CA.10 Mavi

1.4K 145 13
                                    


"Sare, bize kanını kime verdiğini söylemen gerekiyor!"

Taht odasına giren Merlin ve Aras heryerde aradıkları Sare'yi Kraliçenin küllerinin başında bulabileceklerini düşünmemişti.

"Ben kanımı kimseye vermedim ki."

Elindeki kafesi saklamaya çalışan cadı Aras'ın kargayı fark etmesiyle yakalandı.

"Sen Cadı Avcısının! Söyle Sare nerede? Ne yaptın ona?"

Cadı önce gür bir kahkaha attı,  yakalandığı için rahatsız olamamıştı aksine planı kusursuz tamamlandığı için oldukça rahattı.

"Biraz geç kaldın büyücü, her gece beni yakaladığını düşündüm ama seni kandırmak çok kolaydı."

Bakışlarındaki keyif yok olurken yavaş yavaş yerini alan nefret cadının sesinden dahi hissediliyordu.

"Neyse gereksiz ülkenizle işim bitti artık, son cadımı ve sevgili kuklam Sare'yi yanıma alarak tamamen gidiyorum. Geriye kalan büyücülere mutluluklar dilerim."

Merlin ve Aras hiç bir şey yapamadan elindeki kafesle kendini pencereden aşağı bırakan cadı avcısı bir anda ortaya çıkan pegasusa binerek gözden kayboldu. İlk defa bu ülkenin semalarında uçan cadı avcısı Nil'in bariyerlerini göz ardı etmişti. Ülkenin sınırlarına çarpan pegasus aşağıya doğru düşerken son anda toparlandı ve yere çakılmaktan kurtuldu.

Pegasustan inerek sınırda dolaşan cadı avcısının düşündüğü tek şey bir an önce bu ülkeden çıkmaktı.

Cadının ülkeden çıkma düşüncesiyse o anda karşısında oluşan gezgin kapı Sare'nin anahtarıyla kapıyı açmasını bekliyordu ama Wilhelm ve Jacop cadı avcısına bu konudan bahsetmeyi unutmuştu.

Pegasusu tekrar kolyesine hapsetti ve maviye kapıyı açmasını emretti.

"Kapının açılması için anahtarı kullanmalısın ateşin ve suyun toutlanenı."

Mavi yine nadiren sergilediği bir davranış göstermiş, konuşmuştu. Ona göre kapıların cadılarla ya da büyücülerle konuşması vakit kaybından başka bir şey değildi. Gezgin kapıların tek görevi Var Olamayan Ülkenin vatandaşları ülkeden çıkmak ya da ülkeye girmek istediğinde yanlarına giderek onlara geçit oluşturmaktı.

Mavinin bir anahtardan bahsetmesiyle Sare'nin bedenini kullandığı zamanlarda çıkarıp attığı yerine büyüyle ona benzeterek takarak pegasusunu içinde taşıdığı kolyeyi hatırladı. Kapının anahtar dediği şey o kolye olmalıydı.

Malesef o kolyeyi Sare'nin odasında bırakmıştı. Cadı Avcısı ilk önce saraya dönmeyi düşündü ama bu Merlin'in güçleri ve büyücülerin sayısı göz önüne alınırsa tehlikeli bir hareketti. Sonra aklına elinde taşıdığı karga geldi, Cadı Gece.

Önce kapının anlamaması için bir paravan oluşturdu arkasına geçti ve kargayı tekrar cadı bedenine dönüştürdü. Üzerinde dikkatle herhangi bir anahtar ararken ayak bileğindeki halhala takılı minik anahtarı gördü. Ay ve yıldızlardan oluşan anahtar sade ama şık bir görüntüye sahipti.

Anahtarı alarak cadıyı tekrar kargaya dönüştürdü ve paravanı yok etti.

Anahtarı Mavi kapıya taktığı anda itiraz etti Mavi. Ah bu cadı kız mavinin tüm prensiplerini yıkmak için vardı sanki.

"Bu anahtar Cadı Gece'ye ait, üstelik ruhu uyuyor, cadı kendinde değil üzgünüm Sare ama kapıyı açamam."

Cadı Avcısı son bir deneme yaptı.

"Evet Cadı Gece, cadı avcısı tarafından uyutuldu. Ben de ondan kaçarken anahtarımı düşürmüşüm uyuyan cadıyı yanıma aldığım için onun anahtarını kullandım."

Kehanet Serisi / TamamlandıWhere stories live. Discover now