*Bu hikaye karmaşık bir ruhsal durum içerisinde yazılmaktadır*

Hikaye konusunda bana ilham veren ise dövmem oldu.

İyi okumalar.

---------

Öylece karşımda oturan ve yemeğine eziyet eden Calum'ı izliyordum. Bu sıralar hiç konuşmuyorduk, hem de hiç. Her zaman konuşmayı sevmişimdir, hiç susmadan saatlerce konuşmayı seviyordum ve Calum'da yüzünde o tatlı gülümsemesi ile her zaman beni dinlemeyi severdi ya da beni üzmemek için yalan söylemişti. Emin değildim. Şimdi ise hiç konuşmuyorduk. Bu sessizliği bozmak istiyor fakat nasıl yapacağımı bilmiyordum. Sanki ağzımı açsam umursamayacak ya da bana susmamı söyleyecekmiş gibi hissediyordum. Onunla kavga etmek istemiyordum.

Calum ile evliliğimizin henüz altıncı ayındaydık. Daha öncesinde yaklaşık üç yıl ona aşık bit hayrandım, bir şekilde onunla tanıştığımızda nasıl olduğunu bilmediğim bir şekilde beraber olmuştuk. Onun karşı konulmaz, çekici bir adam olduğunu biliyordum ama bende ne bulduğuna hiçbir zaman anlam verememiştim. Yaklaşık bir sene ne olduğumuzu bilmediğim bir şekilde geçti. Bazen onun evindeydik, bazen benim, bazen ise otelde. Ruhsal anlamda kötü bir durumda olduğu bir süre içerisindeydi, kim olduğunu bilmediğim biri tarafından kalbi kırılmıştı. Ondan hiçbir zaman fazla bir şey istememiştim. Onun yanında olmak ruhsal anlamda bile bana iyi gelirken fazlasına ihtiyacım yoktu. Tura gittiğinde saatlerce konuştuğumuz da oluyordu, uzun bir süre beni aramadığı da. Kalbim kırılıyordu elbet ama o zehirli olsa da panzehir de oydu. O yüzden bir şekilde tekrar bana geleceğini biliyordum çünkü onu kaybetmemek için çoğu şeyi göze alıyordum. Bir gece öylece onun evinde otururken bana evlenme teklifi etmişti, o kadar kafası güzeldi ki sadece heyecanlanmış ve hiçbir şey demeden ona bakmıştım. Uyandığında hiçbir şey hatırlamayacağını biliyordum. Ama o sabah uyandığında her şeyi hatırlıyordu. O gün hayatımda görmediğim kadar romantik bir Calum görmüştüm. Öldüğümü ve cennete gittiğimi bile düşünmüştüm ve o ciddiydi. Daha hayranlar beni bilmezken bana evlenme teklifi etmişti. Ama kabul ettim ve her şey o kadar hızlıydı ki... Bir anda evlenmiştik.

Hamile olduğumu düşünen hayranları olmuştu. Crystal'ı bile severken benden ciddi anlamda nefret eden hayranları olmuştu. Beni sevenler de vardı. Bunun olacağını tabii ki biliyordum, bunların hepsini ben en başında göze almıştım.

Ve altı aydır mükemmel giden evliliğimiz şu an tuhaf bir durum içerisindeydi. Hayatımda hiç olmadığım kadar ondan yorulduğumu hissediyordum. Aynı zamanda hem onun kollarında olup hem de onun yüzünü görmek istemiyordum.

"Yemiyorsan şu yemekle oynamayı kes Calum." dedim çatalı sertçe masaya bırakırken. Başını yemekten kaldırıp bana baktı. Neden bu kadar sinirlendiğimi bilmiyordum. Günlerdir konuşmamamızın sonunda böyle giriş yapmam ise mükemmeldi. Tabağı aldı ve sandalyesinden kalkıp tezgaha yöneldi. Tüm iştahımın kaçtığını hissettim, ah olmayan iştahımın. Mutfaktan çıkmasını bekledim. Mutfaktan çıktığında ise masayı toplamaya başladım. Ne olduğunu anlamıyordum. Tezgaha yaslandım ve ağlamamak için kendimi tutmaya çalıştım. Regl olmama daha çok vardı ve ruhsal durumum sanki regl olacakmışım gibi fazlasıyla karmaşıktı. Öylece yere çöktüm ve dizlerimi kendime çekip başımı dizlerime yasladım. Biraz sakinleşmeye ihtiyacım vardı. Ne kadar böyle kalmıştım bilmiyordum ama ağlamaktan gözlerim yanıyordu. Göz yaşım kalmamış gibi daha fazla akmıyordu. Hıçkırmamak için dişlediğim dudaklarım acıyordu. Berbat gözüktüğüme emindim. Yerimden zor da olsa doğrulduğumda Calum içeri girdi. Hızlıca bakışlarımı kaçırdım ve bulaşıkları yerleştirmeye döndüm. Beni böyle görmesini istemiyordum.

"Sen ağladın mı?" dedi usulca yanıma yaklaşıp kolunu belime dolarken. Arkamı dönmedim, cevap vermedim. Cevap verirsem sesimin bir tarafıma kaçmış gibi çıkacağını biliyordum. Saçımı kulağımın arkasına sıkıştırırken boğazımı temizledim. "Hayır." Sesimi ben zor duymuşken Calum nasıl duymuştu bilmiyordum ama beni kendine çevirdi. Bakışlarımı kaçırdım.

"Neden ağladın?"

"Ağlamadım." sesim hala fısıltı şekilde çıkıyordu. Kollarını etrafıma doladı ve beni kendine çekip sıkıca sarılırken başıma bir öpücük kondurduğunu hissettim.

"Calum neden benimle konuşmuyorsun?"

*bu şarkıyı eklediğim 3.hikaye fakat en iyi bunda durduğuna eminim.*

Rien N'est Eternel •Cth•Where stories live. Discover now