Chapter eight

558 26 25
                                    

Multi jack ama aşırı tatlıı.. kendimi kaybetmemeliyim.

Sizinde bildiğiniz gibi içine şıçılmış haftasonumun sonuna gelmiştim. Yarın okul vardı ve ben cidden umursamıyordum. Eve
gittiğimde kendimi direk yatağa attım ve kendimi yatağın huzuruna bıraktım.

Sabah kalktığımda telefona gelen mesajlara baktım. Bonnie'den mesaj gelmişti ve yeniydi hemen açıp mesajları okumaya başladım.

Bonnie:Seninle konuşmam gerekenler var bugün seni ben bırakıcam başkasına söz verme. Bir iyi bir de kötü haberim varki pankekler aşkına krepi yaktım. Görüşürüzz. Arıyacağım seni 💖

Carissa: bekliyorum seni o zamann :)

Telefonu kapatıp oflayarak dolabıma gittim. Sadece hissettiğim gibi giyinmemi söyleyen kalbime uyum siyah bir tayt üstüne de siyah kısa kollu ve üstünde dökülmekte olan bir kırmızı gül olan bir tshirt giydim.

Saçımı enseden at kuyruğu yaptım ve perçemlerimin çıkmasına izin verdim. Aşağı inip fıstık ezmeli sandviç yedikten sonra Bonnie'yi beklemeye başladım.

Çok olmamıştıki bu tombem insancık kapıyı çaldı ve ayakkabılarımı giyip dışarı çıktım.

"Tanrım iki gündür seni görmüyorum Cari. İyi misin? Seni merak ettim."

"İyiyim. Sadece öfke kontrolüm  yüzünden biraz tek kalmak istedim."

"Biliyorum ve lanet ediyorum ki sana sahip çıkamadım. Yüzüne bak her yerin yara olmuş bide bantlamışsın."

"Saçmalama. Sadece biraz daha ilaçlara devam etsem iyi olacak. Ama sen hayatımda tanıdığım en iyi arkadaşsın. Böyle konuşma beni üzüyorsun. Demek istediklerin neydi?"

"Uhm. Şimdi hani sizin okul proje için öğrencilerini yurt dışındaki okullara yolluyo ya. İşte bu proje için bende sizin okula kayıt aldırdım."

"Siktir. Cidden mi? Jae mutlu olacakk. Harry de Sadie de aman tanrım. Bonnie çok mutluyum."

Bonnie ye sıkıca sarıldım. Aman tanrım. Benimle gelecek bir Bonnie .. hayal bile edemiyorum.

"Peki kötü olan ne Bonnie?"

"Oh bunu  Sadie söylese daha iyi olur sanırım. Biliyorum sabırsız bir kızsın ama olula gidince konuş onla tamam mı? Ben Finn'e süpriz yapıcamm."

"Oh, peki."

Yol boyunca proje hakkında konuştuk. Bu yüzden mutlu olmuştum. Artık özlem çekmeyecektim. Her bokta yanımda olacaktı bu mal.

Okula geldiğimizde bankta tek başına oturmuş göz altları kızarmış bir Sadie tabikide
beklemiyordum.

Şok olmuştum çünkü Sadie böyle bir kız değildi. Koşarak yanına gittik. Sadie'ye sarıldım.

Biraz böyle kaldık.

Ayrıldıktan sonra "noldu? Sadie bana güvene bilirsin."

Sadie yine hıçkırarak ağlamaya başladı.

"Ben çok büyük bir hata yaptım Cari. Ben çok büyük bir hata yaptım."

"Geçti. Şimdi sakinleş ve bana herşeyi anlat. Tamam mı?"

4 sene öncesi
Sadie okulun bahçesindeki bankta oturmuş annesinin ona yaptığı kurabiyeleri yiyordu.

Karşısında kavga eden daha çok kıstırılan bir çocuk görmüştü. Bu gördüklerine daha fazla dayanamayıp yanlarına gitmişti. Orada kötü olan çocukların hepsine gerekeni yapmıştı ve
Yerde yatan çocuğa yardım etmişti.

"Merhaba benim adım Sadie. Senin adın ne?"

"B-benim adımda Harry. Arkadaş olalım mı?"

"Olur. Kurabiye ister misin?"

"Olur."

Sadie ilk kez bir arkadaş edinmişti. Kalbine dokunan bir arkadaş.

O onu dört senedir en yakın arkadaşı olarak görüyordu. Sadie ise onu ilk arkadaşı ilk ve sonsuz olan aşkıydı.

Sadie Harry'nin Marshall denen kızı sevdiğini öğrendiğinden beri her gün eve gelirdi ve bütün gün boyunca ağlardı.

Şimdiki zamanımız

"Sadie. Sen . Aman Tanrım. Bu. Bu Nasıl olabilir. Keşke daha önce söyleseydin!"
Ağzımdan sadece bu kelimeler çıkmıştı.

"Benim tek şuçum sevmekti caris. Sevmek."

Çoğu kişi Sadie'nin Harry'i sevdiğini anlamıştı ama yinede kesinleşmiş olsunn. Sizi seviyorum.🧡❤️

𝐉𝐮𝐬𝐭 𝐚 𝐝𝐫𝐞𝐚𝐦 - 𝐍.𝐬- Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin