Chapter thirty-five

267 14 10
                                    

"AĞAĞĞAĞAĞA" Cody inişe geçtiğimizden beri abuk subuk sesler çıkarıyordu ve bende onu çekiyordum.

9 saatlik uçak yolculuğumuz iyi geçmişti. Biraz uykum vardı ama zaten eve gidip biraz uyuyabilirdim. Daha sonra da işte cona gideceğiz.

Ama ilk önce mils'e sürpriz hazırlamam gerekiyor. Videoyu kapattım ve "Tanrım bu blog hayatımın en iyi blogu olabilir editlemek için sabırsızlanıyorum!"

"Tabi kızım ben varsam tabi en iyisi olur."

"Yemin ediyorum salaksın ama iyi arkadaşsın."

"Önemli değil önemli değil" şu an kendimi gülmemek için zor tutuyordum. Sonra bir anda o da uçtu gitti zaten.

Uçaktan indiğimiz zaman ilk olarak annemi arayıp iyi olduğumuzu ve vardığımızı söyledim. O da babamı aradığını orada saatinde olacağını söyledi.

Valizlerimizi almaya gittik ve aldıktan sonra kameramı cody'ye verdim ve açmasını söyledim.

"Evet şindi saat altı ve biz New York'tayız. Yeee!" Diye değişik haraketler yaparken Cody gülüyordu.

"Her neyse. Şimdi babam bizi almaya gelmiş. Onunla karşılaşmayı düşünüyo-" dememle kapıdan çıkıp üzerime konfeti patlaması bir oldu.

"NE OLUYOR BEĞ?" Diye sorduktan sonra gözlerimi açtım. Arkamda Cody büyük ihtimalle her şeyi biliyo, önümde Jaeden ve Wyatt vardı.

"Jaeden saat sabahın 7'si. Mantığına sıçayım senin." Dedim gülerek.

"Olsun sana biz bilenler olarak ki iki kişiyiz. Her neyse. İlla sen mi sürpriz yapacaksın?"

"Ya wyatt seni yerim be gel sarılcam. Gel gel"

Ben Wyatt'a sarılırken Jaeden kollarını birleştirdi ve "Bana bunu yapamazsınız. Bana bana. Jaeden'nıza."

"Gel buraya şapşik." Dedim elimle onu çağırarak. İkisine de çok çok çok çok sarıldım.

"Sizi çok seviyorum lan!" Dedim üçünede. "Neyse hadi gidelim ben babamıda özledim."

"Tamam gel." Dedi ve eli valizimle yürümeye başladı Jaeden. Babamı çıkışta gördüğümde ona koşarak sarıldım. Onunlada bu özlem dolu vaktimizden sonra arabaya bindik ve o beş ay borunca özlediğim o yolllarlada hasret giderdim.

İlk önce Cody'i evine bıraktıktan sonra bizim eve geçtik. Ha bu arada Jaeden babamla konuşmuş bu sevgili olayını ve babam da olumlu karşılamış. Annem de adına mutlu olduğunu fln. Zaten Wyatt'ın annesi ve babası biliyorlarmış. Her neyse.

Eve gittiğimde ilk işim yukarı kata bavulumla çıkarak hızlıca odamı bulmaktı. Siyah ajandamı orada unuttuğumu biliyordum ve başka biri bulmadan onu bulmam lazımdı. İçinde Noah hakkındaki yazılardan değilde şeyden.

"Bianca odan diğer tarafta."

"Tamam jae" dedim ve diğer tarafa yürümeye başladım. Size yemin ederim bu ev mükemmel. Neredeyse saray yavrusu lan!. Odamı bulduğunda içeri girdim.

"Lan odamı mı değiştirdiniz!" Diye seslendim Jaeden'a.

"Evet beğenmedin mi?"

"Çok güzel olmuş. Neyse ben yatıyorum daha sonra işim var işte uff."

"Tamam anladım." Odamın kapısı kapattım ve biraz inceledim. Lila duvarlar ve beyaz ahşap mobilyalar. Tanrım tam bana göreydi.

Bir duvar sadece beyaz yazma tahtasıydı. Tanrım bu çocuk beni tanıyor. Buraya istersen resimlerimi de asabilirim. Neyse dolabımı açtım.

Bomboş raflara çokta fazla olmayan kıyafetlerimi yerleştirdikten sonra pijamalarımı giydim kamerayı alıp videoya başladım.

"Evet arkadaşlar aşırı uykum vaaar. Havaalanında yaşadığım şokla beraber herhalde bastırdı. Ama çok güzeldi. Tanrım umarım Jyatt hep kalır. Her neyse. Bugün con'a sürpriz yapmaya gideceğiz Cody ile ondan sonrasına da bakarız artık. Burası sabahları çok aşırı sıcak ama akşamları donuyor. Anlamadım gitti. Yarın oda turu çekerim o zaman. Hepinize iyi geceler. Ay aslında neyse." Diyip videoyu kapadım ve yatağıma yattım.

Alarmım çaldığında uyandım ve gözümü ovuşturarak su içmeye aşağıya indim. Oturma odasından geçerken Wyatt ve Jaeden'ın koltukta uyuya kaldığını gördüm. Hemen yukarıdan telefonumu alıp hızla aşağıya indim ve fotoğraflarını çektim. Hemen Wyatt kırpınmaya başladığında suyumu içip koşarak yukarı çıktım.

"Hadi bakalım Bianca

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.


"Hadi bakalım Bianca. Bugün ne giyebilirsin?" Diye sordum kendi kendime.

"Aha işte sen olursun!" Dedim yatağımda hazırladığım kombine bakarak.

Giyindikten sonra da saçımı düzleştirme kararı aldım. İşim bittiğinde Cody'i aradım.

"Alo hazır mısın?"

"Hazırım kanka lan! Ben size kaykayla geleyim oradan birlikte kaykay ile gideriz."

"Oha lan mantıklı bayadır sürmüyorum. Özlemişimdir şimdi. Kamerayı alıyorum çekiceksin beni bak."

"Evet. Tamam seni çekicem."

"Tamam bekliyorum seni görüşürüz." Deyip telefonumu kapadım. Telefonuma bir anda mesaj düştü. Mesajı açtım ve okumaya başladım.

Bilinmeyen numara: Arkadaşlarına neden yalan söyledin?

- Sende kimsin? Ne yalanı?

Yazıp telefonu kapadım. Cidden bilinmeyen numara ike hiç uğraşıp kendimi yoramazdım. Caleb ile Maddie'nin orada ki geçireceği şoku çok merak ediyorum. AŞIRI HEMDE.

Cody beni aradığı zaman aşağıya indim, bizimkileri uyandırdım ve evden çıktım. Eh Cumartesi günü o yüzden uyuyorlar uylucular.

Kaykayımı çok özlemişim. Hele Ny'de olanı daha çok. Siyah bir kaykay ve altında ise benim çizdiğim bir resim.

Cody'de öğrenmiş kerata. Beraber con olacak yere vardığımızda içeri girdik. Süprizi hazırlamak için soru sormak için seçilirse diye bir fan ayarladık. Eşyalarımızı odaya bıraktık ce cody eline kamerayı alıp çekmeye başladı.

"Evet arkadaşlar şimdi operasyonumuza başlıyoruz." Dedim elimi silah şekline sokarak. Bakalım ne olacak ?

𝐉𝐮𝐬𝐭 𝐚 𝐝𝐫𝐞𝐚𝐦 - 𝐍.𝐬- Where stories live. Discover now