34: Savaş Okulu (3)

1.8K 195 16
                                    

"Toprak elementi en koruyucu büyüdür. 4. Seviyeden itibaren oluşturduğunuz büyüye küçük ve ayrıntısız şekiller verebilmeye başlayabilirsiniz. Koruyucu dememin sebebi büyüleri engelleyen toprak bariyerler yapabilmenizdir. 4 element arasında en iyi saldırı büyüsü olmasada en özeli ve savunma gücü en yüksek olan büyü olduğunu söyleyebilirim. Aranızdaki birkaç 2. Seviye kişi dışında çoğunuz 1. Seviyededir, yani bu büyü şuan önemli." Megan kimsenin karşı çıkmadığını görünce devam etti."Her ay 1 kez aranızda turnuva yapılacak. Tabiki bu turnuvalarda sadece toprak elementini kullanacaksınız. Pek sanmıyorum ama aranızda 2 element kullanıcısı yada savaşçı sınıfına sahip birisi varsa güçlerini kullanmayacak. 1. Olana 4. Seviye büyülü yaratık çekirdeği, 2. Olana 3. Seviye büyülü yaratık çekirdeği, 3. Olana ise tam 20 altın vereceğim." dedi Megan.

Sınıftan bir uğultu yükseldi, ödüller gerçekten cömertti. Şuan sınıftaki kişilerin güç seviyesi oldukça yakındı. Herhangi bir kişi 1. de olabilirdi sonuncuda.

Sınıf tekrar sessiz hale dönünce kadın derse devam etti.

"1. Seviye büyücüler 2. Seviyeye geçmeden önce sadece evrimleşmeyen bir büyü kullanabilir. 2. Seviyeye geçtiğinizde bu büyüyü hatırlamayacaksınız bile, bu seviye sadece daha yüksek seviyelere hazırlık gibidir. Büyünün adı Toprak kalkan dır. Topraktan çok güçlü olmayan bir kalkan yapmanızı sağlar. 2. Seviyeye büyülere dayanabilir fakat 3. Seviye bir büyüye birkaç saniyeden fazla direnemez. Bu kalkan ile savunma dışında düşmanlara saldıra da bilirsiniz. Dediğim gibi bu sadece ara bir büyü, toprak elementi 3. Seviyeden itibaren kayda değer bir güç gösterebilir." diye açıkladı Megan.

Sonrasında sağ elini öğrencilere doğru uzattı ve bileğini zarif bir hareketle yukarı kaldırdı. Saniye bile sürmeden elinde yarım metre boyutlarında toprak bir kalkan oluşmuştu. Kalkan topraktan oluşmuş olsada oldukça sağlam gözüküyordu. Büyü 1. Seviyedekilerin bile yapabileceği kadar basit olsada Meg 6. Seviye bir toprak büyücüsüydü. Bu yüzden İvan 3 yada 4 saldırıda bu kalkanı ancak parçalayabilirdi. Fakat bu sınıftan herhangi birinin yapacağı toprak kalkanı tüm gücünü bile harcamaya gerek duymadan tek vuruşta paramparça edebilirdi.

Megan kalkanı yok ettikten sonra memnun bir şekilde kendisine ilgiyle bakan öğrencilere baktı, eğer çocukların ilgisi olmazsa bu büyüyü öğrenmeleri zorlaşırdı.

"Büyünün yapımı basit, zihninizde bir kalkan hayal edin ve enerjinizi elinize gönderin. En yeteneksiziniz bile en geç 1 haftada bunu başaracaktır." dedi Megan. İlk dersler olduğu için ders süresi azdı. Öğrencilerin öğrendiklerini çalışması için boş zamanlara ihtiyaçları vardı.

İvan sınıftan çıktı ve koridorda yürümeye başladı. Ders çıkış saati olduğu için koridor çok kalabalıktı. İvan kalabalıktan kurtulmak için yer aramaya başladı. İnsanları genelde uzaktan izlemeyi severdi. Herkes kendi derdinde oluyor, bazıları gülüşüyor bazıları telaşlı bir şekilde bir yerden bir yere koşuşturuyordu. Fakat kalabalığın boğucu havasından nefret ediyordu.

İlerledikçe etrafındaki insan sayısı azalmıştı. Kaldığı yatakhaneye doğru ilerlerken savaşçıları eğiten, kılıç ustası baş eğitmen Hyuu önüne çıktı. Hyuu kendisini incelerken aklında yanlış bir şey yapıp yapmadığını düşünüyordu. Belkide kılıç eğitimi sırasında yaptığı şey yüzünden gelmişti, bu olamaz. Böyle önemsiz bir mesele yüzünden başeğitmen gibi birisi benimle görüşmez diye düşünmüştü. Dikkat çekici birşey yapmadığına kanaat getirince başını kaldırıp Hyuu'ya baktı.

"Öğrenci İvan," dedi Hyuu ve elini uzattı. İvan'da elini uzatınca Hyuu şaşırdı. Bu çocuğun eli yıllardır kılıç kullanıyormuşçasına sertti. Elbette çok abartılı değildi fakat Hyuu gibi tecrübeli bir kılıç ustası çocuğun en az 5 yıldır kılıç kullandığını tahmin edebilirdi.

"Yanlış bir şey mi yaptım efendim?" diye sordu İvan herkesin yapacağı gibi. Hyuu hayır anlamında başını salladı.

"Sadece konuşmak istedim," dedi.

