yi [w]

5.6K 301 435
                                    

       Kızlar tuvaletinin aynasından gülümseyen yüzüne baktı genç kız. Yanakları mavinin çeşitli tonları ile kirlenmiş, üzerine geçirdiği eski önlük yağlı boya izleriyle kaplanmıştı. Kendi haline güldü, ardından çeşmeyi açarak elindeki henüz kurumamış boyaları temizlemeye çalıştı. Bu sırada Alya da kızlar tuvaletine giriş yapmış, gömleğindeki siyah lekeye bakarak somurtmuştu.

       İki arkadaş yanyana geldiklerinde Alya hafifçe Marinette'in omzuna vurdu ve güldü. "Ressam hanım ne zaman model çocuğa olan aşkını itiraf edecek bakalım?" Marinette de çekingen bir kıkırdamayla karşılık verdi ancak bakışlarını soğuk suyun değdiği parmaklarından ayırmadı. "Asla Alya, asla."

     Marinette 4 yıldır kalbinde sakladığı bu sırrı açıklamaya hazır olmamıştı hiç. İlk başta, kelimelere dökmek daha kolaydı model çocuğa karşı olan duygularını. Şimdi ise değil kelimeler, renkler bile yetersiz kalabiliyordu aşkı karşısında. Adrien'a nasıl söyleyebilirdi ki kalbindekileri? Ona kırmızının en parlak tonunu, sarının buğday üzerindeki rengini hissetiğini söylese anlar mıydı genç adam?

      Sanki aklını okuyormuş gibi, boşa akan suya karşı hoşnut olmadığını belirten Alya Marinette'in çeşmesini kapattı ve genç kızı omuzlarından tuttu. Fazla sert olmasa da, genç kızı afallatan bir kuvvetle kendine çevirdi ve gülümsedi. "Bayan Cheng, kendinize azıcık güvenin lütfen. Tamam, sessiz olabilirsin, kelimelerle aran iyi olmayabilir, o zaman ona bir resim ver? Elinden gelenin en iyisini yap ve o da resme baktığında senin duygularını görsün, ne dersin?"

       "Olmaz," dedi lacivert saçlı kız. Geriye doğru birkaç adım attı ve ıslak zeminde kaymamak için kollarını açarak dengesini salladı. Alya'nın şaşkın bakışları altında ezildiğini hissetse de, başını sağa sola sallayarak reddetti bu teklifi. "Ona resimlerimi gösteremem! O zaman tüm duygularımı onun ellerine vermiş olurum! Ya benden hoşlanmıyorsa, o zaman ne yaparım ben?" Esmer kız arkadaşının bu ani -ve gereğinden fazla- olan tepkisine karşı iç çekti ve ellerini peçeteyle kuruladı. "Fazla düşünüyorsun" dedi Marinette'e dönerek. "Kimse basit bir resme baktığında ressamın ne düşündüğünü tamamen anlayamaz."


      Marinette de bir peçete aldı ve ellerini kurulamaya başladı, aynı zamanda Alya'ya sinirli bir bakış attı aynadan. Benim resimlerim basit değil, diye fısıldadı kendi kendine. Bu sırada kabinlerden birinden elinde telefonuyla Juleka çıkmış, elini yıkamak için yanlarına yaklaşmıştı. "Oh Juleka, beni korkuttun!" dedi Marinette, ancak içten içe kabindeki kişi Juleka olduğu için mutluydu. Bambaşka biri, kötü niyetli biri de kabinden çıkabilirdi.

     "Senin yerinde olsam Adrien'dan vazgeçerim. O çok... değişti. Sınıfa yeni gelen çocuklarla arkadaş olmaya başladığından beri tüm mizacı değişti." Ardından aynı ifadesiz tavrıyla ellerini kuruladı ve çıktı. Alya ve Marinette arkasından bakakalmış, ardından omuzlarını silkmişlerdi.

     Sınıfa girdiklerinde ders neredeyse başlamak üzereydi, dolayısıyla hızla yerlerine geçtiler ve ilk derse geç kaldığı için girmeyen Nino ile şakalaştılar. Genç adam alarmını Pazartesi yerine Pazar gününe kurmuştu, dolayısıyla sabah kalktığında telefonun ekranında gördüğü saat 8 değil, 10'du. Lacivert saçlı genç kız Nino'nun devamlı geç kalmalarının sebebinin part time dj olarak çalıştığı gece klübünden kaynaklı olduğunu biliyordu. Bu yüzden alaylı bir şekilde değil de, endişeli bir gülüşle karşılık verdi ve bundan sonra onu uyandıracağını söyleyerek genç adamın korkmasına sebep oldu.


     Adrien ise en arka sıraya yerleşmiş olan Dean, Jack ve Julia ile konuşuyor, ara sıra gülüyor ve alaylı bakışlarını sınıfta gezdiriyordu. Bugün farklı bir halleri vardı... bir şeyi bekliyor gibi tekrar ve tekrar saati gözetliyorlardı. Juleka'nın sözlerini aklında birkaç kez tekrar etti Marinette, ancak Adrien'ın herhangi bir kötü davranışına rastlamadığı için kafasını sallayarak düşüncelerini dağıttı. Adrien tanrının yarattığı en mükemmel varlıktı.

1004 [adrienette] ✅Where stories live. Discover now