CA. 23 Minda'nın Anıları

1.2K 164 11
                                    


Minda sonsuz diyardan döndüğünde kendini lahitin içinde buldu. Tekrar dirildiğinde öldüğün yere dönüyordun; bu Minda'nın göz ardı ettiği bir gerçekti.

Ölen cadının tekrar canlı bir şekilde karşılarında durması muhafızları afallatmıştı. İçlerinden en atik olanı başladı şarkısına, Minda hipnotize olurken bir diğeri hançerini sapladı kalbine. Bu mızraktan daha çok acıtmıştı. Acı içinde can veren Minda sonsuz diyarda bir müddet düşündü. Acımasız bir kapana sıkışmıştı. Sonsuz diyarda kalmak istemiyordu, ailesine dönmek, Nil'in ruhunu yakalamak istiyordu ama Dünyaya döndüğü an tekrar öldürecekti.

Tekrar dönemeye karar verdi ama bu defa daha dikkatli olacaktı. Gözlerini açtığında lahitin içindeydi ve bedeni muhafızlarla çevrelenmişti. O gözünü açar açmaz bir tanesi şarkısına başlamıştı bile. Minda gözlerini kapatıp acı ölümünü beklemeye başladı. Beklenen ölüm gerçekleşmedi ama cadının üzerindeki etkiyi de çekmediler.

Minda'ya sonsuz gibi gelen bir süre sonunda başlarındaki gösterişli taçlardan anladığı kadarıyla kral ve kraliçe onun için gelmişti.

Muhafızlardan biri "İstilacıyı iki defa öldürdük, her seferinde gözlerini tekrar açtı. Ölümsüz olduğunu düşünüyoruz ama şarkımız üzerinde etkili. Kendisini kontrol altında tutabiliyoruz."

"Son zamanlarda oluşan aksiliklerin, eksilen güçlerimizin sebebi bu kadın olabilir mi sizce?"

Kralın sorusuyla mavi saçlı kraliçe Minda'nın önüne kadar geldi.

"Bunu ona sorabiliriz. Madem etkimiz altında sorulan her soruyu doğru cevaplayacaktır."

Minda, duyduklarını sevmemişti. Sarp'ı, Ceysi'yi ya da Alp'i açık etmek istemiyordu, onları bu belaya bulaştıramazdı.

"Kimsin sen?"

"Ateş soyundan toutlane cadısı Minda."

"Burada ne yapıyorsun?"

"Kraliçemiz olan Cadı Nil'in ruhunun kayıp yarısını arıyorum."

Minda sorulara istemsizce cevaplar verirken sirenlerin kraliçesi durumu anlamaya çalışıyordu.

"Kraliçenizin ruhu şuan bu lahitte mi?"

"Evet ben öldürülmeden hemen önce onu gördüm."

"Burada oldugunu nasıl öğrendiniz?"

"Yaşlı bir vodyanoy söyledi. Ona göre bu ruh parçası deniz canlılarına uğursuzluk getiriyormuş."

Kraliçe, krala dönerek sordu.

"Gücümüzü zayıflatan şey bahsettiği ruh olabilir mi?"

"Öyle görünüyor" dedi kral. Sonra Minda'ya dönerek sordu.

"Buraya Sedna'nın güçlerini çalmak için mi geldin?"

"Hayır" dedi Minda. "Sedna'yla ya da sirenlerin güçleriyle ilgilenmiyorum. Buraya Nil'in ruhunu yakalamak için geldim."

"Onu serbest bırakın!" dedi kral cadının bahsettiği ruhtan kurtulmaları gerekiyordu ve bunu ancak o yapabilirdi.

"Bahsettiğin ruhu yakala ve burayı hemen terket, unutma hepimizin gözü üzerinde olacak. Yanlış bir şey yaparsan sonsuza dek tutsağımız olarak kalırsın."

Minda, kralı onayladı. Ve vodyanoyun verdiği kremi sürerek Nil'le ilgili en güzel anısını düşündü.

...

Uğursuz günlerdi. Karanlık, hırs, nefret insanoğlunu ele geçirmişti. Cadılardan ve sihirden o kadar çok korkuyorlardı bu korku dehşeti doğuruyordu.

Acılı ölümlerden, işkencelerden bıkan cadılar tek tek pes ederek sonsuz diyara yerleşiyordu.