İvan önemli bir şey olmadığını anlayınca derin bir nefes verdi.

"Kılıç eğitimi sırasında enerji kullanmadığını farkettim. Fakat 13 yaşında bu güce sahip olman ilginç, o mankeni tahta bir kılıçla parçalamak için en azından 3. Seviye ortasındaki bir güce sahip olman gerekir." dedi Hyuu.

İvan çaresiz kalsada bunu yüzüne yansıtmamıştı. Bu işten sonra daha dikkatli olmaya karar verdi, güçlü olabilirdi fakat eğer gücünü gizlerse çok daha güçlü olurdu. Hyuu'ya ne diyebileceğini düşündü. Öyle bir durumda bulunuyordu ki söylenecek hiçbir söz yok gibiydi. Birkaç saniye içinde aklına sadece bir bahane gelmişti.

"Efendim manken benden önce zaten yüzlerce darbe almıştı. Benim son vuruşum bitirici darbe görevini görmüş olabilir. Yoksa benim bu gücümle mankeni parçalayabilmemin imkanı yok." diye açıkladı İvan. Hyuu nun bir soru daha sormadığın görünce içten içe ikna olduğunu anlamıştı. Hyuu düşünceli bir şekilde İvan'a baktı.

"Olabilir," dedi Hyuu. 1. Sınıflardan birinin mankeni parçalayacak güce sahip olmasındansa İvan'ın söylediği ihtimal daha mantıklı geliyordu. "Kılıç kullanımın da oldukça ilginç."

"Ne demek istediniz?" Diye İvan tedirginlikle sordu.

"Demek istediğim 1. Sınıfların eğitmenlerinden bile daha iyi kılıç kullandığın, böyle yeteneği olan birisinin mankeni parçalayacak güce sahip olması ihtimali oldukça yüksek." dedi Hyuu.

"Başeğitmenin övgülerini almak beni mutlu etti, fakat güçlü eğitmenlerimizden daha iyi kılıç kullanmam nasıl mümkün olabilir? Onlarla eşit güçte olmaktan dahi çok uzağım." dedi İvan.

"Bu sözler yalan değil evlat, oldukça iyi kılıç kullanıyorsun daha önce eğitim aldın mı?" diye sordu Hyuu. İvan başeğitmenin şüphelerini bir sürü için savuşturduğunu anlayınca rahatlamıştı.

İvan Hyuu'nun sorusunu kısaca düşündü. Eğer almadığını söylerse Hyuu buna inanmaz ve önceki şüpheleri yeniden ortaya çıkardı. Leonardo dan aldığı eğitimi söylemesi zaten mümkün değildi. En doğrusunun kısa bir eğitim aldığını söylemesi olduğunu düşündü. Böylece hem yaşıtlarından neden iyi kılıç kullandığını açıklayabilecek hemde Hyuu nun şüphelerini tetiklemeyecekti. Şu zamanlarda en istemediği şey dikkat çekmekti.

"Buraya gelmeden önce 2 yıl babamın tanıdığı bir kılıç ustasından eğitim almıştım." dedi İvan.

Hyuu şaşırdı, 2 yılda savaş okulunun 4. Sınıflarından daha iyi kılıç kullanabilen birisini yetiştirebilen bir eğitmen kesinlikle çok yetenekli biri olmalıydı. Eğer onu okula getirebilirse okulun başarı oranı gözle görülebilecek şekilde artardı ve Hyuu nun krallıktaki önemi artardı. Bu başarı sayesinde başkente çağrılıp orada bile görev yapabilirdi.

"Onun kim olduğunu söyleyebilir misin?" diye sordu Hyuu.

İvan üzgünmüş gibi başını iki yana salladı. "Ustam bir yerde çalışacak birisi değil." dedi. Hyuu nun açgözlü bakışlarından ne düşündüğünü anlamak zor değildi.

Hyuu hayal kırıklığı yaşasada yüzünde bir değişiklik olmamıştı. Tamam anlamında başını salladı ve İvan'ı serbest bıraktı.

İvan tam anlamıyla ancak Hyuu gittiğinde rahatlayabilmişti. Akşam vakti olduğu için herkes yatakhaneye gidiyordu. Belirli bir saatten sonra yatakhane dışında olmak yasaktı.

"Kılıç ve mızrak güçlü olabilir, fakat keskin bir akıl bunlardan çok daha güçlüdür." Akhan İvan'ı övmek için söylemişti. Öğrencisinin bu yaşta böyle bir soğukkanlılık göstermesi onu gururlandırmıştı. İvan Hyuu nun her sorusuna mantıklı ve inanılabilir cevaplar vermiş, tedirgin olsada yüz ifadesiyle bunu belli etmemişti. İvan Akhan ın övgüsüyle mutlulukla doldu, ustasının ne kadar güçlü olduğun biliyordu. Onun sözleri oldukça önemliydi.

İvan yatakhaneye girdi, kendisi haricinde odada 10 kişi vardı. Seçtiği yatağa geçerken birkaç savaşçı onu izliyordu. Bunun nedeni onların kılıç eğitiminde bulunmalarıydı. İvan'ın mankeni parçaladığını görmüşlerdi. Onlar eğitmenler kadar bilgili olmasada mankenin dayanıklılığını biliyorlardı. 2. Seviye birisinin bile gücü onu parçalamaya yetmezdi.

Günün yorgunluğuyla yatağa uzanan İvan çok geçmeden uykuya dalmıştı.

Savaşın BedeniHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin