu ilgili abla ayakların bana sökmez Cemre hanım.Nedimle boşanmamızı nasıl dört gözle beklediğini bilmiyorum mu sanıyorsun?"
"Ceren delirtme beni.Saçmalıyorsun.Hadi geleceksen gel.Yoksa daha çok aç kalırsın."
Ceren Cemre odadan çıktıktan sonra üstünü değiştirip aşağıya iner.
"Günaydın Karaçaylar."
Masada her zaman ki gibi bir sessizlik hakimdir.
"Ceren gel hayatım şöyle otur."
Ceren Nedim'in yanına oturur.Nedim biraz da inadına Ceren'in yanağına bir buse kondurup sorar:
"Bugün biraz daha iyi misin hayatım?"
"Bildiğin gibiyim Nedim.Ama iyileşeceğim zamanla.Çok çok iyi olacağım.Göreceksin bak."
Nedim Ceren'in elini sıkar destek verircesine-bu ufak detayı Cenk haricinde kimse görmez ama Cenk bir hayli bozulur.Gözlerini onlardan alamıyordur.
"Ee Cerencim bebek eşyalarını ne zaman atacaksın? Malum artık kullanılmayacak boşuna yer kaplamasın."
Şeniz'in sözlerinden sonra Ceren deliye döner.Elindeki bıçağı masaya vurur.
"BENİM BEBEĞİMİN EŞYALARI ATILMAYACAK.HEPSİ BURADA KALACAK.BEN ONLARI SAKLAYACAĞIM.BEBEĞİMDEN HATIRA ONLAR ANLADINIZ MI HATIRA! ATILMASI GEREKEN ÇÖP PARÇALARI DEĞİL!"
Ceren sinirle masadan kalkar.
Tüm bakışlar Şeniz'e çevrilir.
"E niye bana öyle bakıyorsunuz? Ne dedim ki yani?"
"Eh be Şeniz az tut şu çeneni kız daha hassas görmüyor musun!"
"Haklısın Agahçım ama artık aşması lazım ömür boyu yas tutacak değiliz ya."
"Ya sabır."
Agah da sinirlenip sofradan kalkar.
"Anne cidden bravo yani."
"Damla sen yapma bari. Zaten Ceren'i sevmiyorsun."
"Olabilir ama kız daha yeni bebeğini kaybetti fazla üstüne gitmesek mi ne dersin?"
Cenk daha fazla dayanamaz.
"İzninizle."
Masadan kalkıp bahçeye çıkar.Gözleri Ceren'i arar ama Ceren hiç bir yerde yoktur.
"Ceren hanımı gördünüz mü?"
"Az önce taksiye binip gitti efendim."
"Nereye gitti?!"
"Bilmiyorum bir şey söylemedi."
"Bana hemen nereye gittiğini öğrenin.Çabuk."
"Peki efendim."
Ceren taksiden indi.Ayakları tek bir adım dahi atmak istemiyordu ama gitmek istediği hatta gidebileceği tek yer orasıydı şu an.
Mezarlık..Fasulye Karaçay'ın mezarlığı..
Ceren minik fasulyesinin mezarlığını gördü.Yavaş yavaş yaklaştı.Mezarın bir ucuna oturdu.
"Bak bebeğim annen geldi.Sözünü tuttu anne.Bırakmadı seni.Hem nasıl bırakırım ki ben seni.Nasıl unuturum seni.Kalbimi sökseler bile seni silip atamazlar ki içimden.Keşke bebeğim keşke seni koruyabilseydim.O cadı babaannenden koruyabilseydim.Sen doğmalıydın bebeğim.Sen doğmayı hak ediyordun.Bir kez en azından bir kez alsaydım seni kucağıma.Kokunu içime çekseydim doya doya.Bir sürü kıyafet almıştı annen sana.Hepsi çok yakışırdı benim prensime.Eminim baban gibi çok yakışıklı olacaktın.Seni çok sevecektim bebeğim.Herkesten her şeyden çok.Annen seni koruyamadı.Affet anneni.Senin annen olamadım.Sen hiç annenle tanışamadın.Ayırdılar bizi birbirimizden.Seni öldürdüler bebeğim.Sana söz veriyorum annen bunun acısını çıkaracak.Bunları onların yanına bırakmayacağım.O beni içine attıkları kor ateşe ben de onları atacağım.Senin hatıranı yaşatmak için elimden gelen her şeyi yapacağım.Söz.."
O kadar çok ağlamıştı ki genç kadın artık ağlayacak güç dahi bulamıyordu kendisinde.Hayatında hiç bu kadar canı yanmamıştı.Cenk onun yüzüne seni değil ablanı seviyorum diye haykırırken bile.Şimdiyse hiç doğmamış oğlunun yasını tutuyordu.Hiç bu kadar canının yanacağını tahmin etmemişti üstelik.Meğerse annelik böyle bir şeymiş diye düşündü.
Mezarlığın başına gömüldü.Bebeğinin mezarına sarıldı ağlamaya devam etti.Ne kadar öyle kaldı ne kadar ağladı bilmiyordu.
Cenk taksiden aldığı adrese gelmişti-burası fasulyenin mezarlığından başka bir yer değildi.Koşarak mezarlıktan içeri girdi.
Ceren'i ne halde bulacağından emin değildi.
Ceren oğlunun mezarına sarılmış ağlıyordu-üstü başı toprak olmuştu.
Hemen yanına gitti.
"Ceren.Ceren sakin ol.Kendine gel tamam mı? Lütfen.Bak ben buradayım."
Ceren Cenk'i duymuyordu.
"Ceren.Hadi nolur.Bak korkutuyorsun beni.Lütfen kendine gel."
Ceren kafasını kaldırdı.
"Cenk.Bak oğlumuz nerede."
"Biliyorum Ceren biliyorum."
"Doğru.Toprağını sen attın üstüne.Nasıl yaptın hiç için sızlamadı mı? Minicikti o Cenk.Üşüyordur o. Korkuyordur karanlıkta.Cenk yalnız kalamaz o."
"Ceren artık kabullenmen lazım.O öldü."
"Çıkaralım onu buradan Cenk.Hadi kurtaralım oğlumuzu."
Ceren elleriyle toprağı kazımaya başlamıştı.
"Ceren dur.Yeter nolur.Kendine zarar veriyorsun."
Ceren Cenk'i adeta duymuyordu.
Cenk Ceren'i kendine çekip sarıldı.Alnına bir buse kondurdu.
"Bak ben buradayım.Yanındayım.Geçecek.Hepsi geçecek."
~~
Cemre salonda oturmuş çay içiyordu.
Seher yanına geldi.
"Cemre kızım.Seninle konuşmamız lazım."
"Konuşalım anne.Otursana şöyle."
"Yok oturmayayım ben.Fazla vaktim yok.Malum iş güç."
"Bir sorun mu var anne?"
"Var kızım.Ceren.."
"Noldu Ceren'e? Kendine bir şey mi yaptı yoksa?"
"Yok Allah korusun.Yapmadı iyi çok şükür.Ama ben bir şey öğrendim Cemre."
"Ne öğrendin anne?"
"Ceren'in bebeğinin babası Nedim değil Cenk'miş."
"Ne nasıl?"
"Öyle işte kızım.Dün akşam ikisini konuşurken duydum."
"Ama Cenk bana söylemedi."
"Kızım neden söylesin ki sana.Söylese onunla evlenir miydin?"
"Saçmalama anne.Tabi ki evlenmezdim."
"Hah işte.Benim bildiğimi bilmiyorlar daha.Zamanı gelince söyleyeceğim.Sen de şimdilik belli etme."
"Neden ?"
"Boşver şimdi nedenini.Anneni dinle sen."
"Tamam."
~~
Annesiyle konuştuğu an vermişti kararını Cemre.
Hemen telefon açtı.
"Merhaba ben Cemre Karaçay.Boşanma davası açmak istiyorum."
Telefon konuşmasını bitirdikten sonra tam odasına gidecekken Şeniz hanımın ve babaannesinin konuştuğunu fark eden Cemre,onları dinlemek için kapıya yanaştı.
"Al bunu."
Şeniz,Neriman'a bir şey uzattı ancak Cemre tam olarak göremiyordu ne olduğunu.
"Bu ne?"
"Ne olduğunu da ne yapman gerektiğini de biliyorsun."
"Anladım.Merak etme."
"Eğer bu işin altından kalkarsan köşk garanti.Üstelik istediğin miktar her neyse o kadar para da elinde olacak.Anlaştık mı?"
"Anlaştık."
-Bölüm sonu-

Aşka Tutsak(CENCER)Where stories live. Discover now