21.Bölüm: "Kırgınlıklar ve Hatalar"

Beginne am Anfang
                                    

Birkaç habere daha bakmak için sayfaları değiştirirken telefonumun ekranında Hoseok'tan gelen mesaj belirmişti.

"Acil odama gel."

Birkaç saniye ekrana baktıktan sonra tedirgin olarak telefonu cebime koydum ve Hoseok'un odasına doğru ilerledim. Kapıyı çalıp girdiğimde Hoseok sandalyesinde oldukça geriye yaslanmış elleriyle önüne düşen saçları itiyordu. Ona en yakın olan koltuğa oturduktan sonra döndüm.

"Ne oldu Hoseok?"
"Lee Yong seni aramış..."
"Evet, az önce konuştum."
"Neden aramış?"

Cümleleri kısa ve sertti o yüzden çekinerek ellerimi dizlerimin üzerinde birleştirdim.

"Dergisinde modellik yapmamı istiyormuş."
"Ne?"

Hoseok geriye yaslandığı masadan ani bir hareketle öne yaklaştı. Gözleri kocaman açılmış, ellerini sıkıca masaya bastırmıştı.

"Merak etme, ben hallettim. İstemediğimi söyleyip kapattım."

Hoseok duyduklarına inanamıyormuş gibi hala parlak gözlerle bana bakıyordu. Daha sonra hiç sevmediğim sadece sinirini bastırmak için sunduğu bir gülümsemeyi sundu bana.

"Halletin mi? O adam istediği bir şeyi alana kadar vazgeçmez."
"Alana kadar mı? Farkındaysan benden bahsediyoruz herhangi bir eşyadan değil."
"Konu bu değil."
"Konu bana modellik teklifi gelmesi ve benim reddetmem, konu sence nedir Hoseok?"

Hoseok şaşkın gözlerle bana bakarken ben de sinirlenmiş bir şekilde orada oturmaya devam ettim. Hoseok sinirlendiği veya kıskançlık krizlerine girdiği zaman çekilmez bir insan oluyordu. Üstelik tavrı beni rahatsız etmişti.

"Sen sakinleştikten sonra konuşsak daha iyi olur Hoseok."

Yerimden kalktım ve ona bakmadan odadan çıkıp kendi masama döndüm. Sandalyeme oturduğum an hızlı ama küçük adımlarla Jimin arkamda belirdi.

"Lee Yong'un seni aradığı doğru mu?"

O an zaten sinirli olduğum için ister istemez iç çektim.

"Madem burada tüm telefon konuşmaları biliniyor o zaman neden hoparlöre alarak konuşmuyoruz?"

Jimin dediğim şey üzerine birkaç saniye bana baktı ve sonra gülerek elini omzuma koydu.

"Seni bu kadar sinirlendiren ne? Bana sinirlenmediğine eminim."

Dudak büzerek Jimin'e döndüm.

"Özür dilerim Jimin, gerçekten de sana sinirlenmemiştim."
"Sorun değil, Jung Hoseok'un odasından mı geldin?"
"Evet, Lee Yong'un beni aramasına sinirlenmiş. Garip davranıyordu."
"Tahmin edebiliyorum... Peki, o seni neden aramış?"
"Modellik için."

Jimin gözlerini kocaman açarak bana yaklaştı.

"Sen ciddi misin? Bu inanılmaz bir teklif Taehyung!"

Gözlerimi ona doğru çevirdim, Hoseok'un aksine daha pozitif bir şekilde bakıyordu.

"Neden ki?"
"O adam bu sektörde uzmanlaşmış biri. Onun dergisindeki modellerin sırtı asla yere gelmez."
"Ama ben model olmak istemiyorum ki!"
"Tabii bu senin seçimin, ama yine de seni aramış olması çok ilginç!"
"Jung Hoseok ve benim birlikte fotoğraf çekimimiz olmuştu, hatırlıyor musun? Orada görmüş beni ve aramak istemiş."
"Vay canına... Gerçekten yakışıklısın Taehyung, Lee Yong seni aradığına göre!"
"Of Jimin!"

Günün geri kalanında Jung Hoseok'la pek konuşmamıştık ve açıkçası konuşma isteğim de olmamıştı. Her zamankinin aksine öğle yemeğinde de onun yanına uğramamıştım çünkü bu çocuksu fevri hareketlerinden yorulmuştum.

My Dear Poem ° VhopeWo Geschichten leben. Entdecke jetzt