İnsan oğlunun nasıl ele geçirdiğini anlamadıkları o lanet karışım cadıların güçlerini kullanmasını engelliyor onları savunmasız bırakıyordu.

Çaresizliğin doruklarındayken bir söylenti yayıldı cadılar arasında. Cadının biri başkaldırmıştı kardeşliğe. Yeni bir topluluk oluşturarak terkedecekti Avrupayı. Aynı cadı Napolyon'la pazarlık yaparak engizisyon mahkemelerini de kaldırtmıştı.

Bu güçlü cadı, Cadı Nil, tüm cadıların umudu oldu bir anda. Bir efsane gibi yayıldı adı kulaktan kulağa.

Minda, Nil'i sevmiyordu. Merlin'den duyduğu kehanet yüzünden ailesinden uzak büyümüştü, sevdiği adam, Sarp, annesiz acı günler geçirmişti. O yüzden sevmiyordu Nil'i. Aynı zamanda korkuyordu da ondan.

Ama ondan kaçarken sığındığı topraklarda Nil'in yebi bir ülke kurması Minda'yı çok öfkelendirmişti. İkiz kardeşi Sera ile görüşerek yer değiştirdiler. Nil'i de kurduğu ülkeyi de kendi gözleriyle görmeliydi.

Daha ülkeye girişte yakalanmıştı Cadı Minda. Ülkeye girişi sağlayan gezgin kapı onun Cadı Sera olmadığını anlamıştı. Yine de geçişine izin verdi çünkü Kraliçe Nil, ülkesinile katılmak isteyen her cadıya izin veriyordu. Bu ülke zulümden kaçan cadıların sığınağıydı.

Gezgin kapıyı gördüğünde de ülkeyi gezerken de Nil'in zekasına hayran kalmıştı Minda. Eğer düşmanı olmasaydı en büyük hayranlarından biri olabilirdi.

Ülkenin meydanına ulaştığında onu gördü. Üzerinde krem rengi uzun bir elbise vardı, kızıl saçları dalga dalga dökülüyordu. Yeşil gözlerinde parlayan ışıltı cadının kıvrak zekasını gözler önüne seriyordu. Nil, nefret etmek için fazla güzeldi, fazla zeki, fazla iyi.

Böyle bir cadıdan nefret edemezdin. Etrafında bulunan tüm cadılar sadakatle bağlıydı ona, minnettardılar.

O an o kalabalıkta sevgiyi gördü Minda, minneti, Nil'in neler başardığına şahitlik etti.

...

" Sen oğlunu terk eden acımasız bir kraliçe değilsin Nil. Sen oğlunun yaşaması için ondan uzak duran, çektiği hasrete özleme rağmen çocuğunu herşeyin önüne koyan bir annesin. Sen tüm cadıların kurtarıcısısın, onların çok sevdiği kraliçelerisin."

Minda'nın anıları ve sözleri üzerine kubbeden aşağıya indi Nil'in yarım ruhu. Kırıktı, üzgündü ama gelinin sözleri ona güç vermişti.

Minda hemen ruh kapanını aldı avucuna ve Nil'in ruhuna doğru kaldırdı. Ruh havada daireler çizerek kapana doğru ilerledi ve taşın içine hapsoldu. Yeşil taş artık maviydi ve içinde kraliçenin yarım ruhunu taşıyordu.

Nil gibi sirenler de tanıklık etmişti bu anılara ve o yarım ruha olan saygılarından sessizce Minda'nın gitmesini beklediler. Davetsiz misafirlerinin zararsız olduğunu anlamışlardı sonunda.

Minda elindeki ruh kapanıyla gitti eşinin yanına. Ona içten bir şekilde sarılırdı ve bir gün annesini tüm kalbiyle affetmesini diledi.

Okyanus ekibi görevlerini başarmış bir şekilde dönerken Var Olmayan'a Ay ekibinin neler yaptığını merak ettiler.

Acaba onlar yakalamış mıydı Nil'in ruhunun diğer yarısını.

...

Birazcık kısa oldu ama dünkü bölümün devamı bu. Bölüm gününe bir hafta varken yayımlıyorum bence azıcık kısa olması hoşgörülebilir. 😊

Kehanet Serisi / TamamlandıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin